Risk analizi tamam, sıra hikayeyi masanın karşı tarafından dinlemede...

"Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak Türk sporunun ilerlemesini önemsiyoruz. Bu noktada bütün taraftarlara, bütün paydaşlara görevler düşüyor. Bunu birlikte başaracağımız bir sorun olarak görüyoruz. Bu süreç içerisinde tüm paydaşlarla birlikte çalışmayı arzu ediyoruz. Bu sadece güvenlik önlemleriyle çözülecek bir konu değildir. Aynı zamanda sosyolojik bir değerlendirme, ortak bir yaklaşım gerekiyor. Burada medyamıza da büyük görevler düşüyor. Türk sporunun güzel yönlerini göstermemiz gerekiyor. 2024 Avrupa Şampiyonası'na adaylık ile ilgili çalışmalarımız var. Bu süreçte bizim adaylıkla ilgili konumuzu etkileyecek süreçlerdir. Hep beraber bu soruna çözüm üretmemiz gerekiyor. Kupa müsabakalarında yaşadığımız 2 olaya baktığımız zaman; bir tanesi Süper Kupa finali, diğeri de Türkiye Kupası finali. Bu kupa finallerinde e-bilet uygulamasının konulmasını kararlaştırdık. E-bilet uygulamasıyla geçtiğimiz süreç içerisinde sporda şiddete yönelik hareketlerde bulunan taraftar ve onların kayıtlarının tutulduğunu, bu kişilerin spor müsabakalarına alınmadığını görüyoruz.
Bu uygulamanın iki finalde uygulanmasını talep ediyoruz. Aynı zamanda müsabakaların risk analizlerinin yapılmasını değerlendiriyoruz. Müsabakaların konumuna göre, iki takım arasındaki geçmişte bulunan husumetlere yönelik risk analizlerinin yapılması gerektiğini ifade ediyoruz. Bunları A, B ve C kategorileri olarak değerlendirebiliriz. Teknolojik kabiliyetimizi arttırmakla ilgili bazı çalışmalar olacak. Bu olaylara sebep olanların tespiti açısından da teknolojinin daha iyi kullanılması ile alakalı talepler var. Bizim açımızdan da Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak bu müsabakaların denetlenmesi, takip edilmesi açısından da çok daha etkin bir yapıyı izleyeceğiz."

Yukarıdaki cümleler Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'a ait. Bu cümlelere bu işlerle ilgilenenlerin hiçbir itirazı olmayacağını düşünüyorum. Fakat bu zamana kadar biz hep işin güvenlik boyutu ile ilgilendik ve güvenlikçi politikalara ağırlık verdik. Bu paragrafta benim altını çizeceğim fikir ise bu işin yalnızca güvenlikçi politika ile çözülemeyeceği gerçeğinin altının çizilmesidir. Bundan sonraki süreçte eğer sorunun sosyolojik boyutunun da olduğu fikrinde mutabık isek bunun gerektirdiği şekilde adımlar atmak gerekir. Güvenlik zirvesinin ardından acaba Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak başkanlığında bir kurul taraftar gruplarının temsilcileri ile bir toplantı yapar mı? Bir de sorunları onların gözünden duymak ister mi? Eğer sorunun birebir muhatabı ile iletişime geçersek atacağımız adımlar bizi hedefimize daha çabuk taşıyabilir. Tek taraflı, tepeden inmeci yalnızca güvenlikçi politikalarla bu işi çözemeyiz. Bir de hikayeyi masanın karşı tarafından dinlemeye var mısınız?