Pazar Postası CHP'nin genç yüzleri
Paylaş
CHP'nin genç yüzleri

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kurultayda “Umudumuz gençler ve kadınlar” dedi. Bu CHP'nin kadrosunun gençlere açılacağının da göstergesi oldu. CHP gençleşiyor, yeni yüzleri bünyesine katıyor hatta onları vitrine çıkarıyor. İşte CHP vitrinindeki iki genç isim: Parti Meclisi'ne seçilen 29 yaşındaki Faik Tunay ve terör alanında eğitim görmüş olan en genç kurmay, 25 yaşındaki Doğa Çiğdemoğlu...

Merve Özaytekin

mozaytekin@posta.com.tr

CHP’nin en genç kurmayı terör uzmanı Doğa Çiğdemoğlu:

Savaş ve terörü duyarak büyüdüm, o yüzden eğitimini aldım

Parti Meclisi’nin 25 yaşındaki en genç üyesi ve terör uzmanı olduğunuz yazıldı. Hayat hikayeniz çok merak ediliyor...

Adana’da doğdum. Tarsus Amerikan Koleji’ni bitirdim. Bir yıl Fransa-Sorbonne Üniversitesi’nde dil eğitimi aldım. Amerika George Washington Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler okudum. Yan dal olarak Çatışma ve Güvenlik eğitimi aldım. Amerika’da eğitim alırken 6 aylığına Fransa’ya değişim programı için tekrar gittim. Sonrasında da Londra- Kings College’da Uluslararası Barış ve Güvenlik Bölümü’nde master yaptım.

Size neden terör uzmanı deniyor?

Tez konum terördü. Bilgi birikimim terör üzerine oldu, öyle de devam edecek.

Terör konusuna sizi kim yöneltti?

Annem ve babam ticaretle uğraşıyor. Gıda sektörü üzerine Karıncalar adında bir şirketimiz var. Ailede siyasetle uğraşan yok. Beni CHP kültürüyle yetiştirdiler. Teröre gelince 5 yaşındayken Körfez Savaşı oldu. O zamandan beri savaş ve terörü duyarak büyüdük. Amerika’da 11 Eylül saldırısı oldu. Ben de tezimi terör üzerine verdim. Türkiye’de çok kıymetli terör uzmanları var. Ama işin ucundan ülkemde tutmalıydım. Ülkeme yararlı olmak için bu eğilimi gösterdim. Barışçıl, daha saygılı, daha aydın bir ülkede yaşamak için benim de katkım olsun istedim.

Siyasi görüşleriniz ne zaman şekillendi?

Atatürk ilkelerine sıkı sıkıya bağlı bir ailede yetiştim. Üniversite yıllarımda CHP’de staj yaptım. Geçen sene üyeliğe başladım. Gürsel Tekin’le bağlarımı koparmadım.

Partide neden size ihtiyaç duyuluyor?

Genel Başkanımızın da belirttiği gibi gençlere ve kadınlara büyük öncelik tanınıyor. Benim gözümde de ışık gördüler. Türkiye’ye dönüş sebebim yurt dışında edindiğim bilgi ve deneyimi Türkiye’de kullanmak...

Başörtülü arkadaşınız oldu mu hiç?

Tabiiki başörtülü arkadaşlarımız her yerde var. Başörtülüler arkadaşımız olamaz gibi bir izlenim olmasın. İnsanlarla konuşurken ne düşündüklerine bakarım. İnsan ayrımı yapmıyorum.

Karşıt görüşteki gençleri tanımak için ne yapıyorsunuz?

Karşıt görüş yanlış bir görüş anlamına gelmez. Herkesin doğrusu kendine göre doğrudur. Tutumumu daha sonraki günlerde yaptıklarımla göstermiş olacağım.

Türkiye’nin imajı dışarıdan nasıl görünüyor?

Türkiye kıskanılacak bir ülke. Daha barışçıl, hayat standartlarının iyiye gittiği bir ülke hayal ediyorum. Gençlerin çok sesliliğine önem veren, beyin göçüne gerek duymayacağımız bir ülke istiyorum.

