Önceliğimiz Esad değil vatan

15 Temmuz gecesi televizyon ekranına ilk o çıktı, “Bu ülkeyi bu hainlere bırakmayacağız” dedi. Yenikapı’daki tarihi buluşmanın mimarıydı.

“Sonuna dek muhalefetle el ele yürüyeceğiz” dedi ve Meclis’teki kanun tekliflerinden tut hükümet icraatlarına kadar o eli hiç bırakmadı.

Bu sayede FETÖ ile mücadele AK Partili yüzde 50’nin değil, Türkiye’nin tamamının davası haline geldi.

Kullandığı dil, soğukkanlı tavrı ve aklıselim duruşuyla muhalefetin 17/25 Aralık sonrasında bile AK Parti’nin sorunu olarak gördüğü FETÖ’nün aslında tüm Türkiye’yi ilgilendiren ciddi bir ulusal güvenlik sorunu olduğunu ispat etti.

*
Göreve geldiği gün, “Düşmanlarımızın sayısını azaltacağız, dostlarımızınkini artıracağız” dedi. En önemli ekonomik ve stratejik komşumuz Rusya ile ilişkilerin düzelmesi için inisiyatif aldı. İş adamlarını, kanaat önderlerini devreye soktu. Sonuçta kazanan Türkiye oldu.

*
İki ay önce “düşük profilli” denilen Binali Yıldırım başbakanlıkta adını tarihe geçirecek ölçekte büyük işlere imza atıyor.

*
Görünen o ki Türkiye’ye çok ağır bedeller ödeten ve artık tutulacak yeri kalmayan Suriye politikasını değiştirmek de Binali Bey’e nasip olacak.

Başbakan Yıldırım dün Türkiye’nin Suriye politikasında köklü değişimler olacağının işaretlerini verdi.

Hiç kimsenin Esad’a bayıldığı yok. Ama artık kronikleşen Esad takıntısını bir kenara bırakıp milli menfaatlerimize bakmanın zamanıdır.

Çocuklarının geleceği, ülkesinin istikbali için sabahlara kadar sokaklarda nöbet tutan bir halkın “Esad’ın geleceğini” düşünecek hali yok. Kim nereye giderse gitsin benim vatanım elden gitmesin de Esad’ın canı cehenneme.