Cumartesi Postası Pazene modern yorumlar...

Pazene modern yorumlar...

Paylaş
Pazene modern yorumlar...

Kiraz Gökırmak, 'Pazenchi' adlı markasının ilk defilesini geçenlerde Les Ottomans'da yaptı

Tuğçe Kazaz’ın defilede giydiği pazen gelinliğe hemen iş adamı Murat Kadıoğlu ile evlilik hazırlığı yapan manken Simge Tertemiz talip oldu. Böylece daha önce çok da tanınmayan ‘Pazenchi’ bir anda adından en çok bahsedilen marka oldu. Dolayısıyla da unutulmuş, Anadolu’nun manifaturacılarının tozlu raflarında kalmış pazen böylece moda dünyasına girdi.

Siz kent kökenlisiniz. Adınız Kiraz, daha çok Anadolu’da kız çocuklarına verilen bir isim. Artık sadece Anadolu’da kullanılan pazen kumaşı da moda dünyasına soktunuz. Sizin Anadolu ile bu denli iç içeliğiniz nereden geliyor?

Ankaralı’yım, üstelik ocak doğumluyum, kiraz mevsiminde de doğmadım. Babam rahmetli doğayı çok severdi. Ben doğduğum zaman utana sıkıla gelip anneme “Kiraz koyar mıyız adını?” demiş. Annem de, “Niye öyle utana sıkıla söylüyorsun. Kiraz harika bir isim, tabii koyarız. Nereden aklına geldi bu isim?” diye sormuş. Babam da, “O kadar güzel bir bebek ki, yanakları kıpkırmızı, gözler kocaman. Kiraz’a benziyor. Anadolu’da çok vardır biliyorsun, gel bir şehirli olarak biz de kızımıza Kiraz diyelim” yanıtını vermiş. İsmim pazenlerle de uyuştu!

Evet çok uyuştu; pazen merakı nereden geliyor?

Ankara’da anneanneli bir evde büyüdüm. Anneanneli evlerde ortam çok yumuşacıktır. Pazenin çiçeklerinin tohumları da içime o dönemlerde ekildi. Anneannemin oturma odasında bir Singer dikiş makinası vardı. O makinada çiçekli kumaşlardan kendine elbiseler dikerdi. Artan parçaları da bana verirdi. Ben de o küçük parçalardan bebeklerime bir şeyler yapmaya çalışırdım. Çocukluğum hep o renklerin, çiçeklerin arasında geçti. Kışın pazen, yazın poplinler, basmalar. Yani o dönemin kumaşları. Sanırım onlar insanın anılarında yer ediyor. Daha sonra ne zaman pazen kumaş görsem çocukluk anılarım geldi gözümün önüne.

Pazeni moda dünyasına sokma fikri nasıl oluştu?

Ben bambaşka işler yapıyordum, hayatımı hep kalemimle kazandım. 18 yıl reklam yazarlığı yaptım, reklam dünyasından sıkıldım, bazı dergi ve gazetelerde köşe yazısı yazdım. Yazılarım daha çok insanın ruhsal dönüşümü, içsel büyümesiyle ilgiliydi. Çünkü felsefe olarak her şeyin insanın kendisinde bittiğine, insanın kaderini kendisinin yönlendireceğine çok inanıyordum. O araya bir tane küçük roman sıkıştı. Aklımın ucundan bu işe atılıp bunları yapmak geçmiyordu. Hayatımın çok yorucu bir döneminden, özellikle geçen sene annemin kaybından sonra “Hayata yeniden bağlanmak için kendime ne katabilirim” diye düşünmeye başladım. Anneannemin pazenlerini anlattığım tekstil sektöründeki bir arkadaşım, “Neden pazenden bir şeyler yapmıyorsun?” dedi. “Konuyla alakam yok, tekstili bilmem ki?” dedim. Arkadaşım, “Çok iyi bilmen gerekmez ki” dedi ve sanıyorum o gün ilk kez “Niye olmasın?” dedim.

Sanki o zor günlerinizde geçmişte kalan anılarınıza sağınmak gibi de olmuş sizinki?

Kesinlikle. Kendimi açıkçası çok şefkatsiz kalmış hissediyordum. İki sene önce de babamı kaybetmiştim. O çocukluk düşlerimdeki anneannem yıllar önce gitmişti. Annem de artık yoktu. Tek başına hissedersiniz ya kendinizi öyle bir haldeydim. O anılar bana bir sığınma gibi geldi. Ve kumaşların peşine düştüm.

Nerelerde buldunuz?

Pazen kumaşlar yok olmuş, kıyıda köşede kalmış. Türk insanı o kumaşların kıymetini hiç bilmemiş. Aradığımı söylediğim insanlar, “Ay o alaturka kumaşlar mı?”, “Aman anneannemin, babaannemin elbisesi” gibi tepkiler verdi. Neyse biz peşine düştük, Denizli’de, Konya’da bulduk kumaşı. İstanbul’da Sultanhamam’da kıyıda köşede kalmış kumaşçılarda bulduk. “Pazen arıyoruz” diyince, satıcılar “Ne yapacaksınız pazeni?” diyordu. Kumaşları aldık ama bu işin başında kafamda ne belli bir tasarım, ne belli bir model vardı.

Peki bu tasarımlar, bu modeller nasıl çıktı ortaya?

Pazen bizi öylesine aldı götürdü ki. Kimi elbisede “Al beni yakaya koy” diyor. Kiminde diyor ki, “Hayır benden fırfır yap.” Hep böyle. Pazenle konuşa konuşa kumaş bize yön verdi. Çok kumaş gördüm, çok model gördüm ama pazen kadar kendini üreten kumaş az gördüm.

Pazenin üstünlüğü ne?

Üretime çok yatkın, organik, yüzde 100 koton olmasından dolayı içime çok siniyor. Benim tasarım yeteneğim yok. Modeli kafamda çok güzel hayal edebiliyorum ama kağıda dökemiyorum. Allahtan çok dilimden anlayan bir modelistim vardı, ortak kararları aldık. Ve pazene modern bir görüş verdik.

Pazen köylerde kasabalarda kalmışken sizin tasarımlarınızı modern kentli kadın hatta sosyete nasıl karşıladı?

Benim yapacağım işin vicdanımı rahatlatması gerekiyordu. “Ticaret yapıp köşeyi döneceğim” düşüncesinde değildim. Anadolu kültürünün yok olmasına, o kumaşların hatırlanmamasına çok üzülüyordum. O kumaşlara yeniden can verip hayatın içine tekrar sokabiliyorsak ne mutlu bize. Defilede de izledim, hakikaten ilgi çok yoğun oldu. Benim hayallerimi bile aşan tepkilerle karşılaştım. Les Ottomans’daki defilede her kesimden insan vardı. İnanılmaz ilgi gördü. Çok giyime meraklı bir kesim de vardı. “Pazenin bu kadar modernize edilebileceğini hiç düşünmemiştik. Yeni bir trend olur” dediler. İnşallah olur.

Planlarınız arasında pazeni yurtdışına tanıtmak da var mı?

Kesinlikle var. Yurtdışındaki insanlara kendi kültürümüze ait bir kumaş giydirebilirsek o zaman amacıma ulaşmış olacağım. Çünkü en ünlü modacılara kumaşlar satıyoruz, ama asla kendi ülkemizde, bizim kültürümüzü yansıtan bir şey ortaya çıkmıyor. Vitrinleri birbirine karıştırsanız kimse fark etmez, çünkü hepsi ayrı. Bir tarz, bir stil yok.

Koleksiyonda pazenden neler yer alıyor?

Gece ve gündüz giyim için elbiseler, bluzlar, çantalar, çizmeler, gelinlik... İleride pazen home (ev dekorasyonu) işine girersem şaşırmayın!

Gelinliğe manken Simge Tertemiz talip oldu. Aynı gelinliği mi yapacaksınız, yoksa farklılık olacak mı?

Tuğçe Kazaz’ın giydiği gelinliği çok beğendiği için aynısını yapacağız. Bayağı işçiliği olan bir gelinlik. Herkes, “Tamam elbise olur ama gelinlik olmaz” dedi ama gelinlik muhteşem oldu, ben bile şaşırdım. Kına geceleri için çok alanlar oldu.

Fiyatlar nasıl?

Herkesin alımgücü dahilinde modeller var. Ne çok yüksek, ne çok ucuz...

Sizin hedef kitleniz kimler?

Bir marka takıntısı var. Son zamanlarda daha fena oldu. Çakmalar da devreye girince iyice fena bir durum var. Marka takıntısını aşmak gerekiyor, çünkü bu insanları sıradan hale getiriyor ve komik duruma düşürüyor. Benim hedef kitlem, kendine güvenen, kendi öz değerlerine sahip çıkan, kendi kültürüne sahip çıkan, o entelektüel, aydın anlayışı benimsemiş ve marka kompleksini aşmış insanlar. Sokakta herkes birbirinin aynı dolaşıyor. Biz ise aynı modeli farklı desende kumaşla yapıyoruz ki, birbirinin aynı olmasın, özgün olsun.

Pazen yaz-kış kullanılan bir kumaş değil, siz bunu nasıl yansıtacaksınız?

Kışın pazeni her kumaşla harmanladım. Kadifeyle, jarseyle, çantalarda deri ile harmanladım. Hiç imitasyon kullanmadım, her şey doğal. Yazın yer yer pazen kullanıyorum. Mesela jean kumaşla karıştırıyorum. Yazın pazen muadili başka kumaşlar da kullanıyorum. Önümüzdeki yaz için çiçekli şifonlar kullanacağız. Daha sonraki kış koleksiyonu için de kendi pazenimi dokutturmayı düşünüyorum. Yani kendi kumaşımızı kendimiz dokuyacağız.

Başka unutulmuş kumaşları da kullanmayı düşünüyor musunuz?

Kesinlikle başka kumaşları da devreye sokmayı düşünüyorum. Bir dolu kumaş var. ‘Çoban stilist’ diye tanınan Mustafa ile önümüzdeki yaz koleksiyonunun haute couture bölümünü hazırlayacağız. Urfa’dan gelmiş bir stilist ve kendi kültürünü çok güzel yansıtıyor, bizi yönlendiriyor. Mustafa ile Urfa’ya gidip, oraya özgü kumaşları da devreye sokmak istiyoruz.

“Vatana millete hayırlı olsun” lafı burada yerini bulmuş durumda!

Gerçekten öyle... Her şey düşle başlıyor. Ben eğer çocukluk düşlerimi gerçekleştirmeseydim bugün pazen popüler hale gelmeyecekti. Bu da son zamanlardaki içsel dönüşümümün sonucu oldu. Hep korkuyordum, “Ben nasıl yaparım?” diye. Ama insan korkularını bırakıp kendi düşlerinin peşinden gidecek inanca sahip olunca yol kendiliğinden açılıyor. 11 uğurlu rakamım ve bu süreç boyunca hep karşıma 11 çıktı.

Nasıl?

11’inci ayda kurduk, 11’inci katı tuttuk, 11 tane mankenimiz oldu, telefon numaramızın toplam sayıları 11. Hepsi tamamen tesadüf. Dedim ki “Bu evrenin benimle kurduğu bir iletişim. Yol doğru, devam et” diyorlar bana. Yaptığım işe çok inanıyorum. Bu kadar inandığım için pazen bu kadar gündeme geldi...

3

Haberin Devamı