Geçtiğimiz günlerde Royal Caribbean şirketinin sahibi olduğu, dünyanın en büyük ve lüks gemisi Allure of the Seas suya indi ve ilk seferine çıktı... Doğu ve Batı Karayipler’in rüya adalarında rüya gibi bir gezi vaat eden bu geminin uğrayacağı yerlerden öte sırf kendisi bile görmeye, yaşamaya değer. Allure of the Seas’i Türkler için daha cazip hale getiren ise Sheraton Çeşme’nin meşhur kampanyalarının sonuncusu.

Beyaz kumlu sahili ve turkuaz deniziyle tropikal adaları aratmayan otelde yaz tatili yapanlar, gelecek sene Kurban Bayramı tatilinde bu muhteşem gemiyle bedava Karayipler tatiline çıkacak... Bembeyaz ince kumlarla örtülü kilometrelerce sahille kucaklaşan turkuaz sular... Cam gibi parlayan sulara yakından baktığınızda aralanan pencereden gördüğünüz manzara ise özenle hazırlanmış bir akvaryumu andıran rengarenk sualtı dünyası... Tropikal adaların neredeyse hepsinde karşılaşacağınız bu atmosferi, pek çok kültürün izleriyle harmanlanmış halde bulabileceğiniz Karayipler sözünü ettiğimiz... Hani meşhur Kristof Kolomb’un dünya güzeli gemisi Santa Maria’yla Amerika’yı keşfettiği seyahatte uğradığı adalar...

Haiti, St. Thomas, St. Maarten... Karayipler’e gidecek, ve daha da iyisi bunu bir gemi seyahatiyle yapacaksanız zamanı unutup, kendinizi olacaklara teslim etmeniz gerekiyor... Tıpkı bu ay ilk seferine başlayan ve Doğu Karayipler’e tur düzenleyen dünyanın en büyük gemisi Allure of the Seas’de olduğu gibi... Allure of the Seas, 22 gemiyle dünyanın en büyük gemi seyahat ağına sahip olan ve yıl boyunca Karayipler, Akdeniz, Meksika Rivierası, Kuzey Avrupa, Alaska, Güney Amerika, Uzak Doğu, Avustralya, Hawaii turları düzenleyen Royal Caribbean şirketinin son gözdesi. 362 metre uzunluğunda, 64 metre genişliğinde olan bu gemiye bindiğinizde daha çok devasa bir binadaymış gibi hissediyorsunuz. Mühendislik ve mimarlık harikası olarak tanımlanan gemi 16 kattan oluşuyor ve 6360 yolcu kapasiteli.

Gemide Türkler var!

Amerika Miami’deki Fourt Lauderdale’den denize açılan Allure of the Seas’e biniş bile yeni bir ülkeye giriş yapmak gibi. Pasaportla ve ciddi güvenlik önlemlerini aştıktan sonra düzenli yönlendirmelerle gemiye ulaşıyorsunuz. Ucuz bir seyahat olmadığı muhakkak ama check in yaptırırken verdiğiniz kredi kartı numaranız sadece yapacağınız alış verişler ve ekstra harcamalarınız için. Yoksa gemide karşılaşacağınız birbirinden lezzetli yiyeceklerin servis edildiği restoranlarda ve aktivitelerin hiçbirinde ücret ödemiyorsunuz. A la carte restoranlar hariç! O da gözünüzü korkutmasın, bu restoranlara rezervasyonla gidilebiliyor ve yer sorunu yaşamamak için bulunan çare; rezervasyon yaptıran kişiden 20 dolar gibi sembolik bir ücret almak.

Allure of the Seas’de hizmet veren 10 seçkin restoranın işletmesinden sorumlu olan kişi ise bir Türk; Mustafa Şen. Karadenizli Mustafa Bey, ailesi tarafından balıkçı olmak ya da okumak arasında seçime zorlanınca tercihini okuldan yana kullanmış. Fakat bu zoraki tercih de onu okulla barıştıramamış. Hiçbir zaman iyi bir öğrenci olmamış. En nihayetinde kendini Bodrum’da garsonluk yaparken bulmuş. Zaman içinde koşullar değişmiş ve kendisini açık denizlerde süzülen büyük ve lüks gemilerde aynı işi yaparken bulmuş. Royal Caribbean şirketinde çalışmak ise onun hayatını tümüyle değiştirmiş. Bir süre sonra kendini geliştirmek isteyen istidatlı Türk gencine firma kucak açmış, Amerika’da yiyecek içecek ve bu tür işletmeler üzerine farklı eğitimler almış, eksiklerini kapatmış.

Kendisi söylemese bile belli ki iyi görüntülü olması da (yıllar önce modellik teklifi de almış ama fotojenik olmadığı için bu proje yarım kalmış!) yaptığı iş için bir avantaj olmuş. Ve bugün Mustafa Şen, dünyanın en büyük gemisindeki olabilecek en lüks atmosferin ve en lezzetli yiyeceklerin sunulduğu restoranların başına geçmiş. Bu arada gemide 40 kişilik bir Türk personelin olduğunu da belirtmeden geçmeyelim... Gemide İtalyan, Uzakdoğu, Brezilya, Meksika ve dünya mutfağından en özel lezzetleri sunan bu a la carte restoranlar dışında açık büfe servis yapılan zengin menülü restoranlar ve günün her saati hamburger, sosis, dondurma, pizza, cup cake vs. servis edilen pek çok lezzet durağı yer alıyor.

Havuzlar ve jakuzilerle dinlenme ve eğlenme mekanlarının vazgeçilmezi ise birbirinden harika içkiler tadabileceğiniz barlar. İster alkollü ister alkolsüz bu barlarda içtiğiniz lezzetleri unutmanız mümkün değil! Dinlenmek demişken ruhunu ve bedenini aynı anda dinlendirmek isteyenler için gelişmiş bir spa ve masaj seçeneği mevcut. 300 küsur dolarlık altın masajını yaptırmak zorunda değilsiniz, buradaki makul ücretli masajlar yolculuk boyunca emrinize amade. Masaj dışında sadece spa’yı kullanmak istiyorsanız o zaman günlük 30 dolar gibi bir ücret ödemeniz gerekiyor. Ben rehavetten hoşlanmam, hareket severim diyenlerdenseniz de dünyanın en büyük gemisinde seçenekleriniz çok. Spor salonunda aletli jimnastikten tutun da mini sörf havuzlarında sörf derslerine katılmaya, Latin danslarının öğretildiği kursa, çelik bir halata bağlanarak 16. kata çıkıp geminin orta yerindeki atriumu çaprazlamasına uçarak geçmeye, tehlikeli tırmanma parkurlarına varıncaya kadar pek çok heyecanlı ve harekeketli seçenek sizi bekliyor.

Denizdeki Central Park

Hafif sporlardan hoşlananlar için mini çim sahada golf, deniz tarafında yapılmış yürüyüş parkuru ve geminin ortasında yer alan Central Park’ta gezinti en iyisi... Central Park olarak hazırlanmış bu bölgede 12 bin adet canlı bitki bulunduğunu, günün her saatinde kuş sesleri eşliğinde bu alanda doğada olma hissinin yaşanılabildiğini söylersek yeterince fikir vermiş oluruz herhalde. Peki ya eğlence? Allure of the Seas’de hem çocuklar hem de büyükler için sayısız eğlence sunuluyor. Çocukları kendilerinden geçirecek şovlar, atlı karınca ve su parkları dışında büyükler için gösteriler, temalı partiler geminin yolcularına hoş vakit geçirtmek için düşünülmüş.

Ödüllü Broadway müzikali Chicago, akrobasinin dansla buluştuğu mükemmel bir gösteri olan Blue Planet özellikle görmeye değer. Odaların beş yıldızlı otel konforunda olduğu bu lüks gemide sigara içenler için de durum acıklı değil. Sigaranızı içip içkinizi yudumlayabileceğiniz bir bar bile mevcut! Batı ve Doğu Karayipler’e yıl boyunca sefer düzenleyecek olan Allure of the Seas’le yolculuğun bedeline gelince... Gündüzleri muhteşem tropikal adalarda demirleyerek geçirilecek 7 gecelik bir Karayip gezisi 4 ila 8 bin Euro arasında değişiyor. İşte tam da bu noktada bir sürpriz devreye giriyor: Sheraton Çeşme’nin yeni kampanyası!

Sheraton Çeşme Hotel Resort & Spa’da 1 Haziran-30 Eylül 2011 tarihleri arasında 2 hafta konaklayan tüm misafirler, dünyanın en büyük ve en yeni gemisi olan Allure of the Seas’de, 2011 yılının Kurban Bayramı’nda 7 gece 8 gün sürecek muhteşem bir Karayipler tatili kazanacak. Üstelik tatillerini haziran ve eylül tarihleri arası ikiye bölerek kullanabilecekler. Kişibaşı 1 gece konaklama ücretinin 295 lira olduğu düşünülürse, bu paraya hem yaz tatili hem de havaların Türkiye’de soğuduğu dönemde daha cazip hale gelen bir Karayipler tatili yapmak, imkanı olan için baştan çıkarıcı değil de ne?