Renan Kaleli Pencere Kenarı
HABERİ PAYLAŞ

Pencere Kenarı

Haberin Devamı

Sevdiğim zaman söverim.
“Seni sövüyorum.”



Dörtnala koşabilen bir kedim var.



Dünyaya “Bir arkadaşa bakıp çıkacam” kafasıyla gelseymişiz keşke.



Beach değil, plaj o.



Çekirdekli vişne reçelini samimi bulmuyorum.



Zengin kadın yüksek sesle güler.



Karısının aldığı pantolonu giyenle maç seyretmem.



“Sadece futboldan anlayan futboldan da anlamaz.” (Menotti)



Merkür retrosu da neymiş?

Vantilatörün 3. kademesini falan etkiler mi?



Sadakat ve cesaret aynı tabakta yenmez.



Düzgün koşabilen kadın azdır.



Tekrar ısıtılan pilavla olmaz.



Boşanmalarda da gelinlik giyilsin.


Ayran içince uykusu gelen, kahve içince uykusu kaçan ile olmaz.



Haklı olmayı, mutlu olmaya tercih edenler, ayakta yolculuk ederler.



Filmin sonundaki jenerikten sonra çıkan sürpriz sahneyi filmden daha dikkatli seyrederim.



Bir tarafım “Forget her” diyor, diğer tarafım İngilizce bilmiyor.



Organik kaşıyla sokağa çıkan kadın, düz ayakkabı giyer.



Hep ben geldim biraz da sen git.



Ankara kuaförlerinde en açık sarı saça ‘ihanet sarısı’ deniyormuş!



Geçmişi gören falcı, geleceği görenden daha inandırıcı.



Balkonsuz bir eve Çin Olimpiyat kafilesi gibi misafirliğe gidilmez.



Beşli priz, üçlü prize göre kalabalık ama samimi bir mahalle gibi.
Gerçi kaçlı olursa olsun hepsine üçlü priz deniliyormuş.



Eskiden beden eğitimi derslerinde ‘sağlık topu’ diye çirkin bir şey vardı. Siyah düğmeli bir şeydi.



Alaçatı’nın yerlisi kim bilir şimdi nerede yaşıyodur?



Düşünürken bile yasal desibelin üstünde ses çıkaran bir arkadaşımın çantasından portatif ütü çıktı.
“Kimseye söyleme sakın” dedi, ben de söylemedim, gazeteye yazdım.



Serpme kahvaltının reçeli çekirdekli olur.



İsimleri neden bir değil de iki tane Caretta bilmem ama, onlar haklı.



Denizi var yüzmek yasak ama hızar sesi forever.
Yaşasın İstanbul.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder