Cumartesi Postası Otostop deneyi: Ne olursa olsun birbirimize güvenmeye devam edelim

Otostop deneyi: Ne olursa olsun birbirimize güvenmeye devam edelim

Paylaş
Otostop deneyi: Ne olursa olsun birbirimize güvenmeye devam edelim

Işıl Cinmen, Cihangir’deki evinden Şişli’deki gazeteye otostopla gelmeyi denedi. Yolda beş araç değiştirdi. Varış noktasına 2,5 saatte sağ salim geldi. Sürücülere “Neden birbirimizden korkar olduk?” diye sordu, onların otostop maceralarını dinledi

IŞIL CİNMEN

Fotoğraflar: Muzaffer Kantarcıoğlu

"Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıklarına esir olanlar,
Her gün aynı yolları yürüyenler,
Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
Heyecandan kaçınanlar,
Bir yabancı ile konuşmayanlar."

Martha Medeiros


Brezilyalı yazar Medeiros’un bu satırlarını okuduğumda “Yarın işe otostopla gideceğim” dedim.

“Tehlikeli!” dediler.

Neden? Metrobüsten, otobüsten her gün taciz haberleri gelmiyor mu? Kimse birbirine zaten yardım etmiyor, yalan mı? Birlikteyken de yalnız değil miyiz bu devirde aslında?

Ben insanlara güvenmeyi seçiyorum. Sağ başparmağımı havaya kaldırınca kim durursa, onun yoluna eşlik edeceğim, hikâyesini dinleyeceğim.

Soracağım… Ne zaman bu kadar korkar olduk birbirimizden?

Neden güvenemiyoruz kimseye?

İçine kesici madde, biber gazı falan koyduğumdan şüphelenmesinler diye yanıma çanta almıyorum. Fotoğrafçım Muzaffer Bey köşelerde saklanıyor, ben maceraya başlıyorum.


YOLA ÇIK YOL AÇIK


Cihangir’den bindiğim arabanın şoförü tanıdık çıkıyor, o sayılmaz. Beni Nişantaşı’na yakın bir yere atıyor. Yaklaşık bir dakika içinde biri beni kabul ediyor. Bir motosiklet! Sürücüsü, “Fazla kaskım var, atla” diyor. “Bir otostopçu atasözü der ki; Yola çık, yol açık” diye başlıyor söze.



20’lerindeyken çok otostop çekermiş, şimdi 36 yaşında. İstanbul’dan çıkıp Antalya’ya kadar gitmiş bir seferinde. Dolu anısı var. “Parmağı havada kimi görsem eski günleri hatırlarım. Şüpheli bir tip değilse hemen dururum” diyor.

Önyargılı bakışlar

Baştan beri kendimi hazırladığım o sorgulayan, önyargılı bakışlarla Dolmabahçe yolunda karşılaşıyorum. Trafikte dururken olu


Dolmabahçe

TUHAF GÜVENSİZLİK

Akaretler’deyim. Tek kapılı otomobildeki iki genç trafiği kitliyor. Kornalar eşliğinde arkaya atlıyorum. “Seni tebrik etmek için arabaya aldık. Bu devirde bu cesaret. Hiç haber okumuyor musun?” diyorlar. Biraz konuşunca baştaki o tuhaf güvensizlik yerini hoş bir yol arkadaşlığına bırakıyor.


Akaretler

KİMSE DURMUYOR

Beşiktaş’taki Deniz Müzesi’nin önünde otostop çeken birine rastlıyorum. 17 yaşındaki Efe, “En ucuz yol bu ama bana zor duruyorlar. Bazen pes edip otobüse biniyorum” diyor.


Beşiktaş

İKİ YABANCI

Şiir gibi konuşan güvenlikçi Fahri Amca beni arabasına alıyor. “Kızım, iyi ki geldin. Görmeyi çok önce unuttuğum bir şeyi hatırlattın bana. İki yabancı ne kadar da bir olduğumuzu aslında....”


Beşiktaş

YOL NEREYE GÖTÜRÜRSE...

İki saatin sonunda yol beni Arnavutköy’e getirdi. Son yol arkadaşım da beni Şişli’ye götürecek. Kıyısından köşesinden de olsa farklı hayatlara dokundum. Hikayeler dinledim. Tekrar anladım ki; tanımadıklarımıza güvenerek çıkmalıyız yola. Elbette gözümüz açık olacak ama...


Arnavutköy

OTOSTOP NOTLARI

● En son otostop çektiğimde 24 yaşındaydım. Son sekiz yıldır değişen bir şey yok! Otostopçuya kapısını açan sürücü profili hâlâ yardımsever, nazik, mesafeli ve anlayışlı.

● Ancak 2,5 saatlik otostop maceramda bir tek kadın şoför bile beni aracına almadı.

● Sürücülerin tümü güzergâhlarını değiştirmeyi göze alıp beni son durağım Şişli’ye kadar bırakmayı teklif etti. Ben onların istikametini değiştirmelerini istemedim. O yüzden 20 dakikalık yol 150 dakika sürdü.

● Duran şoförlerin hepsi geçmişte otostop çekmiş. Otostop onlar için nostaljik bir ulaşım yolu.

● Elbette bu tavsiye değil, sadece deneyimdir.

Haberin Devamı