Kültür - Sanat Robotlardan korkmalı mıyız?
Paylaş
Robotlardan korkmalı mıyız?

Despina Kakoudaki, hem gerçek hayatta hem de edebiyat ve sinemada karşımıza çıkan robotlar ile insanlar arasındaki ilişkiyi ele alıyor ‘Robot Anatomisi’ adlı çalışmasında

Nihal YORMAZ

Yapay insanları neden bu derece büyüleyici buluyoruz hiç düşündünüz mü? Ya da robot kavramının edebi, sinematik, hukuki ve siyasi açılardan ele alındığına hiç şahit oldunuz mu? “Robot Anatomisi” yapay zekâ ve robot çalışmalarının tam gaz devam ettiği ve gündemimizi işgal eden günümüz teknolojisini merkeze alarak bu konuya açıklık getirmeye çalışan bir kitap.

Bu teknolojik görünümlü kitabı elinize aldığınızda gördüğünüz “Edebiyat, Sinema ve Kültürel Çalışmalarda Yapay İnsan” alt başlığı size kitabın içinde neler olduğuna dair ipuçları vermeye başlıyor. Kitabın yazarı Despina Kakoudaki bir yandan “Yapay Doğum, Mekanik Beden, Mekanik Köle, Varoluşsal Siborg” başlıkları altında robot anatomisini incelerken, öte yandan robot kavramının sinema, hukuk, siyaset, politika ve popüler kültürdeki yerini Antik Yunan’dan Sanayi Devrimi’ne ve buradan da günümüze kadar geniş bir tarihsel perspektifte ele alarak kapanışı “İnsanın Sonu” başlığıyla yapıyor.


Robot Anatomisi
Despina Kakoudaki
Çeviri: Deniz Aras
Kolektif Kitap
312 sayfa

Robotların hakları!


Kitabın ilk bölümünde "Yapay insanlar nereden geliyor?" sorusuna verilen cevapla teknolojinin nasıl bir cankurtaran işlevi gördüğü de açıklanıyor. İkinci bölüm, yapay vücudun ve mekanik robotik cisimlerin incelenmesi tartışmalarıyla devam ediyor. Bu bölümde aynı zamanda mekanik olmaktan ziyade medyadan uzaklaşmaya ve daha derin düşünebilen ve hissedebilen bir makine olma eğilimi gösterecek şekilde formüle edilmiş mekanik bedenler ele alınıyor. Kitabın en ilgi çekici ve kışkırtıcı bölümü ise üçüncü bölüm. Bu bölümde robotların haklarını keşfediyor ve “Mekanik Köle” söyleminin etrafında gelişen en acil sorulara cevap arıyorsunuz. Dördüncü yani son bölüm olan “Varoluşsal Siborg” ise ırk sorununu insana has bir sağduyuya sahip metalik beden üzerinden devam ettirirken konuyu birkaç kısa hikâye eşliğinde açıklığa kavuşturmaya çalışıyor.

İnsandan daha güçlü!


Despina Kakoudaki kitap boyunca yaptığı tüm açıklamalarla ve verdiği her örnekle temelde aynı noktayı vurgulamaya çalışıyor aslında: Yıllardır yapay insanın gerçek insan olmadığı ya da daha doğrusu gerçek insan addedilecek kadar gerçek olmadığı öne sürülür, bunun ardındaysa ruhunun olmaması savı yatar. Fakat bu üreyemeyen, ölmeyen, sevmeyen, aklını kullanmayan, sadece programlandığı işleri yapan, hayal gücü, espri anlayışı ya da sanatsal kabiliyeti olmayan ve yalnızca bedeniyle sınırlandırılmış ya da sınırsız hale getirilmiş ve insan gibi görünmeyen oluşum yani mekanik beden ya da yapay insan gerçek insandan kesinlikle çok daha güçlüdür. Dahası insan olmanın anlamına yönelik siyasal ve varoluşsal tartışmalara da büyük katkı yapmıştır.

Haberin Devamı