Magazin Örnek bir 'First Lady' Banu Türkoğlu

Örnek bir 'First Lady' Banu Türkoğlu

Paylaş
Örnek bir 'First Lady' Banu Türkoğlu

Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu'nun eşi Banu Türkoğlu, zamanının önemli kısmını sosyal sorumluluk projelerine ayırıyor...

Önceleri 'gösteriş' olarak algılanması kaygısıyla yardım elini gizleyen Türkoğlu, çevresinin 'örnek olman gerek' telkinleri ile ikna olduktan sonra daha bir ön plana çıkmaya başladı... Kanserli çocuklardan engelli sporculara kadar uzanan geniş yelpazede görev alan Banu Türkoğlu, kah bir hastanede şifa bekleyenlere moral veriyor, kah yoğun bakım servislerinde boy gösteriyor...

“İnsanların kalplerine dokunmak beni mutlu ediyor” ifadesini kullanan Türkoğlu, basketbol camiasına yeni bir soluk getiren Ribaund dergisinin ilk sayısına konuştu. Ribaund ekibini Akasya AVM'de bulunan kendisine ait Shaba Club'ta ağırlayan Türkoğlu'nun diğer açıklamaları şöyle...




“Yıllarca ABD'de yaşayıp Türkiye’ye dönünce alışmam biraz zaman aldı. ABD’ye gittiğimde henüz çok gençtim. Dersler ve eşimin basketbol hayatı nedeniyle günler yoğun geçtiğinden alışma sürecinde zorluk yaşamadım. Biri Yunan, diğeri Yugoslav iki aile ile sıcak komşuluk ilişkilerimiz sayesinde hiç yalnızlık çekmedim. Şimdi zamanımın büyük bir kısmı Shaba Club'ta geçiyor. Çocuklar okuldayken burası ile ilgilenirim diye düşünmüştüm ama pek de öyle olmadı. Çünkü Türkiye'de spor salonlarında akşam saatlerinde yoğunluk oluşuyor. O nedenle ne yazık ki çocukları evde karşılama planımı bir türlü uygulayamadım. Ama Shaba çocuklara da imkan sunan bir tesis olduğu için burada da güzel vaktit geçirebiliyoruz.”



“Sosyal sorumluluk projeleriyle içli dışlı olmam ABD’de başladı ama Türkiye'ye pek yansımadı. Daha doğrusu yansıtmamayı tercih ettim. İnsan duygusal tatmin yaşayınca başka hiçbir şeyi umursamıyor. O nedenle geri planda kalmak istiyordum. Sonraları arkadaşlarım öne çıkmam konusunda telkinlerde bulundu. Örnek olabileceğime beni inandırdılar. Başka insanları da çekebilme hedefiyle öne çıkmaya başladım. ABD’de kanserli çocuklar ve yardıma muhtaç insanlarla ilgili derneklerle çalışıyordum. Florida Çocuk Hastanesi’nde gönüllü olarak görev yaptım. Kanserli ve teşhisi konulamayan çocuklar ile ilgilendim. Yoğun bakım servisinde görev aldım. O gün için neye ihtiyaç varsa onu yapıyorum. Bu, kimi zaman kahve getirmek olabildiği gibi kimi zaman da odayı dekore etmem gerekebiliyor... Bazen de sadece ailelere moral vermek amacıyla sohbet ediyoruz...”



“Türkiye’ye döndükten sonra hali hazırda ilişki içinde olduğum derneklerle çalışmaya başladım. Geçen yıl engelliler haftasında, ‘Mutluluğun Adresi’ isimli sosyal yardımlaşma derneği ile Basketbol Federasyonu'na ziyarette bulunduk. O günden sonra tekerlekli sandalye basketbolu ile yakınlaşmaya başladım. Tekerlekli sandalye basketbol oyuncusu Selin (Şahin) ile aramızda farklı bir bağ oluştu. Artık abla-kardeş gibiyiz. Selin, bedensel engelli birinin de spor yapabileceğinin, hayatına normal akışında devam edebileceğinin en güzel örneklerinden biri. Hayat dolu ve gerçekten engeli yokmuş gibi... Selin’i kızımın okulunda da ağırladık. Onu tanıdığım için çok mutluyum. Engelli sporculara, özellikle de tekerlekli basketbol takımlarına mümkün olduğu kadar dokunmaya çalışıyorum. Tekerlekli sandalye basketbolu Basketbol Federasyonu'na bağlı değil. Ama Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet (Türkoğlu) Bey ve yetkilileri içinde basketbol geçen her şeye çok duyarlı davranıyor.”



“Ülkemizde engellileri kapsayan spor olanakları hâlâ gelişim düzeyinde. ABD’de ise son derece profesyonelce yapılıyor. Fiziksel engelliler orada hayatın her alanına entegre olmuş durumda. Ama görüyorum ki ülkemde de bu konuda farkındalık oluştu ve büyük gelişmeler yaşanıyor. Bu beni sevindiriyor.”

“Eşim basketbolu bırakmak istediğinde ona karşı çıktım. Belki birkaç sene daha oynayabilirdi. Ama olay kafada bittiği anda kimse bu kararı değiştiremiyor. Kararlılığını görünce 'madem istediğin bu tamam bırak' dedim. Eşim kariyerine nokta koyduğunda sakin bir hayatımız olacağını düşünüyorduk. Ama hiç de öyle olmadı. ABD'de en azından hayatımız programlıydı. 8 ay sonrasında ne yapacağımıza, nereye gideceğimize dair planlarımız vardı. Şu an eskisinden yoğunuz. Üstelik daha belirsiz bir hayat yaşıyoruz.”



“Kızlarımın sporcu olmasını çok isterim ama basketbolcu olmaları şart değil. Yüzme ve tenis gibi bireysel sporları yapmalarını tercih ederim. Ama büyük kızım Ela’nın öyle bir ilgisi yok. Basketbolu seviyor. Küçük kızım Zeynep ise jimnastiğe meraklı. Haftada 3-4 gün jimnastik antrenmanı yapıyor.”

“Eşimden dolayı basketbola ilgim yüksek. En sevdiğim basketbolcu Michael Jordan. Türk oyunculardan da tabii ki eşim. Türk basketboluna hizmet etmiş çok değerli basketbolcular var. Onlara haksızlık etmeyelim tabii ki...”



Haberin Devamı