Pazar Postası Emina'nın oyunculuğuna hayranım...
Paylaş
Emina'nın oyunculuğuna hayranım...

Emina'nın oyunculuğuna hayranım...

Mustafa Sandal bu kez şarkılarıyla değil ‘New York’ta Beş Minare’ filmindeki müthiş oyunculuğu ile konuşuluyor. Ünlü şarkıcı (artık şarkıcıoyuncu demeliyiz) ile filmi, oyunculuğu, pop starlığı, evliliği ve baba olmayı konuştuk. Eşinin her haline, her yaptığına hayran, her koşulda onu savunan bir erkek Mustafa Sandal. Aynı zamanda kendisinin ‘tıpatıp benzeri’ olan oğlu Yaman’ın fotoğraflarını en güzel şekilde çekebilmek için ders almış olan bir baba...

Haberin Devamı

Seral Cumalı

scumali@posta.com.tr

‘New York’ta Beş Minare’ filminde Haluk Bilginer’le birlikte en çok sizin oyunculuğunuz beğenildi. Ne diyorsunuz?

Benim için çok büyük bir gurur. Böylesine dev bir kadroyla çekilen bir filmin ilk sinema filmim olması nedeniyle sırtımda bir yük vardı. O yükü taşımak kolay bir şey değildi.

Filme girerken oyunculuk açısından endişeleriniz var mıydı?

Oyunculukla ilgili bir tereddütüm yoktu. O insanın içinde ya vardır, ya da yoktur. Ya onunla doğmuşsundur, ya da doğmamışsındır. Ama tabii ki bazı teknikler geliştirirsin. Siz şarkıcısınız, iyi bir oyuncu olduğunuzu biliyor muydunuz?

Reklam filmlerinden aldığım tepkilerden bunu hissediyordum. İnsanları ilk onlarda şaşırttım. Ama 1 saat 20 dakikalık filmde bir karakteri başından sonuna kadar nasıl taşıyacağımı merak ediyordum. Kimsenin bilmediği bir şey vardır; ilk ve ortaokulda bütün müsamerelerden sorumlu kişi bendim. Arkadaşların skeçlerini de yazıyordum. Benim oyunculuğum izleyenlere sürpriz oldu ama bana o kadar olmadı. Gurur duyduğum tarafı Acar karakterini filmin başından sonuna kadar layığı ile taşıyabilmiş olmak. Çünkü böyle bir tecrübem yoktu.

Haberin Devamı

Bu oyunculuğa bir adım mıydı; devam edecek misiniz?

Kesinlikle. Bu bir yandan tesadüf gibi görünse de benim kariyer planımda vardı. Özellikle reklam filmi çevirdikten sonra aldığım dizi, sitcom, sinema filmi tekliflerinin haddi hesabı yok. Hepsini geri çevirdim. “Ben bu partiyi, partinin en güzel kadını ile yapacağım” dedim. Onu bekledim...

Partinin en güzel kadını ‘New York’ta Beş Minare’ öyle mi?

Evet.

Ders aldınız mı; yoksa Tanrı vergisi kabiliyetle hodri meydan mı dediniz?

Tanrı vergisi ama sette de şöyle bir lüksüm vardı: Emin olmadığım bir yerde, “Haluk Abi (Bilginer) bir baksana, şu sahneyi böyle mi oynamalıyım?” diyordum. İnce ayarları çeken hocaların hocası bir üstat vardı yanımda.

Grammy mi Oscar mı?

Oscar...

Müziği hemen boşladınız!

(Gülüyor) Yeni heyecan olduğu için Oscar diyelim.

Yeni albüm var mı? 3 ay sonra geliyor...

“Mahsun’u kimse eleştiremez”

Haberin Devamı

Film çok eleştirildi... Bunlar sizi etkiledi mi?

Mahsun Kırmızıgül’ü kimse eleştiremez.

“Mahsun’u kimse eleştiremez”

Neden?

Mahsun’u eleştirebilmek için onun kadar yürekli, cesaretli, niyetli ve iştahlı olman lazım. Eğer bunları barındırmıyorsan eleştirin uçup gider.

Eşiniz Emina Sandal’la aynı zamanda oyunculuğa adım atmanız bir tesadüf müydü?

Tesadüftü... Benimki bir sene önceden belliydi. Emina’ya teklif ise baharda geldi.

Dizide oynamasını istemediğiniz söylenmişti; neden istemediniz?

Emina; “Ben denemek istiyorum” dedi. Ben de ona dedim ki; “Tamam, okey ama Eminacığım, karıcığım; Türkiye’de dizi sektöründe koşullar çok zor, dizi setlerinin saatleri belli değil. Günde 20 saat çalışabiliyorlar. Sen kendini arka arkaya 10 gün 17 saat çalışırken bulabilirsin. Onuncu gününde ben artık dayanamıyorum, yoruldum deme lüksün yok. Bunu idrak ediyorsan ve buna rağmen okey diyorsan eyvallah.”

Buna rağmen ‘okey’ demiş o zaman!

Sağolsun Hüseyin Avni Danyal’dan rica ettim; “Hüseyin Abicim benim eşime dizi teklifi geldi, lütfen bize bir akşam gelip başına gelecekleri anlatır mısınız?” Sağolsun Hüseyin Abi beni kırmadı, geldi aldı Emina’yı karşısına, anlattı. Ben elimden geleni yaptım yani.

Haberin Devamı

Emina’nın oyunculuğu eleştirildi, hatta bu yüzden diziden çıkarıldığı söylendi...

Emina basında yazıldığı gibi oyunculuğu nedeniyle diziden çıkarılmadı. Emina, kendisi ayrılmak istedi diziden. Bu onun verdiği bir karardı, ben de her zaman olduğu gibi bu kararının arkasındayım. Kendisini inanılmaz başarılı buluyorum. Hatta çekinmeden söyleyebilirim; ‘Lale Devri’nin en başarılı bir iki oyuncusundan biri olarak görüyorum Emina’yı. Esas bende hayranlık uyandıran ana lisanı olmayan, başka bir lisandaki dizide bu kadar duygu verebilmesi. Bir yönetmendir dizide oyuncunun koridorunu belirleyen. Dizinin ilk yönetmeni Emina’nın koridorunu öyle dar tuttu ki, bu haksızlıktı.

Siz ona moral verdiniz mi bu konuda?

O zamanlarda “Hiç konsantrasyonunu bozma” dedim. Derken, yönetmen değişti. Yeni yönetmen Yasin Bey otomatikman Emina’daki potansiyeli görüp Emina’yı oynatmaya başladı, Emina’nın oyunculuğu çığ gibi katlanarak büyüdu. Onun oyunculuğuna hayranım!

Haberin Devamı

Sırp olduğum için başrol oynamamı çekemediler diye bir açıklaması olmuş; neydi o açıklama?

Burada bazı magazin basını nasıl senin ağzından olmayan bir şeyi söylemişsin gibi yazıyor, orada da var. Oradaki basın Emina’nın ağzındanmış gibi böyle bir şey yazdı.

Sizi Emina’nın güzelliği mi etkilemişti?

Emina’nın gözlerinin içindeki ışık etkilemişti beni. Dikkat edin o ekrana geldiği zaman başka bir ışık oluyor. Bunu merak eden test edip deneyebilir. Zaten dizinin dakikalık reytinglerine baktığınız zaman da onu görürsünüz.

Emina Sandal’ın estetik yaptırmadan önceki bir fotoğrafı yayınlandı. Ne düşünüyorsunuz o fotoğraftaki Emina ile ilgili?

Emina’nın bir tek burnunda estetiği var. Havuzda arkadaşıyla şakalaşırken burnu kırılmıştı, o nedenle estetik yaptırmıştı. Gazetede çıkan o fotoğraf kesin fotoshop’lu. Benim bu sektördeki 19’uncu senem. O 19 senede neler yaşadım neler. Bu tür ne olaylar atlattım, ne duygulardan geçtim. O yüzden eşi olarak onun yanında ben varım. En azından duygusal açıdan buna karşı nasıl duracağını çok iyi biliyor. Hani bir laf vardır; çamur at izi kalsın. Çamur at izi kalsın ne kadar doğruysa ondan daha doğru bir laf vardır: Güneş balçıkla sıvanmaz. Yürüyüp gideceksin, bildiğin doğru yolda ilerleyeceksin. Tabii ki başarılar maalesef cezasız kalmıyor. Bunlar da insan egosunun içindeki arızalar. “Onları özlediğimde kameradan seyrettim”

“Onları özlediğimde kameradan seyrettim”

Film çekimi sırasında eşiniz ve oğlunuz Yaman’dan uzak kaldınız. Bu ayrılık nasıl geçti?

35-40 gün Amerika’larda, oğlumdan, karımdan ayrı kaldım. Çok zordu ya. Eve kameralar koydum. New York’tan açıyordum, oradan oğlumu ve karımı seyrediyordum. Ne yapayım? Boş olduğum an kamerayı açıyordum hemen. Bazen yemek yerken onları seyrediyordum, bazen yeni uyanmış oluyorlardı. Bazen uyuyorlardı.

Konuşuyor muydunuz?

Hayır, kamera tek taraflıydı. Ama bazen internet üzerinden görüşüyorduk. Hiç unutmuyorum: Yaman doğduğundan beri onu en uzun bıraktığım iki gün olmuştu. İlk kez babasından bu kadar ayrı kalıyordu. Bir gün Yaman’a, “Özledin mi babayı?” dedim. “Özlemedim” dedi. Ben 4 gün kendime gelemedim. Sete geldim, “Herkes neyin var?” diye soruyor. “Yaman beni özlemediğini söyledi” deyince, herkes bana güldü.

Sonra?

“Babacığım seni çok özledim” diyene kadar kendime gelemedim.

Size çok benziyor...

Müthiş. Aynı yaşta fotoğrafımız var, yanyana koydum. Hiçbir fark yok.

Nasıl bir babasınız?

İyi babalık ne demekse, kendi yorumumla elimden geldiği kadar iyi bir baba olmaya çalışıyorum.

Yaman doğmadan önce, güzel fotoğraflarını çekmek için kursa gitmişsiniz?

Evet, birçok insan aslan, kaplan, orangutan, maymun, zürafa çekmek için ders alıyor, ben sırf oğlumun güzel fotoğraflarını çekeyim diye fotoğrafçılık kursuna gittim. Çok güzel fotoğraflarını çekiyorum.

Evlenip baba olduktan sonra kızların hayran olduğu pop star imajınız değişti galiba?

Bu albümlerinizi, konserlerinizi kötü yönde etkiledi mi? Filmden sonra yeni bir turneye çıktım; orada bahsettiğiniz şeyin tam tersini gördüm. Tabii ki 8-18 yaş arası kitlenin hala bu talepte olması normaldir, ama daha geniş bir kitleye baktığınız zaman ben o kendini yırtma, parçalama döneminin bittiğini, artık insanların daha gerçek, daha kaliteli, daha düzgün şeylerin peşinde olduğunu düşünüyorum. Bu sene yeni bir albümüm yoktu, ama geçen seneki konserlerime nazaran bu sene konserler daha kalabalıktı. Ben yanıma yaklaşan, karşıma çıkan insanlardan şunu anladım: Bu sektörün içinde bizim gibi fazla yok.

Nasıl sizin gibi?

Hem evliliğini güzel yürüten, hem işini hakkı ve layığıyla yapmaya çalışan. Bu geminin içinde biz çok ciddi bir azınlığız. Belli doygunluklara ulaşmış, belli bir kariyere ulaşmış bir noktadaysan ve hala kendi yalnızlığını, kendi egonu tercih ediyorsan bence orada bir arıza var. Anormal olan şu soru olurdu; “Ya bu yaşa geldin hala bir yuva kurmadın, hala bir çocuk sahibi olmadın, bu seni ve hayranlarını korkutmuyor mu? Hayran kitleni azaltacağından endişe duymuyor musun?”

40 yaş erkek için tehlikeli bir yaş. Bu yaşın içindesiniz, kendiniz için tehlikeli buluyor musunuz?

Ben her anın, her yaşın içinde keyif kadar keyifsizlik de barındırdığını düşünüyorum. Ama insanın yaptığı seçimler, kullandığı tercihler o anların şeklini ve kaderini belirliyor. O yüzden ben olgunlaştıkça daha keyifli bir insan olduğumu düşünüyorum. Çünkü hayatta gördüklerimden, yaşadıklarımdan ders alıp bunları yoğurabiliyorum.

Yaman size benziyor, Emina’ya benzer bir kardeş düşünüyor musunuz?

İnşallah. Ama o ne zaman geleceğini bilir. Biz onu tasarlayıp planlamıyoruz. Öyle bir takvimimiz yok.

Çok güzel aşk şarkıları söylediniz. Birçok sevgilinin şarkısı oldu. Sizin aşkınızın şarkısı var mı?

Ben aralarından nasıl seçeyim? Hepsi benim aşkımın şarkısı. Hepsi benim kalbimden akan damlalar. Aşk periyodik değildir. Aşk doğduğun andan öldüğün ana kadar sana eşlik eden bir yol arkadaşıdır...