Röportaj: Kezban YILMAZ
kezban.yilmaz@posta.com.tr

■ Yeni single’ınız çıkalı üç hafta oldu. Geri dönüşler nasıl?

Çok güzel. Genelde herkes keyifle dinlediğini, rengarenk, cıvıl cıvıl bulduğunu söylüyor.

■ ‘Usta’ adı gibi usta bir şarkı oldu mu? Sezonun hit parçaları arasına girer mi?

Kesinlikle. Hit olmaması için hiçbir sebep yok. Sözleri Murat Güneş’e ait. Murat tam bana özel bir şarkı yaptı. Ben yerimde duramıyorum, çok enerjiğim, şarkı da fıkır fıkır. Bu yönüyle bana uydu. Müziği ve aranjesi Volga Tamöz’e ait. Klip, Ulaş Elgin yönetmenliğinde çekildi. Ekip muhteşemdi. Klip müzik kanallarında ve Youtube’tan izlenebilir.

■ Dela yollarınız nasıl kesişti?

Dezden şanslı hissediyorum kendimi.

■ Yaptığınız işte usta olduğunu düşünüyor musunuz?

Kesinlikle... Şarkıcılıkta ustayım. Bu konuda mütevazı olmak istemiyorum. Kendime güveniyorum ve çok iyi yapabildiğime inandığım için bu işi yapıyorum.

■ Başka usta olduğunuz konular var mı?

3 yaşında bir kızım, Nehir’im var. Annelik konusunda da ustayım yani. İyi bir insan olduğum için de manevi olarak usta görüyorum kendimi.

■ Şarkıcı olmak hayaliniz miydi?

Hem de kendimi bildim bileli... Müzikle büyüdüm çünkü. Babam bağlama çalardı. Ben de hayran hayran dinlerdim. Okulda, müzik odasının önünden geçerken kulağımı kapıya dayayıp, çalan müziği dinlerdim. “Bir gün ben burada şarkı söyleyeceğim” derdim. Orkestrada şarkı söyleyerek hayalimi gerçekleştirdim. Sonra da gerisi geldi. “Ömrüm okumakla geçti”

■ Tiyatro eğitimi de almışsınız...

Aynen öyle, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nü bitirdim. Müziğe büyük ilgimden dolayı aynı konservatuvarın müzikal bölümünde okudum. Ayrıca Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde Batı Müziği eğitimi aldım. Ömrüm okumakla geçti diyebilirim...

■ Tiyatro alanında çalışmalar yaptınız mı ya da düşünüyor musunuz?

Yurt dışından gelen ‘Şirinler’, ‘Susam Sokağı’ gibi çok önemli müzikallerin seslendirmelerini, şarkılarını ve dublajını yaptım. Zaten Türkiye’de çok müzikal yok. Belli başlı projeler var. Kendi projelerim olduğu için onlara dahil olmadım. Ama bundan sonra oyunculukla ilgili mutlaka bir şey yapmak istiyorum. Çünkü okula gidemiyorum!.

■ Neden gidemiyorsunuz?

Çok isteyerek ve severek okudum tiyatro bölümünde. Üstelik çok iyi bir dereceyle mezun oldum. Ama hep müzikle ilgili bir şeyler yaptım. Bu yüzden oyunculuk hocalarım bana çok kızıyor.

■ Bir dizi projesini kabul eder misiniz?

Rol ve senaryo içime sinerse neden olmasın? “Ben kendime özelim”

■ Müzik piyasasında ‘fark yaratıyorum’ dediğiniz noktalar var mı?

Tabii ki. Olmasaydı 13 yıldır bu piyasada var olmazdım. Göze parmak sokar gibi ‘Benim yeteneğim var’ demeyi sevmiyorum. Benim için bir şarkıcı sadece iyi şarkı söyleyen biri değil. Aynı zamanda konuşmayı, dans etmeyi, oyunculuğu da bilmeli. Hepsi bir bütün çünkü. Yurt dışında bir konservatuvara girdiğinizde dans, müzik, enstrüman ve oyunculuk kolektiftir ya, bu da öyle. Yani demem o ki ben zaten özelim, kendime özelim. Bunu sevenlerime ya da henüz beni tanımayanlara gösterme çabası içindeyim.

■ Kendinize örnek aldığınız kim var?

Ağabeyim bana Mariah Carey ve Whitney Houston hediye etmişti. İlk örnek aldığım isimler onlardı. Yerli isimlerden de Sertap Erener’i çok beğenirim. Aşık Veysel de var. Kim işini iyi yaptıysa benim idolüm.

■ Neden pop müzik?

Popüler kültürün içinde yer aldığımız için... Ama sadece pop müzikle kısıtlamıyorum kendimi. İyi bir yorumcu farklı tarzlarda da şarkı söyleyebilmeli. Ben de kendime güvendiğim her tarzı söylerim. Ama söyleyemediklerime asla yeltenmem.

■ Hangi tarz parçaları yorumlayamazsınız?

Komik gelecek belki ama arabesk!.. Aslında gırtlak yapıma güveniyorum. Söyleyemeyeceğim parça yok. Ama o duyguyu veremeyeceğimi düşünüyorum.

■ En iyi yorumladığın tarz?

Soul, caz, R&B, Türkçe pop ve rock müzik... Ordan gelirse yürürüm yani!...

■ En büyük hayaliniz?

Daha geniş kitlelere şarkı söyleyebilmek ve çok güzel bir albüm yapmak. Şarkılarımı da, en büyük platformlarda müthiş görsel şovlarla sunabilmek isterim. Yurt dışında nasıl yapılıyorsa, bu işi öyle yapmak...