Orhan Gencebay, namıdiğer ‘Orhan Baba’ sanat hayatında 65 yılı geride bıraktı. 73 yaşında ve hâlâ dimdik, genç, zinde. Delikanlı gibi. Tek aşkı Sevim Emre’den müziğe, politikadan ev hayatına dair her şeyi POSTA ile paylaştı Geçtiğimiz yıllarda seri konserler vereceğinizi duyurmuştunuz ama olmadı…Ben önce müzik adamıyım. Müzik çalışmalarımı engeller endişesiyle konser vermedim. Geçtiğimiz yıllarda sahneye çıkmaya karar verdim. Dünya çapında bir projeydi. Türkiye’de ve yurt dışında en az 10 konser olacaktı. Bu arada, ikisi Türkiye’de ikisi yurt dışında dört albüm çıkacaktı. Ama maddi açıdan büyük bir rakam çıktı. Yapmamaya karar verdik.Konser planı rafa mı kalktı? Sağlığım el verirse, ortam oluşursa yapabilirim. Bir anket yaptırdım. Öğrendim ki, sevenlerimin çoğu sahneye çıkmamı istemiyor. Yolda görenler, “Çıkma Baba” diyorlar. 500’e yakın eserim tamamlanmamış durumda. 70 eserim hazır. 10’unu seçip yeni albümümü yapacağım. Önümüzdeki hafta stüdyoya gireceğim. Daha önce de söyledim ama yalancı durumuna düştüm. Gönül dostlarından özür diliyorum. Bu kez albüm kesin. İbrahim Tatlıses sahneye çıkamıyor. Ferdi Tayfur müziği bıraktı. Müslüm Gürses vefat etti. Rakipsiz kaldınız... Onları rakip olarak düşünmedim. Onlar benim kardeşlerim. Bir bütünün parçalarıyız. Ben daha önce müzik yapmaya başladığım için sağ olsunlar hepsi bana saygılıydılar. Ben de onları çok severim.Müslüm Gürses, Murathan Mungan’ın sözleriyle şarkılar yapmıştı. Siz dışarıdan söz almaz mısınız? Müzik adamlığı, bestecilik, söz yazarlığı, aranjörlük ayrı şeyler. Müslüm kardeşim çok iyi bir yorumcuydu, güzel şeyler yaptı. Bir gün Tarkan aradı. Oğlum gibi severim, “Baba, ben çevreyle ilgili bir beste yaptım. Destek olur musun” dedi. Şeref duyarım dedim. Kendi eserlerim dışında ilk defa böyle bir iş yaptım.Söz Tarkan’dan açılmışken, onun hakkında neler söylersiniz? Tarkan çok başarılı ve doğru yolda. Gerekeni kendine has bir şekilde yapıyor. Çok da seviliyor. Şu anda istisna bir yerde. Onu da koruyor. 49 yıldır üretiyorsunuz, hak ettiğinizi kazanabildiniz mi? Müziğe olağanüstü emek veren biriyim. Bununla gurur duyuyorum. 80 milyonluk ülkede benim gibi birikimi olan 20-30 kişidir. Basın hep bahseder, “Onu aldı bunu aldı” diye. Ama zannedilmesin ki milyarderiz. Birikimim var diye kenara çekilmiş değilim. Camianın kurtulması için var gücümle çalışıyorum. Çünkü 10 binlerce sanatçı zorda.Yıllarca yasaklıydınız. Bugün de başka yasaklar var. Düşünceye, sanata yasak konulabilir mi? Düşünce ve duygu özgür olmalı. Fakat zarar veren yayınlar varsa onlar da kesinlikle kontrol altına alınmalı. İnternet muhteşem. Herkes her şeyi yazıp çiziyor. Bütün dünya yararlanıyor. Ama herkes birbirine küfrederse, onun özlük haklarına karışır ayaklar altına alırsa olmaz ki. Yasaklara şiddetle karşıyım ama biri size hakaret ederse bunun bir kuralının, yasağının olması lazım. Bu kadar serbest olmamalı. Klasik Batı Müziği’yle 6 yaşında tanıştım. O yaşımda duyduğumu notaya çekiyordum. Sonra sanat müziği, halk müziği, caz, rock… Bu zenginliği Türkiye’ye nasıl taşırım dedim.Futbol geçmişiniz de var. Hangi takımı tutuyorsunuz? 16-17 yaşlarımda futbol oynadım. Kaleciydim. Milli Takımı tutuyorum. Galatasaray’ı ve Samsunspor’u da…Oğullarınız Gökhan ve Altan medyatik değiller, bunu siz mi istediniz? Benim hiç etkim olmadı, kendileri istediler.Onların da sizin gibi sanata eğilimi var mı? Gökhan’ın son zamanlarda oyuncu olma gibi bir isteği var. Altan devlet konservatuarı mezunu. Gelinim de öyle. Fakat Altan yetenekli olmasına rağmen sanatçı olmayı hiç istemedi. Kendisi yapımcıdır, editördür. Torunum Efe çok yetenekli. 17 yaşında 1,95 boyunda. Mavi gözlü, yakışıklı bir delikanlı. Siyasete girmeyi düşündünüz mü? Çok teklifler oldu. Ben siyasi olarak “Doğrusu şudur” diyecek biri değilim. Siyasi olarak herhangi bir amblemin altında bulunmak istemedim. Sanat siyasete alet olmamalı. Sanat özgürdür, sınırsızdır, kesinlikle siyaset yapmaz. Kutuplaşmalara karşıyım.Dinin siyasete karıştırılmasını doğru buluyor musunuz? Atatürk’ümüzün deyimiyle, dinler son derece önemli ve gerekli müesseselerdir. İnsanların inanışları toplumun selameti için yararlıdır. Dinler Allah’ı ve kelamını anlatırlar. Dinler bir amaçla katiyetle kullanılmamalıdır.O meşhur şarkınızda dediğiniz gibi, “Batsın bu dünya” dediğiniz oldu mu? İnsanların mutluluklarını, öz değerlerini koruyana saygı duyarız. Koruyamayanın değiştirilmesi lazım. Dolayısıyla “Batsın” diyoruz. Dünyada 7,5 milyara yakın nüfus var. Ve doğal kaynaklar gittikçe azalıyor. Ve insanlar bencil. Başrolde para var. Hanım hayranlarınız çok. Telefonla taciz eden oluyor mu?Her türlü konuyla muhatap oluyoruz. Ama gerekeni, gerektiği şekilde değerlendiriyoruz. “Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni” dedik. Yeter ki telafisi olmayan hatalar yapılmasın.Sevim Hanım’ın kıskançlığı hep konuşulur. Çok mu kıskançtır? Sevilen kişi, ilgi duyulan kişidir. Sevim Hanım bunu 40 yıldır biliyor. O da tanınan, sevilen biridir. Ben de şükürler olsun ne yaptığını bilen bir insanım.Siz kıskanç mısınız? İlkel kıskançlıklara karşıyız bir kere. Bencil duygularımızla yaşadığımız insanın yaşam hakkına tecavüz etmek olmaz.Oldu da, Sevim Hanım’ı üzdünüz. Kalbini geri kazanmak zor mudur? Aramızda istemediğimiz birtakım şeyler yaşanırsa da ömrü çok kısadır. 15 dakika, bilemedin yarım saattir. Sonra kaldığımız yerden devam ederiz. Sizce aşkın tanımı nedir? Tutkudur aşk. Onun her alana yayılan duyarlılığı sevgi olarak tanımlanır. O sevginin içerisindeki bazı noktalar tutku haline gelebilir. İşte aşk, bunun delisi olmaktır, ona tutuklanmaktır. Aşk bir zirvedir. Giyim tarzınızı hiç değiştirmediniz… Diktiriyor musunuz, hazır mı alıyorsunuz? Takım elbiselerimi kesinlikle özel diktiriyorum. Ama diğer şeyleri hazır alıyorum. Sevim Hanım zevkimi ve tarzımı bilir, ona göre alışveriş yapar. Genellikle de beğenirim hepsini.Sizi hiç kot pantolonla görmedik, neden? Alışamadım. Denedim, yakışmadı. Gençken İspanyol paçayı severdim. Benden önce köşeyi dönerdi 36 paça. Eski sporcuyum, vücutçu... Geniş omuzla 18 paça ters geliyordu. Ondan dolayı pek düşünmedim açıkçası.Hâlâ vücut çalışıyor musunuz? Ağırlık kullanmıyorum artık. Yürüyüş, jimnastik yapıyorum, yüzüyorum. Yememe içmeme dikkat ediyorum. Eskiden haftada üç-dört gün spor salonundan çıkmazdım. Atletizm yapardım, ava giderdim. Spor yaptığım için dik duruyorum. Bu sebepten bana ‘kasıntı’ demişlerdi. Allah korusun, ne kasıntısı. Yemek yapar mısınız? Yapmam sadece yemesini bilirim. Sevim Hanım mutfakta harikadır.En çok hangi yemeklerini seversiniz? Hepsi birbirinden harikadır. Pırasa dolması istisnaidir ama her yemeği muhteşem yapar. Samsunlu olduğum için balığı çok severim.Para işleriyle kim ilgilenir? Hesap kitap işleriyle ben ilgilenirim. Elim açıktır. Sevim Hanım benden daha tutumludur. Ama fuzuli harcamayı ben de sevmem. Bu röportaja gelirken, ölmek üzere olan iki kedi yavrusu gördüm. Onları veterinere götürdüm. İki evlatlığım oldu. Bazıları bu durumda, “Bırak, onların kaderi bu” der. Ben diyemem. Para harcamak için var. Onu tanıdığımda Türkiye Güzeli seçilmişti. Ben büyüğüydüm, ona abilik yaptım. Sonraki zor günlerimde bana dost olarak yardımcı olmaya çalıştı. Birbirimize yakınlaştık. Derken farklı oldu her şey. O beni ben onu biliyordum. Birbirimizi değiştirmeye hiç çalışmadık. Demek ki aileden biri gibi görüyorlar ki bu unvanı bana veriyorlar. Ya da manevi yapımı beğeniyorlar. Ne mutlu bana!İngiliz rock grubu Led Zeppelin’in solisti Robert Plant, müziğinizden etkilendiğini söylemiş… Kendilerini tanımam. Sorbonne’da öğretim üyesi olan bir ahbabım doktora tezini benim müziğim üzerine yapıyormuş. Tezine göre şöyle diyormuş grup, “Bu Türk müzisyen bir ilah...” Ayrıca, “Müziğimizde Gencebay’ın bazı riff’lerini, ritmlerini kullandık” demişler. Tabii ki bu beni çok mutlu etti.