Chanel çizgisini çok güzel bir biçimde yaşatan tasarımcı Karl Lagerfeld bu koleksiyonda da her zamanki gibi beyazın ve siyahın tonlarına ağırlık verirken bunları özellikle kırmızı detaylarla destekledi. Geniş hacimli formların yer aldığı koleksiyonda klasik Chanel çiçeği, aksesuar olarak geçen yaz da bol kullandığımız denizci renkleriyle yer aldı.

Buram buram Chanel detayları taşıyan koleksiyonun tasarımcısı Karl Lagerfeld seneler önce yaptığı “Coco’nun çizimlerine düştüğü notları anlamam ilk üç yılımı almıştı” açıklamasının hakkını verircesine markanın ruhunu yaşatıyor.

Herkes oradaydı
Karl Lagerfeld kendi adını taşıyan markasının defilesinin etkileri henüz geçmeden son olarak Chanel defilesiyle hepimizi büyüledi.

Yağmurlu Paris havasının ıslak sokaklarına inat en yüksek stilettolarını giyip gelen konuklar sadece basın ve alıcılar değildi elbette. Kısa bir bakışta ilk göze çarpanlar eski Fransız Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın eşi Bernadette Chirac, top model Claudia Schiffer, Amerikalı şarkıcı Rihanna, Beatles grubunun kurucusu John Lennon’ın babası gibi müzisyen oğlu Sean Lennon, Amerikalı şarkıcı Prince ve nişanlısı oldu.

Kapıdaki kalabalığa rağmen defile salonuna girdiğimizde büyük bir tezatla karşı karşıya kaldık. Grand Palais’nin geniş cam kubbesinin ferahlığı, kapalı olan havanın etkisiyle içeride çiftlik temalı hazırlanmış şahane bir podyuma güzel bir loşluk veriyordu. Herkesin defilenin başlamasını beklediği, fotoğrafçıların yoğun bir biçimde çalıştığı çok heyecanlı bir ortam vardı.

İnce eleyip sık dokunduğu belli davetli listesi ve büyük kapasiteye yönelik salon herkesin şovu rahatça izlemesine müsaitti. Defilede beklenmeyen sürpriz 1985 doğumlu İngiliz şarkıcı Lily Allen’ın nefis bir şovla sahneye gelerek şarkı söylemesi oldu.

Sırada Galliano var
Fransız konuklar önümüzdeki hafta Chanel’in moda evinde yapılacak tanıtımla koleksiyonu daha yakından tanıma fırsatı bulacağı için sadece şovu izlemekle yetinirken özellikle yabancı konuklar gördüklerini not alma telaşındaydı.

Karl Lagerfeld’in ‘ilham kaynağım’ diyerek yanından ayırmadığı ve kendisinde gençliğini gördüğünü söylediği model Baptiste Giabiconi podyuma geldiğinde meraklı bakışlar altında adeta ışıldıyordu. Karl Lagerfeld defile sonunda podyuma her zamanki siyah ceketi, beyaz gömleği, gözlükleri, özgüvenine olan sadakati ve sakinliğiyle geldi, konuklara müteşekkir oluşunu zarif bir biçimde ifade etti.

Genelde alışık olunan şekilde, ufak ve çekingen bir selamla kulise dönmeyi yeğleyen birçok modacının aksine emin ve yavaş adımlarla ilerleyen Karl Lagerfeld’in aldığı tebrik alkışları koleksiyonun beğenildiğini kanıtlıyordu. Çıkışta salonun büyülü atmosferi içeride kalmış, hepimizi bir sonraki defileye yetişme telaşı sarmıştı.

Karl Lagerfeld son defilesini de tamamladığı için bu akşam iyice dinlenebilecek, fakat bizim için asıl dinlenme yarın akşam moda devlerinden John Galliano’nun defilesinden sonra başlayacak.

Huban AYŞEM