Pazar Postası Böyle giderse ilk üçteyim!
Paylaş
Böyle giderse ilk üçteyim!

Yok Böyle Dans' yarışmasında futbolculuğundan sonra dansçılığıyla da büyük beğeni toplayan Pascal Nouma konuştu

FİGEN ONUR ERTAN

Eski futbolcu Pascal Nouma (38), Türkiye’ye gelen yabancı sporcular arasında en renkli olanlardan... O her zaman saha içindeki hareketleri kadar futbol dışı hareketleriyle de konuşuldu. Sadece Beşiktaşlı taraftarlar değil, diğer takım taraftarlarının, hatta futbolla ilgisi olmayanların bile sempatisini kazandı... Gelmiş geçmiş en agresif futbolcuların başında gösterildi. Ama öyle bir şeytan tüyü var ki; herkes onu bu agresifliğiyle kabul etti ve sevdi. Hırslı ve inatçı kişiliği sayesinde, yakalandığı kanser hastalığını da yendi.

2003 senesinde yakalandığı kanseri ailesinden bile sakladı, 8 ay boyunca ağır bir kemoterapi/ radyoterapi tedavisi gördü, 20 kilo kaybetti. Doktoru “Artık futbol oynayamazsın” dedi ama o tedavi biter bitmez sahalardaydı... Bir süre daha futbola devam etti sonra bıraktı. Türkiye’den ise kopamadı... Futboldan sonra televizyonların parlayan yıldızı haline geldi. TV dizisi, sinema filmi derken şimdi de Acun Ilıcalı’nın ‘Yok Böyle Dans’ adlı yeni yarışma programında dans ederken izliyoruz onu... Yarışmaya katılan ünlüler arasında en iyi erkek dansçı o... Gittik, provasına katıldık, ayaküstü yeni başladığı ‘dans kariyerini’ konuştuk...

Dans etmek zormuş. Öyle her müzik çaldığında hadi eller havaya diyerek omuz titretip, kalça çalkalamakla olmuyormuş. Tam 2 saat boyunca Pascal Nouma ile eğitmeni Valeria Milova’nın dans provalarını izledik. Tekrar tekrar her figür, her adım. Yok elin şöyle duracak, kafan bu tarafa dönecek, gözlerin şu tarafa bakacak, ayaklarında matematiksel hesaplarla bir ileri, bilmem kaç geri... Biz yorulduk izlemekten, onlar yılmadı. Hesap kitap, estetik, kondüsyon, azim, ezber, iyi bir hafıza ve odaklanmak gerekiyor özetle.

Yeşil sahaların asi, sıradışı ve agresif futbolcusu Pascal Nouma ile futbol dışı bir sohbet yapalım dedik. Eh Pascal yine gündemde... “Yok Böyle Dans” yarışması geçen pazar gecesi başladığından beri herkes yine ondan söz ediyor. Yeşil sahalarda 90 dakika top peşinde koşup, çalım atmaktan, kristal avizeler altında parke üzerinde ölçülü adımlar atmak nasıl oluyor, merak ettik. Yarışmanın ilk gününde büyük beğeni toplayan, ilerideki haftalarda kendisinden yine kendisine yakışır türden büyük çıkış beklenen Pascal Nouma bakalım dans pistinde nasıl çalımlar atacak?

Provalar sırasında son derece disiplinli, azimli ve esprili bir Nouma vardı. Yeşil sahadaki Nouma’nın tam tersiydi sanki. Hatta bir ara eğitmeni Valeria, sağ ayağını hızla yere vurması gerektiğini tekrar tekrar söylemek zorunda kaldı. Nouma’nın yaptığı hareketi bir türlü beğenmiyordu. En sonunda noktayı koydu; “Daha agresif ol!” Nouma gülerek lafı hemen yapıştırdı: It’s my job! (Bu benim işim!) Sizce de öyle değil mi? Çok keyifli, eğlenceli bir provanın ardından ayaküstü biraz sohbet yaptık... Yeni Pascal’ı bu haliyle daha da çok seveceksiniz!

Eski bir futbolcu olarak sence dans mı futbol mu daha zor?

Dans tamamen farklı bir şey. Baş, gözler, eller, ayaklar hepsi uyumlu olacak... Dansta bütün hareketler çok önemli. Tüm vücudumu kontrol etmeye çalışıyorum müziğin ritmiyle. Zor geliyor ama çalışarak oluyor.

Ayağına top geldiğinde harikalar yaratan bir futbolcu için dansta en zor gelen şey nedir?

Bir kere kendi kendime de çok şaşırıyorum, onu belirteyim. Bunlar hiç benim tarzım müzikler de değil. Arada bir hip hop dans etmişliğim var ama bunlar benim hayatımda duymadığım şarkılar, müzikler. Ne evde ne de başka yerde hiç duymadığım, dinlemediğim müzikler.

Hayatında hiç sevdiğin kadınla falan böyle değilse bile buna yakın, bu tür diyeyim bir dans yapmadın mı?

Hayır ben bu programdan önce böyle bir dans hiç yapmamıştım!

Ev deyince aklıma geldi, kızın evde sana “Baba bu figürleri benimle yap, benimle de böyle dans et” demeye başlamadı mı?

Kızım çok küçük yaştan beri zaten dans dersleri alıyordu. Daha böyle bir şey istemedi benden ama yakındır! Hem o denerse kesin hepsini çok güzel bir şekilde yapar.

Çocukların yarışmanın ilk gecesinde seni izledikten sonra ne dedi?

Çok beğendiler. Sadece onlar değil, tanıdığım pek çok insan beni aradı, çok beğendiğini söyledi, tebrik etti.

Provanızı izledik. Eğitmenin de çok sempatik ve sabırlı. Evet çok iyi bir hoca.

Birbirimizi 10-15 gündür tanımış olmamıza rağmen iyi arkadaş olduk. Sana bir şeyler öğretecek biriyle yakın olmayı başarabilmek çok önemli. Ben şanslıyım, çok hoş ve çok iyi bir hoca.

Tam 2 saat aralıksız çalıştınız, hiç sıkıldığın oluyor mu?

Bana öyle iyi yaklaşıyor, öyle bir motivasyon veriyor ki; zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. Sadece dans etmeye odaklanıyorum, dünyanın geri kalanı tümüyle ilgi alanımdan çıkıp gidiyor...

Kendinizi yarışmanın sonunda nerede ve nasıl görüyorsunuz? Yani dereceniz ne olur?

Asla pes etmem. Hedefim ilk üçte yer almak. Ama her zaman ilk olmayı isterim, bunun için de elimden geleni yapacağım!

Peki Beşiktaşlı taraftarlardan ne gibi yorumlar geldi?

Sadece Beşiktaşlı değil, Galatasaray olsun, Fenerbahçe olsun, diğer takım taraftarları da beni yolda görünce hemen yanıma geliyor. Hepsi tebrik etti beni, “Çok güzel dans ettin” dediler.

Bugüne kadar futbolseverler tarafından büyük ilgi görüyordun. Yarışma başladıktan sonra ilgi yelpazesi değişti mi? Kadınların ilgisi arttı mı mesela?

O ilgi her zaman vardı! 2000’den beri beni hem kadınlar hem de erkekler yolda gördükleri zaman durdurup konuşmak istiyorlar. Ama, evet galiba haklısın, belki bu programdan sonra hanımların ilgisi daha fazla olur. Tanıdığım kızlar “Çok iyi dans ettin” diyorlar ama... O kadar da iyi değilim, tabii şimdilik...

Daha çok az zaman oldu...

Evet, daha haftalar var önümde... Bugün benim için zor olan hareketler zaman geçtikçe daha kolay gelmeye başlayacak. Daha sadece ikinci haftadayım ama epey bir farklılık hissediyorum dans edişimde, böyle giderse umduğum gibi bir sonuç yakalayabilirim...

Eğitmeni Pascal için konuştu: Hedefe kitleniyor dereceye girecek

Pascal Nouma’nın dans yeteneğini eğitmeni Valeria Milova’ya da sorduk. O da Pascal gibi yarışma sonunda ilk üçte yer alacaklarına inanıyor. “Pascal nasıl bir öğrenci?” diye sorduğumuzda ise Valeria Milova duraksamadan cevap veriyor: Çalışkan. Çok çalışkan. Hedefe kitleniyor!

(Bu yazı 07.11.2010 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır.)

3

Haberin Devamı