Sağlık 'Rahim kokan erkekler'

'Rahim kokan erkekler'

Paylaş
'Rahim kokan erkekler'

Erkeklerin yaşadığı cinsel sorunların altında bu karmaşanın yatıyor olabileceği belirtiliyor

HaberTürk gazetesinden Begüm Çelikkol'un haberi şöyle:

Hikâye Oedipus'a ait. Efsaneye göre kralın oğlu olan Oedipus, kahinlerin 'felaket getirecek' öngörüsüyle babası tarafından ayakları bağlanarak ormana bırakılır. Köylüler tarafından bulunan Oedipus'a şiş ayakları nedeniyle 'şiş ayak' denir. Yıllar sonra delikanlı olan Oedipus, kahinin söylediği gibi kendisini ormana bırakan babasını bilmeden öldürür ve gerçek annesine aşık olarak onunla evlenir. Mitolojiden sonra Sigmond Freud tarafından bir kavram geliştirilir ve adı 'Oedipus Kompleksi' olur.

Kompleks adını aldığı eski Yunan efsanesine uygunluk gösterir, yani erkek çocukları babalarına ve kız çocukları ise annelerine rakip-düşman kimse gözüyle bakarak, içten içe onların yok olmasını ister, oğlanlar annelerine, kızlarsa babalarına karşı aşırı bir cinsel ilgi-eğilim gösterir. Bunun olumsuz şeklinde çocuklarda üç ila beş yaş arasında karmaşa yaşanır. Beş yaşından sonra bu karmaşıklık etkisini yitirerek bir duraklama-uyuklama döneminden sonra buluğla birlikte yeniden canlanma gösterir ve dışta cinsel denebilir obje seçimiyle az ya da çok bir başarıyla bu yıkım gerçekleştirir.

ANNEYE BAĞIMLI ÇOCUKLAR

Günümüzde buna maruz kalan erkeklere 'Rahim kokan erkekler' adı veriliyor. Son dönemde de bu hastalığı yaşayan pek çok erkek var. Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Başkanı Dr. Cem Keçe, "Anne ve oğul arasındaki güçlü bağın bilinçli olarak değil bilinçdışı süreçlerde yaşandığını görüyoruz. 3-6 yaş döneminde, bir erkek çocuk için özellikle annesi büyük önem taşır. Ortalama üç yaşına kadar çocuk anneye bağımlıdır. Üç yaştan itibaren çocuk yavaş yavaş anneden ayrılarak birey olmaya başlar. Ancak bu süreçte çocuğun ayrılmasında annenin verdiği tepki de önemli. Anne ne kadar doyurucu bir anne olursa olsun, eğer bebeğinden ayrılmaya hazır değilse ve bebeğin kendinden uzaklaşıp kendi dışındaki dünyayla tanışmasını engelleyen bir tavır sergiliyorsa gene anne bağımlılığı oluşabiliyor.

Böyle anneler "yapamazsın, edemezsin, beceremezsin" diyerek çocuğun becerilerinin gelişimini köstekliyorlar. Ayrıca doğduğundan beri tek doyum nesnesi olan annesine bağlılığı bu dönemde farklı bir boyut kazanır. Bu dönemde erkek çocuk cinsel kimliğinin temellerini atmak için annesine tek başına sahip olmak ister, annesine ödipal bağ adını verdiğimiz yeni ve güçlü bir bağla yeniden bağlanır ve bu süreçte babasının varlığını bir engel olarak algılayabilir. Babasını kendisine bir rakip olarak görür, ondan nefret edebilir, hatta yok olmasını isteyebilir" diyor.

PENİSİNİ KAYBETME KORKUSU



Dr. Keçe, şöyle devam ediyor: "Bu gizli isteklerini babasının sezdiğini sanır ve bundan ötürü babası tarafından cezalandırılmaktan korkar, penisini kaybetme yani hadım edilme endişesine kapılır. Ödipus kompleksi çocuksu cinselliğin son aşamasıdır. Çocuk, kendisini babasıyla karşılaştırır, onun kendisinden güçlü olduğunu fark eder ve babasıyla uzlaşarak annesine beslediği ödipal bağdan kurtulur ve anneden vazgeçer, Ödipus kompleksini yaratan cinsel ve saldırgan içgüdülerini bastırır, annesine olan ilgisini saf bir sevgi ve şefkat haline dönüştürür. Bunun için gerekli gücü, çocuk, özdeşimlerle içine aktardığı babasının yasalarından alır. Erkek çocuk artık annesinin seçtiği erkek gibi, yani babası gibi bir erkek olmak ister, babasıyla özdeşleşir. Ödipus kompleksinin sağlıklı bir çözüme ulaşabilmesi için anne ve baba arasında güvene, sevgiye ve saygıya dayalı dengeli bir birlikteliğin olması gerekir."

'KAYINVALİDEM YÜZÜNDEN BOŞANDIM'

Ödipal çatışmayı sağlıklı çözümleyemeyen erkeklerin evliliklerinde cinsel problemlerin yanı sıra evlilik problemlerinin de artırdığını belirten CİSED Medya ve Halkla İlişkiler Koordinatörü Psikolog Serap Yeşil ise, "Bu evliliklerde kişiler kendilerini bağımsızlaştıramamaktadır, ne erkek ne de kadın aidiyet duygusunu oluşturamamaktadır. Aidiyet duygusunu erkek annesinde bulurken kadın kendini eşe karşı kızgınlık, öfke, saygı ve sevgi eksikliği, yıpranan güven duyguları içinde bulur. İletişim boyutundaki bu kopmalar onarılamazsa sonunda "kaynanam yüzünden boşandım" durumu ortaya çıkabilir. Bu tür bir erkekle birlikte olan bir kadın asla kayınvalidesiyle rekabete kalkışmamalıdır, yapılacak en iyi hareket annesiyle arkadaş olmaya ve işbirliği yapmaya çalışmaktır. Eşle açıkça konuşmak, bu konuşmaların kavgaya dönüşmesine izin vermemek, sevgi ve saygıya dayalı bir ilişkide eşlerin birbirlerini eğitebilmeleri çok önemlidir" şeklinde görüş veriyor.

"ERKEN BOŞALMA GENELEV KÜLTÜRÜNDEN GELEN ERKEKLERDE GÖRÜLÜR"

HABERTURK.COM'a konuşan Kadın Doğum Uzmanı ve Seksolog Dr. Akif Poroy da, bu durumda kız çocuğun babasına, erkek çocuğun ise annesine bağımlı olduğunu söyledi. Fakat bu sendromun ergenlik zamanında geçtiğini ifade eden Dr. Poroy, "Bu kavram Freud tarafından ortaya atıldı. Kavrama göre eğer kompleks çözülmezse, kişiler teşhirci, fetişist veya eşcinsel olabilir. Ama ben bu tür erkeklerde erken boşalma görmedim. Yalnızca bu tür kompleksleri yaşayan erkekler karşı cinsle biraz zor ilişkiye geçerler. Erken boşalma gibi sorunlar genelev kültüründen gelen erkeklerde görülür"
şeklinde konuşuyor.

Dr. Poroy, şöyle devam ediyor: "Cinsel kimliğini kazanmış ve ayrıca sosyal kimliğini kazanmış erkek veya kadın, kayınvalidesi ya da kayınpederinin etkisiyle ilişkisini sürdürmez. Kendi ilişkisini kendi değerlerine göre yönetir. Şahsiyetini kazanamamış kimselerde daha fazla gözükür."

PSİKOTERAPİST GÖZÜYLE

Oedipus karmaşasını İstanbul Psikanaliz Derneği Üyesi Psikiyatrist-Psikoterapist Ayten Dursun Sökücü şöyle anlatıyor: “Bu dikkatli konuşulması gereken bir konu. 3 ve 5 yaş arasında, kız ve erkek fark etmez her çocuğun geçirdiği bir dönem. Eğer bu gelişme evresinde bir takım başarısızlıklar yaşanırsa ileride bazı hastalıklar oluşabilir. Bunların arasında cinsellikle ilgili sorunlar da var, panik atak ve depresyon gibi sorunlar da var. Hastalığı yaratan oedipus döneminde sağlıksız bazı şeylerin olmasıdır. Evlilikleri bitirdiği söylemlerine bakacak olursak, erkek cinsel ilişkiye girmekte zorlanıyorsa evlilik gerçekten de yürümüyor.”

CİNSEL SORUN MU GETİRİYOR?



Psikiyatrist-Psikoterapist Sökücü, çocuk yetiştirme konusunda danışmanlık alınması gerektiğini kaydederken şöyle devam ediyor: “Sağlıklı bir altı yıl geçmeli. Bu nedenle çocuk gelişimi konusunda psikoterapistlere gidilebilir. Çocuğun niteliklerine göre, anne ve babanın durumu idare edebilmesi gerekir. Bütün çocuklar 3-5 yaş arasında "Ben annemle evleneceğim" der. Bu edipus karmaşasının bir göstergesidir. Buna verdiğiniz tepki önemli. Babalar, "Terbiyesiz" deyip kaşlarını çatıp korkutucu bir tepki mi veriyor yoksa geçiştiriyor mu? Ne diyebilir? "Peki" diyebilirler. "Ayıp, ağzına biber sürerim" denmez. Anne ve baba kışkırtıcı davranmamalı. Annelerin de "Aman benim oğlum büyüyecek de, benimle evlenecekmiş" demesi de doğru değil. Bu gibi konularda orta yolların bulunması gerekir. Çocuğa sağlıklı bir yolun gösterilmesi gerekir.”

* Bilgilere göre, bu kompleksi yaşayan erkekler, cinsel olarak aktif hale geldiklerinde sorun yaşamaya başlıyor

* Bu sorunlar eşi ile yaşadığı cinsellikten dolayı cezalandırılacakları düşüncesiyle en sık erken boşalma, ereksiyon olamama (empotans) ve cinsel isteksizlik şeklinde kendini gösteren sorunlar.

* Rahim kokan erkeklerin duygularında dengesizlikler ön plandadır, nefret ve sevgi, dostluk ve düşmanlık gibi birbirinin karşıtı olan duyguların aşırı biçimlerde yansıtıldığı ve bu duyguların sık sık birbirleriyle yer değiştirdikleri görülür.

(HABERTÜRK)

4

Haberin Devamı