Cumartesi Postası “Şafak Sezer beni oynuyor”

“Şafak Sezer beni oynuyor”

Paylaş
“Şafak Sezer beni oynuyor”

Herkesin çok güldüğü, Türkiye'nin yeni komedyeni Ebubekir Öztürk, ağabeyi Şafak Sezer'in ilham kaynağı

RÖPORTAJ: SUNA AKYILDIZ

suna.akyildiz@posta.com.tr

Kolpaçino Bomba’ filmini seyreden bütün arkadaşlarım “Orada bir adam var, acayip komik, görmen lazım” deyince filmi seyretmem şart oldu. Az bile anlatmışlar...

Adı; Ebubekir Öztürk. Şafak Sezer’in 14 yıldır vazgeçemediği şoförü, can yoldaşı, hatta kardeşi... Hiperaktif. Anlatacak o kadar çok şeyi var ki. “Hayatı film olur” derler, tam da öyle biri. En güzeli de; çok komik ama bunun için özel çabası yok. Doğal. Oynamıyor. Umarım, yolu açık olur.

‘Kolpaçino Bomba’ filminden çıkan herkes senden bahsediyor. Bu ilk filmin mi?

Üçüncü filmim. ‘Kolpaçino 1’de Galyotçu olarak başladım. Oradaki Şafak Sezer, Aydemir Akbaş gibi usta oyunculardan bir şeyler öğrenerek başarmaya çalıştım.

Herhangi bir oyunculuk eğitimin var mıydı? Yoksa şans mı yüzüne güldü?

1998’den beri Şafak Sezer’in arkadaşıyım, dostuyum. Onun özel şoförlüğünü de yaptım. Çok sevdiğim bir ağabeyim, Şafak Ağabey’in asker arkadaşıydı. Tanışmamız böyle oldu Şafak Sezer’le. O zaman askerdim. Şırnak’ta bir çatışmada vuruldum. Şafak Ağabey’i aradım, çok destek oldu. Askerden gelince yüzümdeki izleri gördü, “Oğlum ne olmuş sana böyle” diye çok üzüldü. Bir iş yapmıyordum. Aldı beni yanına, yıllardır abi-kardeş buraya kadar geldik.

Askerde nasıl vuruldun?

Şırnak’ta PKK ile çatışma sırasında oldu. Mermi ayağımdan ve yüzümden sıyırdı. Ölümden döndüm. 2 ay hastanede yattım.

Gazisin yani...

Yok, yok, öyle gazilik bir durumum yok. Suratımı ve ayağımı sıyırdı sadece. Orada kolunu-bacağını kaybeden insanlar var. Benimki hiçbir şey. Herkesin başına gelebilir.

Nerelisin?

Ahiret’tenim (gülüyor)... Aslında Kafkas göçmeniyiz. Annem Ağrı’ya gelmiş. 1965’den beri, doğma büyüme Eyüpsultanlıyım. Özcan Deniz’in annesi ve benim annem, çocukluk arkadaşı.

"Sete gittim korkup kaçtım”

Şafak Sezer’le kaç yıldır birliktesiniz?

14 senedir birbirimizi tanıyoruz. Ama parçalı bulutlu 7-8 sene gidip gelmişizdir. Bu arada bana hep söylerdi “Sen çok komik bir adamsın. Ben aslında seni oynuyorum” diye. Şafak Ağabey bana “Sen Türkiye’nin Kemal Sunal’ısın” der.

14 senede kimbilir neler yaşamışsınızdır...

Ohooo, anlat anlat bitmez... Mesela Şafak Ağabey arabalarını çok sever. Tabii ben arabalarını alırdım, bir gün sağını vururdum, bir gün solunu vururdum (gülüyor)... Kovardı beni. Yarım saat sonra yine çağırırdı.

O süre içinde oyunculuk yapmak aklından geçiyor muydu?

Hiç düşünmemiştim. Ama dünyanın en güzel işiymiş. O süre içinde evlendim, çocuğum oldu. Bir gece, saat 3 civarı sanırım, Şafak Ağabey aradı “Acil eve gel, bekliyorum” diye. Bana bir senaryo verdi. “Bunların karşılıklı diyaloglarını sen yazacaksın” dedi. “Birlikte yazalım, ben nasıl yazarım” dedim. “Ben sana anlatayım; mahallede yaşadıklarını yaz” cevabını verdi. Baktık, çok güzel bir şey oldu. Bu arada ‘Kutsal Damacana 1’de oynatmak istedi. Kurt adam olacaktım. Sete kadar gittim ama öyle korktum ki kaçtım. ‘Kolpaçino’yu yazınca kıramadım, oynadım. Hoşuma gitti. ‘Türk Malı’ dizisinde de oynadım.

Şafak Sezer’in şöförlüğünü yapmaya devam ediyor musun?

Hayır. “Star olduk” dermişim (kahkahalar)...

“Güldürmeyi seviyorum”

Para kazanabildin mi?

Öyle güzel paralar kazandım diyemem, yalan olur. Buna da şükürler olsun.

Evin, araban var mı?

Hayır, yok öyle bir şey.

Şafak Sezer sana ev ve araba alma sözü vermiş...

Nerden duydun abla ya (gülüyor)?.. Ben kimseye “Bana bunu yap, şunu ver” demem. Asla cimri bir adam değildir. Paylaşmayı sever. Beni değerlendirdi, filmlerde para verdi... Üstesinden gelebildiysek ne mutlu bize. Şimdi önümüzdeki maçlara bakacağız. Açgözlü bir adam değilim. O benimle çalışmak istediği sürece “Hay hay, boynum kıldan ince” derim.

Seni uyarır mı bazen?

Bana söylediği en güzel şey “İnsanları kırma, mütavazılığı bırakma. Seni seven insanı sen de çok seveceksin. Her yerde öyle çok makara yapma, çok gülme” diyor (gülüyor). Ben seviyorum gülmeyi ve güldürmeyi abla yaaa. Bütün derdim çoluğumu çocuğumu geçindirmek, güzel bir insan olup güzel yaşamak. Çocuğuma nasıl baba olurum, anacığımı nasıl geçindiririm, eşime nasıl koca olurum, ben bunun derdindeyim. Şöhret olayım gibi bir derdim yok.

Şoförlüğü bıraktın. Nasıl geçiniyorsun?

Rızk veren Allah. Kim nefsini bilirse Rabbini bilir. “Allah çok verip azdırmasın, az verip gezdirmesin” diyorum, yeter.

Şafak Sezer’in şoförlüğünü yaparken ne kazanıyordun?

Şafak Ağabey cömert bir adam. İşi bıraktığımda maaşım 2 bin liraydı.

Sigortan vardı ama di mi?

Yok, sigortalı değildim (gülüşmeler)...

Sana “Buraya kadar” dediyse bir tazminat ödemiştir herhalde...

(Gülüşmeler) Yok. Bizim aramızda öyle şeyler olmaz, abi-kardeş gibiyizdir.

Senin çok tebrik alman kıskandırmasın onu...

Yok abla ya, olur mu? Benden rahatsız olsa sinemaya çıkartmaz.

“Bağırırsa susacaksın”

Eşin ve annen filmi seyrettiler mi? Tepkileri ne oldu?

Eşim magazinlerde gördüğünde tribe giriyor (gülüyor). ‘Kolpaçino 1’i Şafak Ağabey’in evinde izlemiştik, çok beğenmişti. Eşim çok büyük destektir bana. Çok severek yapıyorum bu işi. Eşim de bunun farkında.

Şafak Sezer nasıl bir patron?

Çok iyi niyetli, işini seven insandır. Karşısındaki insanın da işini iyi yapmasını istediği için ister istemez biraz sinirli oluyor. Bir de Şafak Ağabey şeker hastasıdır. Şekeri bir anda yükselebiliyor (gülüşmeler)...

Ne yapmak lazım o anlarda?

Hiç konuşmamak lazım. Sana bağırır çağırır, susacaksın. Kalben bir şey yok. Sadece iş konusunda çok titiz. Onunla dışarıda otur bir yerde, şeker gibidir. Yersin, içersin, çok gülersin... Ama işte çok disiplinlidir. Çok büyük bütçeli bir iş bu. Söz verdiği insanlar var. Ne kadar dostumuz varsa, o kadar da düşmanımız var. Düşmanı güldürmemek lazım.

Sen hangi komedyenleri seviyorsun? Kimlerin taklidini yapıyorsun?

Kemal Sunal’ı çok severim. İlyas Salman’ı, Şener Şen’i... Kemal Ağabey’in, Allah rahmet eylesin, ağız yapısı, Türkiye’de sadece bende var. Kemal Ağabey’i çok taklit etmişimdir.

Bundan sonrası için bir strateji belirledin mi?

Gelen bir kaç teklif var. Eşten, dosttan fikir alıyoruz. Güzel tepkiler hoşuma gidiyor. Geçen gün trafikteyim, Demet Akalın gördü “Aaaaa, şimdi sinemadan çıktık, çok güldük sana” diye bağırınca hoşuma gitti. İyi şeyler yapmak istiyorum.

“Kur’an-ı Kerim okuma birincisiyim”

Müezzinlik yaptığını duydum. Doğru mu?

Hafızım. İlkokuldan sonra İsmail Ağa Kuran Kursu’nu bitirdim. Çok güzel kuran okurum. 80 yaşında bir annem var. Varımız yoğumuz o. Annem çok dini bütün bir insandır. Ben de bayağı zıpırdım, aldı beni, Kuran kursuna verdi. İyi ki de vermiş. 5 sene orada okudum. Şu anda istesem, rahatlıkla imam olarak çalışabilirim (gülüşmeler).

Hafız olduğunu bilen dostların cenazelerine, dualarına Kuran okuman için çağırıyorlar mı?

Çok sevdiğim ağabeylerim oluyor. Allah uzun ömürler versin hepsine... Gidip Kuran okuyoruz tabii.

Kur’an-ı Kerim okuma birincisi olmuşsun.

Doğru. Yıllar önceydi. Sesim gerçekten çok iyidir. Yakınlarım bilir. Mısırlı hafız Abdülsamet vardır, sesi çok güzeldir. Sesim onunkine yakın olduğu ve onu taklit ettiğim için insanların beğenisini kazandım.

(26.03.2011 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır.)

5

Haberin Devamı