Antik Palace Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Artam, ‘Evinizdeki hazinenin farkında mısınız?’ diyerek uyarıyor ve şöyle anlatıyor: “Yıldız Sarayı’nda bir tombak sergisi düzenledik. Orada bir kadın kendisinde de sergidekine benzer bir şerbetlik olduğunu söyledi. Ama ne yazık ki, onu eskiciye bir mandal parasına satmış. ‘Eğer gerçek tombaksa çok değerlidir’ deyince eskiciyi buldu. Ve sattığı paranın üç katını vererek tombağını geri aldı. Müzayedeye 50 bin TL. muhammen bedelle koyduk, 500 bin TL’ye satıldı”

Merve Özaytekin

mozaytekin@posta.com.tr

En çok antika Bostancı- Moda arasından çıkıyor

Evlerden en çok tombak, gümüş, Kuran-ı Kerim, porselen ve tablo çıktığını söyleyen Turgay Artam, “Eski eşyasını satıp geçinenler arasında geçmişin köklü aileleri, köşklerde yaşayanları var. Biz Antik A.Ş. olarak 30 yıldır müzayede organizasyonu yapıyoruz. Müzayedelerde sattığımız eserlerin çoğunluğu İstanbul’daki evlerden geliyor. İstanbul’da en çok antikayı Kadıköy yakasında Moda ile Bostancı arasında yaşayanlar satıyor. Eskiden bu semtlerde köşkler olduğu için oralardan çıkan antika sayısı çok” diye anlatıyor. Elimizin altındaki antika eserlerin sadece İstanbul’daki evlerden çıktığını da düşünmeyin. Ankara, Bursa, İzmir, Antalya, Mersin, Adana, Antakya, Amasya gibi iller antikanın bol olduğu illerimizden sadece birkaçı. Antik A.Ş’ye bu illerden de sayısız eser geldiğini söyleyen Turgay Artam elimizdeki hazineyi keşfetmek için birkaç ipucu veriyor: “Bir eserin değerli olabilmesi için geçmişin sanat özelliğini günümüze taşıması gerekiyor. İyi korunmuş, nadir bulunan türden olması antika ve sanat eserinin değerini arttırıyor. Örneğin el yazması bir Kuran-ı Kerim önemli bir hattat tarafından yapılmış ise, tezhibi ve cildi mükemmelse 100 milyar, 300 milyar TL. gibi fiyatlara satılabiliyor.”.

Ekspertiz hizmeti veriyorlar

Antik A.Ş’de Turgay Artam ve 3 kişilik uzman ekibi ücretsiz ekspertiz hizmeti veriyor. Getirilen küçük eşyaları Maçka’daki Antik A.Ş’de inceliyorlar. Tablo, mobilya gibi taşınamayan eşyalar için de evlere gidiyorlar. Anadolu’dan Antik A.Ş’ye ulaşmak isteyenler de antika olduğunu düşündükleri eşyalarının fotoğrafını ekspertiz için gönderebiliyorlar. Eğer kayda değer bir antika ise eşyalarını İstanbul’a Antik A.Ş’ye getirebiliyorlar. Elbette her eski eşya para edecek diye bir şey söz konusu değil. Turgay Artam: “Eski eşyasını getirenlerden tabiiki hayal kırıklığı yaşayanlar oluyor. Manevi değeri olan ve çok değerli zannedilen bazı şeyler para etmeyebiliyor. Özellikle eski el yazmalarının maddi değeri olabilmesi için belirli kriterler aranıyor. Öncelikle el yazmasının baskı olmaması gerek. Ayrıca yazmanın hangi hattatın elinden çıktığı da önemli. Yazma Hafız Osman veya Mahmut Celaleddin ise değeri artıyor. Kur’an-ı Kerim’de de süslemenin göz alıcı olması çok önem taşıyor, fiyat artırıyor. Bazen yazmalarda hattatın da imzası olabiliyor, bu da el yazmasını daha değerli kılıyor. Son olarak cildin güzel olması ve iyi korumuş olması şart” diyerek uyarıyor. Üstünde eski yazı bulunan, kime ait olduğu bilinmeyen tablolar da Antik A.Ş’ye getiriliyor. Turgay Artam “Böyle bir tablo Şeker Ahmet Paşa, Hoca Ali Rıza gibi ünlü biri çıkarsa piyangodan para çıkmış gibi seviniyor. Evlerde değeri fark edilmeyen en çok Hilye-i Şerifler yani Peygamber efendimizi yazı ile anlatan hat sanatları. Bunlar müzayedede 300-500 bin TL edebiliyor. Örneğin Kazasker Mustafa İzzet Bey’e ait hilyeyi, bir süre önce 1.1 milyon liraya sattık.” diyor. Sizin veya yakınlarınızın evinde bu türlü eski bir eser varsa mutlaka bir bilene danışın deriz. Kimbilir belki de yıllardır hayatınızı kurtaracak bir hazineyle birlikte yaşıyorsunuz da farkında değilsiniz...

9 Ocak 2011 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır