Beden SağlığıBaş-boyun kanserlerinin en önemli sorumlusu: Tütün kullanımı

Baş-boyun kanserlerinin en önemli sorumlusu: Tütün kullanımı

Paylaş
Baş-boyun kanserlerinin en önemli sorumlusu: Tütün kullanımı

Dünyada en sık görülen kanserler listesinin 6’ncı sırasında baş boyun kanserleri yer alıyor. Boynun alt sınırı olan köprücük kemikleri ile üst sınırı olan kafa tabanına kadar olan bölgede beyin ve omuriliğin dışındaki geniş bir bölümü kapsayan baş-boyun kanserlerinin en önemli tetikleyicisinin ise tütün kullanımı olduğu biliniyor. 31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü’nde baş boyun kanserlerinin genel itibariyle 50 yaş üzeri yaşlarda görüldüğü; daha erken yaşlarda da boynunda şişlik ya da kitle gibi şikayetlerle gelen hastalardın da mutlaka baş boyun kanserleri açısından değerlendirilmesi ve kesin tanı için detayının incelenmesi gerektiği vurgulandı.

Daha çok erkeklerde görülen baş boyun kanserlerinin ilk nedeni tütün kullanımı olarak belirtiliyor. 31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, “Baş boyun kanserleri erkeklerde daha sık görülse de genetik mirasın ve sonradan gelişen bazı genetik bozuklukların da etkisi var” açıklamasında bulundu. Türkiye’de baş boyun kanserleri içinde erkeklerde en sık gırtlak kanseri kadınlarda ise en sık tiroit kanseri görüldüğünü belirten Prof. Dr. Erkul, “Listenin ikinci sırasında ağız içi kanserleri var” dedi.

Haberin Devamı

Dünyada en sık görülen kanserler listesinin 6’ncı sırasında baş boyun kanserleri yer alıyor. Boynun alt sınırı olan köprücük kemikleri ile üst sınırı olan kafa tabanına kadar olan bölgede beyin ve omuriliğin dışındaki geniş bir bölümü kapsayan baş-boyun kanserlerinin en önemli tetikleyicisinin ise tütün kullanımı olduğu biliniyor. Dünya Tütünsüz Günü’nde konuya dikkat çeken Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, baş boyun kanserlerinin genel itibariyle 50 yaş üzeri yaşlarda görüldüğünü vurgulayarak, “Daha erken yaşlarda da boynunda şişlik ya da kitle gibi şikayetlerle gelen hastalar da mutlaka baş boyun kanserleri açısından değerlendirilmeli ve kesin tanı için detayı incelenmeli” dedi. Prof. Dr. Erkul, çocuklarda da nadiren genetik yatkınlık, genetik mutasyonlar ve küçük yaşlarda alınan radyoterapilerin tetikleyici etkileriyle sarkomlar, farklı tümörler ve lenfomaların görülebildiğini de sözlerine ekledi.

Haberin Devamı

BELİRTİLER TÜMÖRÜN YERİNE GÖRE DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR

Baş ve boyun kanserlerinde tümörün yerleştiği yere göre belirtilerin farklılık gösterebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, “Örneğin en sık karşılaşılan gırtlak ve ağız içi kanserlerinde ses kısıklığı ve ağız içinde geçmeyen yaralar görülüyor. Ya da daha nadir görülen burun içindeki tümörlerde burun kanamaları, burun tıkanıklığı, yüz ve ağızda yaralar gibi şikayetler ortaya çıkabiliyor. Bunlara ek olarak baş ve boyun bölgesinde şişlik ve kitleler şeklinde kendini belli edebiliyor” şeklinde konuştu.

SİGARADAN UZAK DURMAK ŞART!

Tüm kanser türlerinde olduğu gibi baş boyun kanserlerinde de erken tanının önemini vurgulayan Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, “Bu tümörler bazen net belli olmayan ve geç şikayetler ile karşımıza çıkabiliyor. Erken fark edilmediğinde tanıda da geç kalınmış oluyor. Baş boyun kanserlerinde erken tanı için özel, geçerli bir tarama prosedürü yok. Bu yüzden hastanın kendi öz farkındalığı, erken tanı için kritik önem taşıyor. Hastalar kendilerini dinlemeli; özellikle inatçı ses kısıklığı, inatçı burun kanamaları, iyileşmeyen yaraları, büyüyen ve yeni çıkan baş boyun kitleleri ve geçmeyen nefes darlığı gibi şikayetlerde mutlaka bir kulak burun boğaz hastalıkları uzmanına başvurmalılar. Korunmak ve riski düşürmek için sigara ve tüm tütün ürünlerinden uzak durmak da son derece önemli” dedi.

Haberin Devamı

"BAŞ BOYUN KANSERLERİNİN TEDAVİSİNDE MULTİDİSİPLİNER YAKLAŞIM ÖNEMLİ"

Baş boyun kanserlerinde cerrahinin de aralarında yer aldığı farklı tedavi modellerinin olduğunu söyleyen Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, “Özellikle son 15-20 yıldır cerrahi dışındaki tedavilerin etkinliğinde de önemli başarılar elde ediliyor. Örneğin ağız içi tümörlerinde ilk müdahale cerrahiyken, gırtlak ya da yutaktaki tümörlerde, hastanın ve tümörün özelliklerine göre cerrahiye radyoterapi ve kemoterapi de eklenebiliyor veya cerrahi dışı tedavi yöntemleri olan radyoterapi kullanılabiliyor. Tedavi multidisipliner bir yaklaşımla gerçekleştiriliyor” dedi.