Giriş
Ülkemizin dünyadaki yeri konusunda herkesin kendi ideolojisine ve sosyo-ekonomik konumuna göre değişen fikirleri vardır. Kimi için Türkiye, ‘Parlayan Yıldız’ kimi için ‘Üçüncü Dünya Ülkesi’dir.
Her kim ne düşünüyorsa düşünsün, hiç kuşkusuz haklılık payları vardır. Bununla beraber hiç kimsenin yadsıyamayacağı bir gerçek vardır ki, o da, Türkiye’nin sahip olduğu iç dinamikleri ve çelişkileriyle yeryüzündeki benzersiz ülkelerden biri olduğudur. İster sevsin, ister sevmesin, bize dışarıdan bakanların ülkemize saygı duymaları bir zorunluluktur. Hele bu dışarıdan bakanlar, bir vesileyle içimize girip ekmeğimizi yemeye başlamışlarsa...
[[HAFTAYA]]
Aşağılık kompleksi
Beşiktaş Teknik Direktörü Bernd Schuster de bunlardan biridir. Bu ülkenin en değerli kulüplerinden biri Beşiktaş’ın başındadır. ‘Noumavari’ hareketiyle bize ilk şoku yaşatan Alman hoca, Fatih Tekke, medya, hakemler derken, son olarak Trabzon, Bursa ve Kayseri’ye dil uzatıyor. Başarılarını küçümsüyor. Schuster’in bir hiciv ustası olmadığını hepimiz biliyoruz. O halde Alman’ın sorunu nedir?
Akla tek bir ihtimal geliyor: Ülkemize karşı olan müstehzi bakış açısı. Ona göre biz Patagonya’yız. Pek de kızamıyorum kendisine. Zira bu sonucu biraz da biz doğuruyoruz. Yöneticiler, transfer etmek için kapılarında yatarak; taraftarlar da havalimanlarında ