Nazan bizi her zamanki sıcaklığı ile karşıladı... Evinin her yanından duyulan yeni şarkılarını ve projelerini anlatırken, nasıl da heyecanlıydı... O, hep aşık olunan kadın oldu... Güçlü, akıllı, ne istediğini bilen ve kendine güvenen bir kadın... Yeni aşkıyla ilgili olarak ‘Anlat nasıl tanıştınız, kaç yaşında sahiden?’ diye sordum. Aldığım cevap “Bu konuda asla bir şey anlatmam, kısmetlerimi mi küstüreyim!” oldu. Sadece büyük aşk yaşadığını, kısa süre önce doğumgününde genç sevgilisinin kendisine hayatında aldığı en güzel armağanı verdiğini söyledi. Hediye ne mi? Muhteşem bir aşk şiiri tabii...

Oya Germen

oyagermen@hotmail.com

Hep aşık olunan kadın oldun...

Kerameti kendinde gizli derler ama bize de söyle bu işin sırrını... Çocuk gibi bir kalbe sahibim, büyümeyen bir kız çocuğu var içimde. Düzgün bir insan olmaya çalıştım, dürüstüm, sadakatli ve saygılıyım. Karşımdaki erkeğe bu değerlerle yaklaşınca, farklı oluyor ilişki. Öyle bir tablo çiziyorum ki; nerede böyle kadın diyecekler ama öyleyim yani...

Hiç mi ters tarafın yok? Olmaz mı?

Okyanusu geçerim, küçük bir derede boğulurum. Çok detaycıyım.

Hoşgörü sınırın nereye kadar?

Benim için önemli olan duygular, düşüncelerdir. Bir kadınla gitmiş cinsellik yaşamış. İçkiliymiş değilmiş, olmuş olmamış, bunlara takılmam ben. Bana anlatmak ihtiyacı hissediyorsa, bana değer veriyor demektir.

Anlatmaz, saklarsa değer vermiyor anlamına mı gelir?

Anlattığında değer veriyordur. Önce bir erkek aldatıyorsa, bir kere bunu anlamak lazım. Erkek sevdiği, beraber olduğu kadın varken başka kadınla yaşadıklarını aldatmak olarak düşünmüyor. Onun aldatmak olarak düşünmediği bir şeyi, aldattın beni diye karşısına çıktığın zaman aranızda anlaşmazlık başlıyor.

Başka kadınlarla birlikte olan erkeğin aldatmadığını söyleyen ilk kadın oldun!

Erkek aldatmadığını düşünüyor, çünkü onun yapısı böyle. Merak ettim araştırdım kendimce. Bir başka kadınla cinsellik yaşayabilir. Sevgisinde azalma olmuyor, belki de artıyor...

Diğer kadınlarla yaşadığı sadece cinsellik mi acaba?

O kadınlar uğranılan kadın mı oluyor? Aynı kadınla muntazam devam eden bir ilişkisi varsa tehlikeli, o başka bir şey, çünkü devam eden bir ilişki sevgisiz olamaz. Benim söylediğim böyle bir şey değil. Benimleyken, cinsel bir şey yaşadıysa, o anda bile beni düşünüyorsa ve benimle paylaşırsa, bana değer veriyor demektir. Nerdeydin, ne yaptın, niye geç kaldın diyen bir kadın olmadım hiç.

Bu bir taktik mi?

Olabilir! Evet isterse bir kadın hiçbir şey sormayabilir. O zaman erkek zaten anlatma ihtiyacı hissediyor.

İlişkilerin en iyi yere geldiğinde bırakıyorsun. Neden, yoksa bu da başka bir taktik mi?

Bunu ben de düşünüyorum, bilerek yapmıyorum ama öyle oldu gerçekten. Karşı taraf önemsenmediğini, düşünülmediğini, acı çekilmediğini sanmamalı. Aslında acı çeke çeke gidiyorsun. Belki bilinçaltımızda var bu gitmeler. Biz büyürken hep erkeklerin aldatmalarından, ihanetlerinden bahsedilir ya, belki de kendimi korumak istiyorum. Terk edilme korkusunu yenmek için gösterdiğim bir tepki olabilir...

Biraz da kadın erkek arasındaki yaş farkını konuşalım. Yaş farkı önemli mi?

Belli bir sınırı vardır, aşırı fark olmamalı. Yalnız çok önemli bir şey var, karşınızdaki genç erkek işsiz güçsüzse, sizin maddi olanaklarınız da iyiyse, o zaman çeşitli problemler olabilir. Eğer işi, kariyeri varsa, maddi imkanları sizinle denk veya yakınsa, o vakit, vay işte yaş farkı var dememek lazım. Çünkü karşılıklı olarak bir his, bir duygu paylaşımı vardır. Altında bir şey aranmaz. Kimse kimsenin başına silah dayamıyor, birbirlerinden hoşlanıyorlar, seviyorlar ki beraber oluyorlar. Dünyada başka kadın yok değil ya... Demek ki adam bu kadını, kadın da bu adamı istiyor.

