Öyle erkeğe böyle kadın

Çevremdeki herkes yakınıyor, etrafta doğru dürüst adam, kadın yok diye. Yakındıklarına göre, kendilerini doğru dürüst adam ya da kadın statüsüne sokuyorlar. Yani, kendileri gibi kimse yok, o yüzden yalnızlık çekiyorlar. Bu kadar çok yakınan insan varken neden birbirlerini bulmuyorlar acaba? Herkes kendisinin en iyi olduğunu söylüyorsa, kötülerin sayısının az olması gerek. İyelerin de birbirini bulması gerek. Ama nerde...

***

Hiç kimse dürüst değil. Herkes kendi bahçesinin pisliğine bakmadan başkalarının bahçesinin kirliliğinden yakınıyor. Kalabalık bir masada yine böyle ilişkilerden konuşurken beylerden biri “Helal süt emmiş kız bulunmuyor artık” diye bir laf attı ortaya. “Ne demek helal süt emmiş kız?” diye sordum ben de. “Benimle bir masada otururken başkalarına bakmasın mesela...” diye cevap verdi. Bir erkekle masada otururken başka erkeklere bakan kız... Böyle tanımlandığı zaman ne kadar da itici öyle değil mi? Helal süt emmiş kızın tanımını yapan o erkek, masada başka kadınlar olmasına rağmen bir süre sonra pistte dans eden kızlara bakmaya başladı. “Peki senin yaptığın nedir dostum?” diye sorduğumda da kızarıp bozardı. İşte bundan söz ediyordum, “Kimse dürüst değil” derken.

***

İnsan başkalarından bir şey beklerken kendini de sorgulamalı. Nasıl davranırsa aynı şekilde karşılık görür çünkü. Önce sen o aradığın insanlar gibi olacaksın, ondan sonra bulamıyorsan yakınacaksın. Aşk pazarları kuruluyor, sokaklarda, kulüplerde. Tek gecelik ilişkiler aşk diye alınıp satılıyor. Yatılıyor, kalkılıyor, ertesi gün aramadığında da yakınılıyor. Kimsenin seksine karıştığım falan yok. Herkes canı istediği gibi davransın. Herkes kendinden sorumlu. Ama kimse yaptıklarından dolayı başkalarını suçlamasın. Erkek, erkek gibi olmadıkça, kadın da kadın gibi olmayacak. Bu böyle biline. Ben yanında biri varken başkalarına bakanlara ‘kırık göz’ diyorum. Bu şekilde davranan kadınlardan da erkeklerden de nefret ediyorum. Bu arada yanlış anlaşılmak da istemem, kimsenin başını öne eğip o şekilde durmasını falan istemiyorum. Benim sözünü ettiğim bakışın ne olduğunu anlarsınız sanırım.

***

Bir de, giyimleriyle, dilleriyle, davranışlarıyla birbirinin aynı olan insanlardan nefret ediyorum. Sanki aynı tornadan çıkmış gibi. Beğenileri, gittikleri yerler hep aynı. İşte o kırık gözlülerden çok miktarda bulabilirsiniz bunların arasında. Hepsi birbirinden öğreniyor aslında. Öğreniyor ve uyguluyorlar. Sonra da utanmadan yakınıyorlar. Böyle erkeklere böyle kadınlar, böyle kadınlara da böyle erkekler az bile.