Pazar Kahvesi

Seçimle gelen seçimle gitsin. Bu eski bir yalan. Tayyip Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanlığı’ndan sanki seçimle gitti...

90’lı yıllarda Leyla Zana, milletvekilliğinden sanki seçimle gitti...

Daha da vahimi, Erbakan Başbakanlıktan sanki seçimle gitti.

Hepsini tek tek saydırmayın bana. Deniz Baykal, CHP liderliğinden sanki seçimle gitti.

★

Görevden alınma ihtimali olan Belediye Başkanları için şimdi ortak tavrımız şudur:

-Görevden almayın. Seçimle gelen seçimle gitsin. Çok güzel.
- Peki Melih Gökçek için ne diyorsunuz?
- O mu? O hemen gitsin.
- Niye gitsin?
- Ben onu sevmem.

★

İşte kafa, o kafa. Tıpkı ne gibi...
Hani var ya: - Tutuklamayın, tutuksuz yargılayın. Çünkü bizdendir.
- Peki, ötekini ne yapalım?
- Onu sakın salıvermeyin. Tıkın içeri.

★

Yıllar önce...
Bu Melih Gökçek, ilk Belediye Başkanı seçildiği gün, zaten protesto edilmişti. Daha doğrusu, protesto edilen, doğrudan Ankara halkıydı...

İlerici demokratlar, gidip adliyenin önünde eylem yaptılar. Onuncu Yıl Marşı falan.
- Yedi bela Melih... Bu adamdan kurtulamıyoruz. Sonradan kaç seçim daha kazandı.
Tayyip Erdoğan niye bunu almıyor görevden?
Olur mu yahu?
- Hak, hukuk, adalet...
- Ne diyorsun sen? - Diyorum ki, seçimle gelen seçimle gitsin.

★

İşte, eski bir yalan... Adem’le Havva’dan kalan. Bir de Türkiye’de demokrasi yok diyorlar.
Demokrasi bal gibi var.
- Demokrat yok.