Bir kadının, kendisinden çok genç bir erkekle olması, geleceği açısından bir avantaj mıdır yoksa bir tehdit midir?

Gelecek diye bir şey yok aslında. Geçmiş geçmişte kaldı, geri getiremiyoruz. Gelecek ne olacak hatta yarın ne olacak bilemiyoruz. Anı yaşamak lazım diyorum. Ben eğer bugün, böyle bir insanla mutluysam, ay acaba ileride ne olacak diye niye düşüneyim ki? İlerisini düşünürsen, neyin garantisi var ki? Geçenlerde kuzenim evleniyordu, genç güzel bir kız. Nikaha iki saat kala nikah iptal oldu.

Şu anda beraber olduğun erkeğin yaşının çok genç olması seni zorluyor mu?

Mesela çevre baskısı hissediyor musun? Mutlaka insanlar konuşacaklardır. Ben küçük yaşlardan beri tanınan, bilinen bir insanım. O kadar ağır şeyler yazıldı ki! Duymazlığa gelmek lazım. Kadınlar bundan üzülebilirler, rahatsız olabilirler. Şöyle bir durum var ki; eğer hayatınızdaki erkek sizi kolluyor, sahip çıkıyorsa, sizi sarıp sarmalıyorsa, yaşadığınız rahatsızlığı tolere ediyor demektir.

İlişkiniz ne zaman başladı?

Yeni sayılır...

Türkan Hanım’ın sana çok düşkün olduğunu biliyorum. İlişkini ablanla paylaşır mısın?

Evet her şeyimi ablamla paylaşırım. O benim en iyi arkadaşım, sırdaşımdır...

Yeğenin Yağmur’la paylaşır mısın?

Yağmur yaşına göre çok olgun bir kız. Her şeyi konuşuyoruz. Onunla süper arkadaşlık edebilir insan. Yağmur benim her şeyimi bilir, ben de onun bilirim. Birbirimize fikir veririz. Çok iyi arkadaşız.

İlişkinde ailenin onayını almak önemli midir? Ters düştüğünüz olmaz mı?

Hiç olmadı bu güne kadar. Çünkü ben, ablamın, bizim soyadımıza yakışmayacak bir seçim yapmam. İlişkilerimde de seçici olmaya çalışırım. Gönül bu ama yine de benim seçtiğim erkek, onay almayacak bir erkek değildir. Bu konuda kendime çok güveniyorum. Mutlaka, oturmasıyla, kalkmasıyla, konuşmasıyla, karakteriyle, işiyle, gücüyle, dünya görüşü ile duruşu olan bir adamdır.

Bütün bu özellikler olduktan sonra, yaşı küçükmüş, büyükmüş ne önemi var diyorsun?

Benim için, hep genç erkek seçiyor diye yazıyorlar. Benim aradığım ve beni etkileyen özellikleri olan bir erkeğin yaşı büyük de olabilir, küçük de. Zaten son günlerde çıkan yazıları okumadım, canım sıkılır diye. Yanında kendimi prenses gibi hissettiğim bir erkekle neden beraber olmayayım?

O erkeğin ailesi tarafından onaylanmak ister misin?

Tabii... Aileye önem veren bir insanım çünkü. Onaylanmak isterim, hoşuma gider. Bazen hayal kurarım, çok kalabalık bir aileye gelin gitmek isterdim. Böyle düşünen bir insan, bugüne kadar evlenmedi. Çocuğu olmadı. Niye olmadı, o da enteresan. Bazen ben de kendimi anlayamıyorum, niye böyle olduğumu yani.

Evlenmeyi düşünmüyor musun?

Evlenmek önemli değil. Evlenmekten bugüne kadar korktum çünkü ben bir aşk kadınıyım. Diyorlar ya, evlilik aşkı öldürür. O yüzden evlenmekten korktum. Çünkü erkekler aşkı sürdürmeyi pek beceremiyorlar. Onun için, bizim kadın olarak önlem almamız lazım.

Nasıl alınacak bu önlem?

Evlenmeyerek belki. Birlikte yaşayarak. Sürekli sevgili olarak kalarak.

Birlikte yaşamak da evlilik gibi bir şey sonuçta?

Ben duyuyorum, birçok erkek imzayı attık, çocuk da oldu, sevgililik bitti diyor. Çok isteseydim, ben de evlenirdim. Evlenmek isteyen olmadı mı, oldu tabii ama ben korktum.

Aynı evde, yirmi dört saat beraber olsan da evli değilsen aşk ölmüyor mu?

Hayır, güzel bir şey bu. Ne hoş, bir sürü anı biriktirebilirsiniz. Belki daha çok bağlanırsınız birbirinize.

En uzun ilişkin ne kadar sürdü?

Altı sene.

Aynı evde yaşayarak mı altı sene?

Dört veya beş senesi aynı evde yaşayarak.

Günümüzde yıllara yenik düşen kadınlar mı, erkekler mi?

Eskiden kadın daha çok yıpranırdı. Daha fazla doğum yapardı. Çalışan kadın azdı. Günümüzde kadın ekonomik özgürlüğe sahip artık. Kendine çok daha iyi bakıyor. Genç erkekler de kendilerinden yaşça büyük kadınları tercih ediyor.

Neden?

Kendinden küçük kadınlar, çocuk gibi geliyor genç erkeğe. Kadına da, çok yaş farkı olan erkek çocuk gibi gelir. Gazetede benim için kendinden 25 yaş küçük erkekle diye yazıldı.

Senden kaç yaş küçük?

Yirmi beş yaş değil tabii ki! Bir kere ben kendimden 25 yaş küçük biriyle olamam. Ne konuşabilirim onunla, ne yaptığı espriden anlarım, ne de o benim yaptığımdan anlar. Kafadan yanlış olduğu belli. Üstelik Nazan Şoray gibi bir kadın için olur mu yani. Onun da işi gücü kariyeri varsa, o da Nazan Şoray’la ne yapsın? Dünyada başka kadın mı yok? Benim ilişkimde ise, ortak bir yerde buluşuyoruz. Genç erkekler de, yaşça büyük kadınlardan bir şeyler alıyorlar. Belki kendilerini daha güçlü, daha erkek hissediyorlar. Ben de otuz yaşlarında genç bir erkek olsam, yaşı daha büyük, olgun bir kadın isterim. Onun bana verecekleri daha farklıdır diye düşünürüm. Güzellik bir yerde biter. Kafası, zekası, doluluğu, birikimi, tecrübelerin ve yaşanmışlığın getirdiği davranış biçimleri, tümüyle kadınlığı...

Ortaya bir laf attın, dikkatleri üzerine çektin.

Ay bu çok komik. Bir gazeteci aramıştı. ‘25 yaş küçük biriyle evleniyormuşsunuz’ dedi. ‘Ne yani kendimden 25 yaş büyük biriyle mi evlenecektim?’ dedim. Biraz espri ile cevap verdim ama gerçekten de neden böyle bir evlilik yapmayı düşüneyim ki? Benden bu kadar yaşça büyük adamla ne işim var benim. Benim hayatım beni ilgilendirir. Kimsenin başına silah dayamıyorum. Beğeniliyorum, isteniyorum ki beraber oluyoruz.

Erkek arkadaşında en tahammül edemediğin şey nedir, ilk aklına geleni söyler misin?

Zayıf erkekten nefret ederim. Kişilikli, güçlü olmalı. Çünkü ben çok güçlü bir karakterim. Üzgün olduğum şeyler olabilir, canım sıkkın olabilir. İlla karşımdakine yansıtmam. Erkek de her şeyi yansıtmamalı.

Hayatındaki erkek, senin sorumluluklarını paylaşmalı, maddi manevi destek olmalı mı?

Tabii. Benim trilyonlarım da olsa, onun beni düşünmesini, bir şeyleri onun ödemesini isterim. Bu, dünyanın her yerinde kadına haz veren ve ilişkide olması gereken bir şeydir. Erkeğin seni sahiplenmesi demektir, kadın olduğunu hissedersin. Biz böyle bir terbiye ile büyüdük. Benim istediğim kadar param olsun. Onun, benim oturacağım evin kirasını vermesi beni daha mutlu eder. Ben giderim ona, bilmem ne kadar değerli bir hediye alabilirim, o ayrı bir şey. Bir erkek, her yönüyle kadınına sahip çıkmalıdır. Ben erkek arkadaşımın evinde, onunla yaşamak isterim. Türkiye’de yaşayan, bizim kültürümüzle yetişen bir erkek, öbür türlü mutsuz oluyor. Çatışmalar başlıyor. Erkeğin maddi olanakları sizden daha az ise o zaman siz, onun şartlarına uymalısınız. Artık sonradan bir şeyler söylemeyeceksiniz, adamı komplekse sokmanın da alemi yok.

9 Ocak 2011 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır