Gündem Sadıkoğlu: Devlet el atmadı

Sadıkoğlu: Devlet el atmadı

Paylaş
Sadıkoğlu: Devlet el atmadı

"Devlete, 'Savarona'yı Dolmabahçe'nin önüne çekelim. Halka açalım' dedim ama bir el atılmadı"

Atatürk'ün yatı Savarona'ya yapılan fuhuş baskını nedeniyle eleştiri alan işadamı Kahraman Sadıkoğlu basın toplantısı düzenledi. Savarona'daki açıklama yaklaşık 1 saat 15 dakika sürdü. Sadıkoğlu açıklamasında şunları söyledi:

"SAVARONA'YI KORUMAYI DEVAM EDECEĞİM"

"28 Eylül 2010'da yapılan operasyonla ilgili olarak kamuoyunda haklı tepkilere neden olmuştur. Soruşturma kapsamında gizlilik kararı verilmiş olup, bu aşamada soruşturma içeriğine ilişkin açıklama yapmamız mümkün değildir. Bununla birlikte halkımızı bilgilendirmek gerekmektedir. Öncelikle tarihimizde önemli yer tutan ve manevi mirasımız olan Savarona'nın yok edilmesine gönlü razı olmayan biri olarak, gelişmelerden dolayı büyük üzüntü duymak isterim. Meskun operasyon, adı geçen kişilerle alakalı olup, Savarona'yla tek bağlantısı kiralama işleminin, bu kez bu kişilerle sadece 5 gün kiralanması olayıdır. Kültürel mirasımızın ve şahsımın bu şekilde anılmasından üzüntü duyuyorum. Savarona'yı yok olmaktan kurtaran biri olarak, yüksek maliyeti nedeniyle sesimize cevap vermeyenlerin bugün çıkarak başka sözler söyleyenleri kabul etmemiz mümkün değildir. Bundan sonra da Savarona'yı korumayı devam edeceğim"

"SAVARONA'DAN ÇIKTI DEMEK AYIPTIR"

"Gemide tutulan tutanakla basındaki tutanakların hiçbir alakası yok. Medya görüntülerinde, Aksaray'da basılan bir otelden çıkan hanımların görüntülerini, Savarona'dan çıktı demek ayıptır. 21 sene denize kadar inen kıçındaki Türk bayrağını titizlikle dolaştırdım. 20 sene evvel sayısı az olan Türk yatları, İtalya ve Fransa'ya gittiğinde ikişer kere esrar aranması yapılırdı.

Savarona bu imajı tamamen değiştirmiştir. Her sene Cannes Film Festivali'nde, Monaco Grand Prix'inde bayrağımızı dalgalandırarak, yemek vermiş, balolar düzenlemiştir. Kıçında Türk bayrağı olmasına rağmen, direğimize Monaco bayrağı çekme hakkı da verilmiştir.

Galatasaray'ın Real Madrid'le yapmış olduğu süper kupa maçı vardı. O zamanki başkanımız Faruk Süren, Savarona'nın Monaco limanı'na girmesi için benden rica etti. İki gün çalıştıktan sonra, 5 metrelik yat bile yer bulamazken, Savarona için 24 tekne yerinden çıktı ve rıhtıma yanaştı"

"60 MİLYON DOLAR HARCADIM"

"Yedi aydır bu insanlar tetkik altındaymış. Kendi uçaklarıyla geliyorlar. Yeşilköy'e geliyorlar. İstanbul'daki evlerinde kalıyor. Hiç kimse bir şey sormuyor. İki gün sonra Bodrum'a geliyorlar kendi uçaklarıyla. Yine hiç kimse bir şey sormuyor. Bunlar Bodrum Havaalanı'ndan kalkıyorlar, Rixos otelinde kalıyorlar. Aynı insanlar. Rixos'un ortağı Fettah Bey'in de çok yakın dostları. Benim de yakın dostlarım. Ben de bu insanları tanıyorum. Bunca yolda kimse hiçbir şey sormuyor. Ne zaman Savarona'ya biniyorlar, Göcek'te demirleyen kaptanın, demirledikten üç saat sonra, Savarona'ya jandarma tarafından bir baskın yapılıyor. Çok tesadüf, çok soruyorum. Bu olay beni çok üzdü. Oğlum gibi baktım bu yata. 6 bin dolara hurdaya giden Savarona'ya ben bugün 60 milyon doların üstünde para harcayarak bu hale getirdim. Gemide tutanak tutuluyor. Ama mahkeme devam ediyor. Ne kadar dağıtmak isterdim size birer tane. Savarona'da neler yapılmış okuyun. Hiç bir şey yapılmış. Biz bu insanlar Bodrum'dan almışız"

"ATATÜRK'ÜN YATI ŞURAYA YANAŞMAK İÇİN HER GÜN 100 DOLAR ÖDÜYOR"

"Bu tutanakların içinde, detayına giremiyorum maalesef. Hiçbir şeyin olmadığını defalarca okuduktan sonra, tutanağı tutan görevliler personelime teşekkür ediyorlar, nezaketten dolayı. Türkiye'de sadece bir kişiyi tebrik edeceğim. Sayın kaptanımı, makinistimi, çarkçıbaşımı, ikinci kaptanımı tebrik ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin jandarmasına, savcısına göstermiş olduğu yakın alakadan dolayı. Atatürk'ün yatı şuraya yanaşmak için her gün 100 dolar ödüyor. Hani Atatürk'ün yatı? Ben buradan kalkıp yanaşıyorum, 8 bin dolar ödüyorum? Nerede Atatürk'ün yatı? Biz İstinye'de kalıyorduk. Oradan cereyan alıyorduk. Orada 6 bindi. Burada 70 bin TL. ben bu paraya dışarıdan 70 aileyi geçindiririm. Bugün mazotun tonu 3 bin TL, iki ton yaksak 6 bin TL. Nerede Atatürk'ün yatı?

21 senedir, bu adam Savarona'yı ayakta tutuyor da, Türkiye'yi Savarona'dan daha iyi tanıtan başka bir oyuncağınız var mı? Bugün Savarona 21 senedir her sene, Fransa'da televizyonlarda birer saat seyretmektedir. Sizi biraz eskilere götürmek istiyorum. Sayın Kültür Bakanı'ma, Sayın Cumhurbaşkanım, tekneyi Antalya'da tuttuğu zaman, Kültür Bakan'ım Savarona'ya ilk kez o zaman girmiş. Bir ay sonra toplantı talep edildi. Sayın Turizm ve Kültür Bakanı'mızla ilk toplantımızı yaptık"

"TELEFONUM AÇIK, YANLIŞIM VARSA DÜZELSİN"

"Çünkü Savarona'yı kalan süresi için, 28 senemiz var. O süreyi tutmak isteyen Kazak bir müşterimiz vardı. Mukaveleyi imzalamıştı. Ama ben 4 ay imzalamadım. Bugün Güney Fransa'ya gidin, Mallorco'ya gidin, Sardunya'ya gidin, mega yatların içinde tamamen Rus ve Kazak iş adamları vardır. Bugün Charter piyasası yüzde 90 bu insanların elinde.

Bu durumu sayın bakanıma anlattım. Bakanım dedim, piyasa Rus ve Kazak'ların piyasası. Bunlar bu tekneleri arkadaşlarıyla geziyorlar. Bunları kiralayanlar bu teknelerde balık tutmuyorlar, karpuz toplamıyorlar. Arkadaşlarını çağırıyorlar, hanım arkadaşlarını, onlarla teknelerle eğleniyorlar. Buna da mani olamayız. Niye? Bu insanlarla Özel private anlaşmasıdır. Benim personelimde, bir tane fotoğraf makinesi olursa, bu parayı ödememe hakkı var. Bu yatta kimlerin olduğunu açıklama yetkimiz bile yok.

Ben sayın bakanıma bu durumu anlattım. Dedim ki Savarona'ya yazık olur. Telefonum açık, yanlışım varsa düzelsin.

Bunu Dolmabahçe'nin önüne çekelim. Halka açalım. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve yurtdışından gelen ziyaretçileri ağırlayalım.

Çok doğru dedin Sadıkoğlu, hemen bu işe el atalım dedi. Altı ay geçti, ama bir el atılmadı. İş bitmiştir diye el bile sıkıştık. Ama yine de bir netice yok"

"16 MİLYON DOLARIMI SAVARONA'YA YATIRDIM"

"Ankara'dan bir yazı geldi. Milli Emlak Genel Müdürlüğü'müzden. Herhalde bakanımız bir görüşme yaptı diye düşündük. Şu fiyatta almak istiyoruz dediler, pazarlık bile etmedik. Çünkü bütün arzumuz, Savarona'yı Dolmabahçe'nin önüne koymaktı. Yazıya bir cevap bile alamadık. Yazımızı takip bile edemedik, bulamadık. Rahmetli Sakıp Sabancı bir beyle bir toplantı yaptım. Bunu TÜSİAD olarak alalım, herkes yüz bin dolar versin dedim. Sakıp Amca bu para kazanmaz, buna para yatırmayız dedi. Acaba Atatürk olmasaydı TÜSİAD olur muydu? Hiçbir Atatürk ile ilgisi olmayan, ortağım Japon Kajima, ne Atatürk'le ilgisi var ne de başka bir şeyle ilgisi var. Dedim ki bu yatada benle ortak olur musun dedim. Biz Japonlar çok yüzmeyi sevmeyiz, denizle de bir ilişkimiz yok dedi. Peki Kajima dedim. Atatürk'ün yatıdır dedim. Bunu deyince Japon'un yüz ifadesini görmeniz lazımdı. Kaça çıkar bu dedi? 35-40 milyon dedim. İçinden 35-40 ton fare çıkardık biz Savarona'dan. Asistanına döndü ve eğer öyleyse 20 milyon doları verelim ortak olalım, Atatürk'ün yatını yapalım dedim. Sonra ben otelimin üst katını sattım. 16 milyon dolarımı Savarona'ya yatırdım"

"21 SENEDİR BİZİ ARAMAMIŞ BİLE"

"Odalar Birliği'yle el sıkıştık. Rıfat Bey ile anlaştık. Savarona'nın ortasında dua da edildi. Bir de böyle dua soytarılığı yaptık. O Pazartesi değil, 2.5 ay Pazartesi odalar birliğinden cevap gelmedi. Ben bir müessesenin kapıcısını aramıyorum. Sadıkoğlu biz bu işi yapamıyoruz de. İstediğimiz bu. Rıfat Bey daha sonra beni aradı. Irak'taydım. Gel bu işi bitirelim dedi. Pazartesi geleceğim dedim. Bekliyorum dedi. Pazartesi geldim, kapılar, telefonlar açılmadı. Yine 2.5 ay bekledik. Yakışmaz. Koskoca odalar birliği başkanı'na yakışmaz. Ankara'da sayın bakanım, Rıfat Bey'i aradı. Ne oldu bu Savarona işi diye sordu. Rıfat Bey'in cevabı içler acısıydı. Basında çok kötü yazılar yazıldı vazgeçtik dedi. TOBB Savarona'yı alacak diye bir tek kötü yazı yazılmadı.

Ben yine Savarona'yı ayakta tutarım. Allah'a şükür hiçbir borcum yok. Kazandığım paranın yüzde 70'ini buraya harcıyorum. Yine harcayım. Bu mahkemenin sonu ne olursa olsun bizimle bir ilgisi yok. Bin defa daha inceleriz. Sizlere soruyorum. Siz nasıl öğrenirsiniz? Ben size evlilik cüzdanı sorma hakkım var mı? Basında yine seks partileri yapılıyor yazdılar. Süreyya Yalçın Savarona'yı kiralamış, seks partisi veriyormuş. 21 senedir bizi aramamış bile. Böyle bir manşetle, birinci sayfayla çıktığında, çok haklı olarak hükümette bu nedir diye soruyor. Sen bunu bu şekilde kullanamazsın diyor. Benim burada ne yapmam lazım? Yata binmeyen bir kadın, güneşleniyor yanında da Savarona basılmış. Ama basın bunu böyle yayınladı"

"BASIN BENİM YÜZEN EVİM İÇİN DE YAZIYOR"

"Bugün benim evimde olmayan heykelleri eşim özel olarak New York'tan topladı. Hiçbir teknede olmayan değerli eşyalar, heykeller burada var. Bazıları müze yapalım diyorlar. İki buçuk sene inanın, 600 işçi bir doktor, ben işi öğrenerek ben bu işi öğrenerek bu hale getirdik. 20 senedir de kazasız belasız, bu personelimle bu işi yürütüyoruz. Benim evimde bir tane aşçı varken, burada 35 kişi yaz kış kalıyor. Çalıştığımız süre 3 ay. O yüzden kimsenin Savarona'ya söz söyleme hakkı olamaz. Kimsenin bu tekneye bir lira bile katkısı olmamıştır. Acaba devlet bana para vermeden almak mı istiyor diye düşündüm. Bu olaydan sonra bir bunu düşündüm. Yalnız sonra bugün, Türkiye Cumhuriyeti bunu geçti. Müthiş bir ekonomik patlak var. Sonra bu düşünceyi aklımdan sildim.

Acaba dedim, kazaklıların arasında bir sorun mu var? Tevfik Bey'in evinde yemek yedim. Bu insanları 8-9 senedir de tanıyorum. Atmam bu insanları? 10 milyarın üzerinde Tevfik bey yabancı sermayeyi getirmiş bir adamdır. Rixos'ların yapımında emeği vardır.

Bundan 15 gün evvel ailesiyle geldi. Bir ay önce bir ülkenin Cumhurbaşkanı'yla geldi bu adam. Bu adam buralara kadar geliyor da bir şey sorulmuyor, geliyorlar Savarona'da soruluyor. Basın benim yüzen evim için de yazıyor. Ne isterlerse yazsın. Makinası arıtması yok dediler. Ama Savarona ayrı. 21 senedir bütün korkumla, Türk bayrağına olan düşmanlıktan dolayı, gözümüzün içi gibi baktık. 300 bin dolar için bu hadise hakikaten yakışmazdı"

"BİZ MAALESEF DENİZ TERBİYESİNİ ÖĞRENEMEDİK"

"Ben Irak'ta duyduğumda şok oldum. 21 senedir ayakta olan bir yat. Oturduğum evden daha temizdir. Çok moralim bozuldu. Ama hiç önemli değil. Biz bunun da altından kalkarız. Biz ne yaptığımızı bilen bir aileyiz. Biz Türkiye'nin en eski armatör ailesiyiz. Belki bundan sonra Türkiye'de hiç charter vermeyeceğim. Yurtdışında daha rahat ediyorum.

Biz Türkiye'de davet veriyoruz. Sigarasını güvertede ayağıyla söndürüyor. Biz maalesef deniz terbiyesini öğrenemedik. Hiçbir zaman pişman olmadım. Biraz eskiye gittiğinizde, bazı insanların nasıl mücadele edip bizi bugünlere taşıdığını gördüğünüzde, yahu bırakın bu adam için bir şeyler yapayım diyorsunuz ve yapacağım"

Ali ÇAĞLAR TİMBEK - İSTANBUL DHA

4