Gazanfer Gür Organize İşler
HABERİ PAYLAŞ

Organize İşler

12 Haziran’da yapılacak seçim için oy pusulası basım ihalesini önce 11 milyon 990 bin liralık teklifle kazanan firmanın, 3 gün sonra tekrarlanan ikinci ihaleyi 899 bin liraya alması Türkiye’de tuzun koktuğunun resmi belgesi.
2007 seçimlerinde de oy pusulalarını basım işini bir firmanın 4.5 milyon TL’ye yakın bir fiyata alması o tarihte de tartışmalara neden olmuştu. İhaleye girme yeterliliği bulunmadığı gerekçesiyle elenen firmalar konuyu Kamu İhale Kurumu’na itiraz yoluyla taşımış, ancak kurum işin aciliyeti gereği görüşülmesine yer olmadığına karar vermişti. Konu dava yoluyla Danıştay’a da taşınmış ancak dava Danıştay’da da reddedilmişti.

Haberin Devamı

[[HAFTAYA]]

İşin garip yanı oy pusulası basım ihalesinde 3 günde ortaya çıkan 11 milyon liralık farkı izah edemeyen YSK’nın aynı işi 2009'da bugünkü fiyatın 14 katına Finlandiya-Helsinki merkezli bir firmaya vermesi akla hemen “Türkiye’de matbaa mı kalmadı?” sorusunu akla getiriyor. DMO’nun uyarısına rağmen, güvenlik gerekçesiyle son ihalede matbaaların Ankara merkezli olma şartında ısrar eden YSK’nın aklı 4 yıl önce nerelerdeydi! diye kimse sormuyor.
Anlayacağınız her seçim için ayrı şartname yazılıyor.
Ankara Ticaret Odası eski Başkanı ve CHP milletvekili adayı Sinan Aygün, bu ihalede de kimsenin ATO’dan muhammen bedel istemediğini, YSK’nın da kendisinin muhammen bedel belirlemeden ihaleye çıktığını belirterek DMO’nun uyarısıyla devletin zarardan kurtarıldığını belirtiyor.

***

Oy pusulası basımında yaşanan ihale skandalı “Seçim Ekonomisi’nin” sadece bir boyutu.
Buz dağının suyun altında kalan kısmında ise siyasi partilerin yaptığı seçim harcamaları yatıyor.
2820 sayılı siyasi partiler yasasına göre, siyasi partilerin mali denetiminin Anayasa Mahkemesi tarafından yapılması gerekiyor.
Siyasi partilerin yapacakları harcamaların onaylanması işlemi ise siyasi partilerin yetkili kurullarına bırakılıyor.
Siyasi partiler seçim dönemlerinde nerelere para harcar:

-Seçim kampanyasını yürütecek reklam ajansının belirlenmesi,
- Afiş, bayrak, broşür vs. gibi basılı malzemeler,
- Miting, ses düzeni, konser organizasyonu vs.
- Fotoğraf-video çekimleri
- Propoganda için kullanılan araçların giydirilmesi ve ses düzenleri
- Televizyon ve yazılı basına verilen reklamlar vb.
Partililer ve de özellikle seçimlerde büyük mali yükün altına giren adaylar partiye ve gerekli yerlere (yanlış anlamayın il ve ilçelerin düzenlediği Türkiye’nin en pahalı yemeklerine) verdikleri paraların nereye harcandığını hiçbir zaman bilemezler.
İşin garibi Parti Meclisi ve MYK üyelerinin, il ve ilçe yöneticilerinin çoğunluğunun da bu işlerle ilgili yapılan ihalelerden falan haberleri yoktur.
Zaten bu işlerle ilgili ihale falan da yapılmaz.
YSK’nın uygulamalarına haklı olarak büyük tepki gösteren ve işin peşini bırakmayan Sn. Sinan Aygün’den beklediğimiz CHP’nin diğer partilere de örnek olacak şekilde tüm seçim harcamalarını ve yapılan seçim kampanyası ihalelerini kamuoyuna açıklayarak “Siyaset ekonomisi”ne şeffaflık getirmeye başlamasıdır.
Bekliyoruz!

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder