Pazar Postası Kukladan yeni bir hayat...
Paylaş
Kukladan yeni bir hayat...

Kukladan yeni bir hayat...

İçinizdeki sese kulak verenlerdenseniz bu hikayeyi seveceksiniz. Sesi duyup da şu ya da bu nedenle hayata geçiremeyenlere de belki bir rehber olacak. Hikayemizin kahramanı Candan Seda Balaban. Eczacılık Fakültesi’ni biteren Candan Hanım mesleğini bırakıp çocukluğundan beri ilgisini çeken sanata yöneliyor. Candan Seda Balaban, televizyon kanallarındaki oyunlara kuklalar hazırlamış, Gülben Ergen, Tan Sağtürk gibi ünlülere özel maskeler yapmış. Son olarak İstanbul Şehir Tiyatroları’nın ‘Surname 2010’ oyununun proje tasarımını Yiğit Sertdemir ile birlikte gerçekleştirmiş.

Haberin Devamı

Esra Savaş

esra.savas@posta.com.tr

Eczacılık okuduktan sonra neden çok farklı bir mesleğe yöneldiniz?

Eczacılık mesleğini bırakıp kukla yapmaya geçmem değil garip olan. Eczacılık okuyup onu yapmam garipti. Çünkü ben çocukluğumdan beri sürekli sanatın içinde oldum. Hem dans hem müzik hem de plastik sanatlarla çok yoğun bir şekilde ilgilendim. Aynı zamanda maske koleksiyonu yapıyordum. Eczacılık okumamın tek sebebi ailemin benimle ilgili ekonomik kaygılar duyması ve ısrar etmesiydi. Okurken mutsuzdum. Bu mutsuzluk giderek artınca kararımı verdim.

Nasıl bir yol izlediniz?

1999’da mesleğimi bırakıp bu yolda ilerleme kararı aldım ve kendime bir eğitim programı hazırladım. Seramik, heykel çok sayıda malzeme öğrenmem gerekiyordu. Üç yılı teorik olmak üzere altı yıl süren bir eğitim dönemi yaşadım. Floransa’daki ve Venedik’teki maske atölyelerini dolaştım. Yurtdışında onlarca kitap sipariş ettim. 2004 yılında kendi atölyemi açtım. O günden beri de her teknikte çalıştığım maske ve kuklalar yapıyorum.

Haberin Devamı

Bu sürede nasıl geçiminizi sağladınız?

Başka bir yan iş yaparak.

Böyle bir karar alırken hiç endişe duymanız mı?

Atölyeyi açarken nasıl bu atölyeyi devam ettireceğim, nasıl para kazanacağım, mesleğimi bırakıyorum bu işe geçiyorum ama ne yapacağım diye düşünmüyor değildim. Ancak bir şekilde inanmak istedim. Gördüm ki süreç içerisinde fırsatlar çıkıyor. Siz inandıkça ve işi ısrarla yapmaya devam ettikçe değişik fırsatlar sizi buluyor ya da siz onları buluyorsunuz.

Ünlülerden sipariş aldınız mı?

Gülben Ergen’e geçmiş yıllarda albüm tanıtımı için 25 maske hazırlamıştım. Tan Sağtürk için ise dans gösterisinde o temaya uygun maskeler yaptım. Bunun dışında benim için önemli olan projelerimden biri de uluslararası düzeyde Absolut Votka’nın düzenlediği bir parti için tasarladığım hayvan maskları var.

İlginç talepler geliyor mu?

Değişik tasarımlar var mı? Değişik kukla teknikleri tasarladım. Hiç aklıma gelmeyen siparişler geldi. Bir gün evlenmek üzere olan genç bir kız geldi. Elinde gelin çiçeği taşımak istemiyormuş. Bir maske taşımak istiyormuş. Böylece gelinlik kumaştan gelin maskeleri yapmaya başladım. Bir gelinin eline sopalı bir göz maskesi alıp nikaha çıkması ilginç. Oradan bana da ilginç bir alan doğdu.

Haberin Devamı

İçindeki sese kulak vererek farklı bir iş seçmek isteyenlere ne tavsiye edersiniz?

Planlı olmalarını tavsiye ederim. Doğru olan radikal kararlar alıp, ben yapacağım deyip her şeyi bırakıp yapmak değil. Ben o kararı verene kadar bir süreç yaşadım. O süreçte de bilgi birikimi yaptım. Almam gereken eğitimleri aldım. Bu işi yapıp yapamayacağımı görmek, bir daha meslek değiştirmemek için ciddi bir mesai harcadım. Yani bu işe yatırım yaptım. Ondan sonra ben bu işi yapabilirim diye kendime güvenerek karar verdim. Görüyorum ki birçok insan işinden memnun değil ve başka şeyler yapmayı hayal ediyor. Ama bu konuda kendine hiçbir yatırım yapmıyor. Yani oyuncu olmak istiyor, bankacı olmak istemiyor ama oyuncu olmak için çaba harcamıyor. Bir gün evde gelip kendisini keşfedeceklerini sanıyor. Öyle bir şey yok. Bir kursa katılsa veya çok iyi bir tiyatro izleyicisi olmaya çabalasa bunlar mutlaka onlar ona yeni fırsatlar getirecektir. Oturup beklemekle radikal karar verilmiyor.

Haberin Devamı

Bu oyunda bir kuklayı 7 oyuncu oynatıyor!

Surmane 2010 projesi nasıl doğdu?

‘Surname 2010’ hayatımda çok önemli bir proje. Aslında 2006 yılından beri yapmayı istediğim bir projeydi. O tarihten beri ‘Osmanlı Şenlikleri’ üzerine ciddi araştırmalar yapıyordum ve araştırdıkça konunun zenginliğini gördüm. Kendi kültümüzde sokak karnavalları çok fazla yapılmıyor, maske yok zannediyoruz ama bu doğru değil. Osmanlı şenlikleri zamanında, dünyada eşi benzeri olmayan performanslar varmış. Birçok sanat akımın çıktığı bir olay. Ben dev kuklalardan oluşan bir geçit töreni nasıl olur diye düşünmeye başlamıştım. Sonra şuan Şehir Tiyatroları’nın Genel Sanat Yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu Osmanlı şenliklerine çok meraklıymış meğer ve bu konuda araştırmalar yapıyormuş. Yiğit Sertdemir’den bu konuda bir proje yapmasını istemiş. Biz de Yiğit ile başka bir projede tanışmıştık. O da benim kukla yaptığımı ve şenliklerle ilgili projemi duyunca projeler birleşmiş oldu. Ben geçit töreni hayal ederken bir tiyatro oyununun içinde buldum kendimi.

Haberin Devamı

Bu oyun çok talep görüyor. Nasıl kuklalar yaptınız?

Oyun yaklaşık 21 kişilik bir ekip tarafından oynanıyor. Osmanlı şenliklerinden yola çıkılarak hazırlanmış bir oyun. Kuklalar ve maskeler kullanılıyor. Dünyada benzeri görülmemiş bir şey. Düşünün ki; bir tiyatro oyununun içinde çok az teknikte kullanılan kuklalar var. Oyunda en küçüğü 45 cm, en büyüğü 4.5 metre olan 65 tane kukla kullandık. Büyük kuklaları bazen yedi oyuncu oynatıyor.

(Bu yazı 26 Aralık 2010 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır)