Giriş
Geçenlerde televizyon izlerken bir kamu spotuna rastladım. Tarım Bakanlığı’ndan yayınlanan bir spota... Kısaca diyor ki; arazinizi değerlendirirken yapı inşa etmeyi düşünüyorsanız bize sorun, araziniz tarım arazisi olabilir, gelin size yol gösterelim, değerlendirelim...
Bazı ülkelerde şöyle bir uygulama vardır: Eğer bir arazi tarım arazisi ise sadece tarım yapılabilir, kime satarsan sat... Yok, arazi yeşil alan ise feriştahı gelse burayı değiştiremez. Bir araziniz varsa ve sadece 'iki katlı ev yapılabilir' iznine sahipse, araziyi ister değerlendirin, ister satın, siz veya alıcı, sadece iki katlı ev yapabilirsiniz.
Aynen bizdeki gibi değil mi?
'Taksim Parkı'nı alışveriş merkezi yaptım gitti.'
'AOÇ’ ye saray kurdum bitti.'
Böyle bir anlayışla ülke kanunları düzenlenirse Tarım Bakanlığı da yalvararak 'bize danışın' der.
Güneydeki güzelim Anamur muzları nasıl heba oldu? Arazi sahipleri, arazilerini büyük firmalara sattılar, onlar da oralara dev gibi tatil köyleri yaptılar. Sonuçta çikita da Türk Malı oldu çıktı. Tabii ki tatil köyleri de yapılacak ama başka yer mi yok?
Bizde paran varsa, istediğin araziyi alıp istediğini yapabilirsin. Kimse bir şey soramaz, sorsa bile bir yolu bulunur muhakkak.
---------------------
Nato kafa nato mermer
Geçenlerde, sabahın köründe eşimi ve çocuklarımı Taksim'deki okullarına götürdüm. İstiklal Caddesi’nde eşim Akbil doldururken biz arabada bekledik. Arkaya başka bir araba yanaştı. Eşimin işi yaklaşık 20-25 saniye sürdü, geldi, arabaya bindi, gideceğiz..de!! Gidemiyoruz. Arkadaki araba çıkışımı kapattı, öyle bekliyor.
Herhangi bir sinyal de yok. Arabanın içindeki şoför amcam birşeyler diyor sinirli sinirli bana bakarak, ama farkında değil, arabasında ön cam var, bir şey duyamıyorum.
Camımı açtım, tipik baş-el-kol triosu ile ne istediğini sordum, anladı valla...
Eliyle sağa döneceğini bana izah etti. Ben de parmaklarımla 'neden sinyal vermiyorsun ta baştan' gibi bir diyalog başlattım.
Bu Tarzanca diyalog yaklaşık 2-3 dakika sürdü.
E be adam!! Ta baştan arkama yaklaşırken sinyalini çaksaydın, ben sana hemen yolu verirdim; hem bunları yaşamaya gerek kalmazdı hem de bu olayı yazıp kendimi ve okuyucularımı meşgul etmek gaflet ve celaletine düşmezdim.