Şimdi nasıl bir hayatınız var?

Ankara’da yaşamaya başladım tek başına. Annem de arada sırada gelecek. Artık seçimlere kadar çok çalışmamız gerekiyor.

Modayla aranız nasıl?

Modayla değil yaptıklarımla ön planada olmalıyım. Belli bir çerçevedeyseniz iyi giyinmelisiniz. Ama bundan rahatsız değilim. Dışarıda yaşıtlarım gibi, partide ise daha ciddi giyinmeyi tercih ediyorum.

29 yaşındaki genç siyasetçi Faik Tunay:

“Kapı kapı dolaşıp siyaset yapacağım”

Parti Meclisi’nin genç üyelerindensiniz. Hayat hikayeniz nasıl başlıyor?

5 Mart 1981’de İstanbul’da doğdum. Liseyi Şişli Terakki Lisesi’nde okudum. Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonometri Bölümü’nü bitirdim. Yabancı dil öğrenmek için 3 yıl yurt dışında kaldım. İtalyanca, İspanyolca, Hırvatça öğrendim. İngilizce’yi okul yıllarında zaten öğrenmiştim.

Dile merak nereden?

Aileden. Dayım 6, annem 3 dil konuşur. Annem “Üniversite önemli, ama yabancı dil daha önemli” derdi. Master’a yurt dışına gidecekken İtalyanca öğrenmek için Roma’ya, İspanyolca için Madrid’e, Hırvatça için de Zagrep’e gittim. Şimdi de Rusça öğreniyorum.

Neden Hırvatça?

Ailem Rumeli kökenli. Boşnak olduğumuz için Boşnakça, Hırvatça arasında bir fark yok.

Nasıl bir aileden geliyorsunuz?

İnşaat, reklam ve tarım sektöründe faaliyet gösteren şirketlerimiz var. Babam inşaat ve tarımın başında. Reklam şirketini ortağımla ailemizden destek almadan kurduk. Öncesinde ise Coca Cola’da 18 ay satıştan sorumluydum.

Siyasete ne zaman adım attınız?

18 yaşında. Ailemde siyasetle uğraşan kimse yoktu. Bense Anavatan Partisi’ne girmek istedim. Sadece annemin büyük dedesi 1902-1904’te Sakarya’da belediye başkanlığı yapmış. Ailem sosyal demokrat ağırlıklı. Anavatan Partisi’ne karşı çıkmadılar ama “Siyaset seni yıpratır” dediler.

Neden Anavatan Partisi?

Türkiye 80 sonrası dünyaya açıldı; çok etkilendim. Kısa sürede de başarılı olunca ailem de desteklemeye başladı beni. ANAP Beşiktaş İlçesi’nde gençlik kollarında siyaset yapmaya başladım. 2 yıl Dünya Genç Demokratlar Birliği (IYDU) Başkanlığı yaptım. Döndükten sonra 2002 seçimleri oldu, ben de yabancı dilimi geliştirmek için siyasete ara verdim.

Sonra bu süreç nasıl devam etti?

Uluslararası bir şirkette çalışırken siyasette bulunmam mümkün değildi. 2009 yerel seçimlerinden önce Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’le aile büyüklerim görüşüyordu, beni de tanıyordu ama samimiyetimiz yoktu. Bir pazar günü beni davet etti. Beraber Şişli’nin sokaklarını dolaştık. Sonra “Eğer hem fikirsek ben seninle çalışmak istiyorum” dedi. 2009’da Şişli Belediyesi’nden meclis üyesi seçildim. Özellikle annem sosyal demokrat olduğu için çok sevindi. Kemal Kılıçdaroğlu’yla da ortak tanıdıklarımız vardı.

Sağ görüşten geliyorsunuz, CHP’yle birlikte görüşünüz değişti mi?

Sağ görüşlü olmam eleştiriliyor. 80’li yıllar öncesi kardeş kardeşi sağ sol meselelerinden dolayı boğazladı. Ama bugün keskin ideolojilere takılmadan toplumu kucaklayan bir görüşe sahip olunması gerek.

Sizin partide yarattığınız fark ne olacak?

12 senedir siyasetteyim. Hem tecrübe hem de gençlik açısından çok şey katacağımı düşünüyorum. 24 saat çalışacağım, kapı kapı gezerek parti politikalarımızı, Genel Başkanımızın düşüncelerini halka anlatacağım. Çünkü halka rağmen siyaset yapmak mümkün değil, halkla beraber olmak gerek.

Siz genç olarak, sesinizi ve tepkilerinizi nasıl duyurdunuz; mesela hiç eylem yaptınız mı?

İtalya’da eyleme katıldım. Türkiye’deki grev, eylem hakkı yurt dışındaki gibi gelişmediği için Türkiye’de yapmadım. Bundan sonra olmayacak değil. Türkiye’de korku, baskı, sindirme politikası var. Gençler adım atarken çekiniyor, düşünüyor.

Eylem yapsaydınız ne için yapardınız?

Eğitimle ilgili, YÖK için eylem yapardım. YÖK herkesin diline doladığı ama adım atmadığı bir konu. Çünkü Türkiye’de ilköğretime başlayan bin öğrenciden sadece 8’i üniversite eğitimi alıyor. Burada adaletsizlik var. Üniversite açmakla iş bitmiyor.

Arkadaş çevreniz nasıl?

Farklı çevrelerden. Kimsenin diniyle, ırkıyla, milliyetiyle ilgilenmem.

Karşı görüşteki gençlerle empati kuruyor musunuz?

Evet. Yalnız karşıt görüşe değil. Rumeli ve Balkan Federasyonu genel başkan yardımcısıyım. Trabzonspor’un kongre üyesiyim. Her günüm farklı insanlarla geçiyor. Marksist düşünceye sahip yakın bir arkadaşımla 15 günde bir buluşuyor, Türkiye’nin sıcak gündemiyle ilgili birbirimizi yaralamadan sohbet ediyoruz.

Sosyal arkadaşlık sitelerindesiniz. Gençleri oradan mı takip ediyorsunuz?

Siyaset açısından düşünceler sosyal ağlarda çok hızlı yayılıyor. Yakında kendi internet sitemi de aktif hale getireceğim. Ama gençleri gözlemlemenin en iyi yolu sokak. İşlerimden arta kalan zamanlarda farklı yapıdaki semtlerde tek başıma her gün 1 saat gözlem yaparım.

Gece hayatınız var mı?

Aşırıya kaçmıyorum. Çünkü sabah 06.30’da kalkıp yürüyüş yapıyorum. 11.30’da yatarım. Yarım saat kitap okuduktan sonra zaten uyuyakalırım.

İngiltere eski Başbakanı Margaret Thatcher’la fotoğraflarınız var facebook’ta. Hikayesi ne?

Dünya Genç Demokratlar Birliği’nin başkan yardımcılığını yaparken 8 kişi kapalı bir grubu Thatcher’ın İngiltere’de eski maliye bakanının evinde ağırlamak istediği bilgisi geldi. O fotoğraf o yemekte çekilmiş bir fotoğraftı. Yalnız Thatcher değil birçok liderle fotoğrafım var. Şu anki İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague’le 3-4 kez görüştüm. Amerika’da Dick Cheney’le de tanıştım. Onlar için önemli olan günlerde mail atarım, onların da çoğu bana geri dönüş yapar.

Modayı takip ediyor musunuz?

İtalya’da yaşayan İtalyanca bilen herkesin modayla alakası vardır. Gömleklerimi yaptırıyorum. Politikanın içinde olan birinin dikkat de etmesi gerekiyor.

Hobileriniz?

Futbol oynamayı çok seviyorum. Bir de önce Trabzonsporluyum, sonra Beşiktaşlı!

(Bu yazı 26 Aralık 2010 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır)

2

Haberin Devamı