Ferhan Kaya Poroy Bizim zamanımızda
HABERİ PAYLAŞ

Bizim zamanımızda

Haberin Devamı

Derin, ödevini yapmak üzere eline iPad’i alıp odasına çıkarken bir kez daha anladım: Onlar bizden farklı! Sonra düşünmeye başladım, bizim çocukluğumuzla onlarınki arasında ne gibi farklar var diye. Hangisi iyi, hangisi kötü? Hangisi doğru, hangisi yanlış? Gelin birlikte beyin fırtınası yapalım

Şimdi bilgisayar çağı

Bizim zamanımızda ansiklopedi vardı. Ödevler ya evdeki ya şehirdeki kütüphaneye başvurarak yapılırdı. Şimdi bir internet ortamı, iPad veya bilgisayar yeterli. Yararı: Çok pratik olması, her türlü bilgiye kısa sürede ulaşılması! Zararı: İnternet ortamında bazen çöp bilgilerin bile değerli gibi sunularak çocukları yanıltma riski.

Ayrıca çocuğu tembelliğe araştırması. Nasıl mı? Mesela artık çocuklar sözlük kullanmıyor. Hepsinin bilgisayarında www.tdk.gov.tr indirilmiş durumda. Anlamını veya yazımını merak ettikleri kelime için buraya girip anında cevap alıyorlar. Hatta sadece Türkçe değil, İngilizce, Fransızca veya Almanca sözlük için de bu sistem kullanılıyor.

Sanal ortam sosyalliği

Biz sokakta sosyalleşirdik, onlar sanal ortamda sosyalleşiyor. İki kızım da sosyal paylaşım siteleri sayesinde gün içinde arkadaşlarıyla onlarca kez konuşuyor, onların ne yaptığından, neyi beğenip neye tepki verdiğinden haberdar oluyor. Bir arada ayrı olsalar da bir aradaymış gibi sosyal medyada tartışıp eğlenebiliyorlar.

Hatta yan yana otururken bile konuşmak yerine ellerindeki telefon ve tabletlerle hem birbirleriyle hem de yanlarında olmayan arkadaşlarıyla sohbet ediyorlar. Yararı: “Anne canım sıkılıyor, arkadaşıma gidebilir miyim?” derdi yok. Çünkü arkadaşlar her an bizim evin içinde. Ayrıca kime gitti, aile nasıl, izin verdim-vermedim sorunu da ortadan kalkıyor bu durumda.

Zararı: Çocuklar çok sosyaller ama aynı zamanda cep telefonları, tabletleri olmadığında tamamen asosyal oluyorlar. Çünkü elektronik olmayan sohbet ortamlarına alışkın değiller. Bu durum onları hareketsiz bıraktığı için obezitenin giderek artması riski de cabası. Ayrıca aile bu sosyal ortamları denetleyemiyorsa çocuk, tehlikeli ve garip arkadaşlıklar kurabiliyor

Aynı potada buluşurduk

Çocukluğumuzu tek kanallı televizyon döneminde yaşadığımız için ailelerimizle paylaşacağımız daha çok şey vardı. Hepimiz aynı dizileri, aynı yarışmaları, aynı reklamları, aynı müzikleri dinlerdik. Hatta ülke genelinde böyle olduğu için bütün çocuklar aynı dili konuşur, aynı şeylere güler-ağlardı. Kimse kimseden uzak değildi. Bir potada buluşurduk. Şimdi öyle mi?

Gençler arasında büyük uçurumlar oluştu. Daha küçükleri düşünelim: Bütün gün Disney Channel izleyen bir çocukla bu kanalı hiç seyretmemiş bir çocuğun birbirini anlaması olanaksız. Her birinin kendi ünlüsü, kendi değeri, kendi starı var çünkü. Çocuk ile aile arasındaki koca duvarları da unutmayalım: Ya çocuğunuzla birlikte oturup onun favori dizisini, çizgi filmini izleyecek ve iPod’undaki şarkıları kendi iPod’unuza indireceksiniz ya da tamamen Fransız kalacaksınız.

Devlet okulu-özel okul

Bizim zamanımızda her çocuk devlet okuluna giderdi. Şimdi ‘devlet okuluna ve özel okula giden çocuklar’ diye bir ayrım var hayatımızda. Bu da çifte standart demek değil mi? Bu liste uzayıp gidiyor ama yerimiz dar. Gelecek hafta bir bölüm daha yazacağım bu konuyla ilgili. Ama sizden de beklentim var. Bana yazın, buradan yayınlayayım. Herkese iyi hafta sonları!

( 10.03.2012 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır. )

Sıradaki haber yükleniyor...
holder