“Radikal sağa kayan AB’de işimiz olmaz”

Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik’le Fransa’nın başkenti Paris’teydik. Bakan uzunca bir süredir Türkiye’yi anlatmak ve ilişkileri geliştirmek için başkentlerde yoğun görüşmeler yapıyor.

Fransa, AB’nin iki lokomotif ülkesinden biri, fakat maalesef Türkiye hakkındaki önyargılar da bir o kadar güçlü.

Avrupa bir taraftan yeni ABD Başkanı Donald Trump’ı 7 müslüman ülkeye vize uyguladığı için eleştirirken diğer taraftan bizzat kendisi Türk vatandaşlarına vize uygulamaya devam ediyor.

Bu kadar çelişkili bir tavır olabilir mi? Ömer Çelik bunu Fransız meslektaşlarına çok net şekilde anlattı. Paris temaslarının ikinci gününde saygın isimlerin üyesi olduğu Uluslararası İlişkiler Enstitüsü IFRI’de bir konuşma yaptı.

Türkiye hakkında hâlâ komik komik sorular soran Fransızlara 45 dakikada tarih dersi verdi. Özellikle soru cevap bölümünde verdiği yanıtlardan sonra bazı IFRI mensuplarının mahcup şekilde “Gerçekten biz de çok önyargılıymışız” dediklerini duyar gibi oldum.

★

Bu arada Avrupa ile vizeler konusunda henüz beklenen iyileşme yok, hatta tam tersine Avrupa Komisyonu’nun “kapıda vize” uygulamasına müdahale etmesi nedeniyle bugüne kadar Yunan adalarına kolay vize alarak giden Türk vatandaşlarının seyahatleri de kısıtlanacak.

Bakan Ömer Çelik buna da tepki gösterdi ve Avrupa’nın bu adımlarla iyice içine kapanacağını anlattı.

Düşünebiliyor musunuz, Avrupa Türk-Yunan yakınlaşmasına olumlu katkı sağlayacağına, sınırlayıcı adımlarla işleri iyice zorlaştırıyor. Bu nasıl bir vizyonsuzluk?

Ömer Çelik, Türkiye’nin AB’ye alternatif arayışı içinde olmadığını ancak hiçbir yapının da alternatifsiz gibi görülmemesi gerektiğini söyledi.

★

Yaklaşan Almanya ve Fransa seçimleri Avrupalıların kendilerini nerede gördüğü açısından bir test niteliğinde. Eğer bu iki ülkede aşırı sağ iyice güç kazanır ve yönetimi ele geçirirse Türkiye’nin yolu iyice kapanacak.

Zaten Ömer Çelik de “Biz aşırı sağcıların, Le Pen’lerin hâkim olduğu bir AB’ye katılmak istemeyiz” diyerek Ankara’nın tavrını çok açık şekilde ortaya koydu. Bu arada Avrupa’nın FETÖ, PKK ve YPG konusunda Türkiye’ye destek vermediği de artık bir gerçek.

Anlattığım bütün bu zorluklara ve sıkıntılara rağmen Ömer Çelik, bu yılın ilk yarısına kadar AB-Türkiye zirvesi düzenlenmesi için gayret gösteriyor.

Bakalım, AB, Türkiye’nin bu iyi niyetli yaklaşımına ne yanıt verecek?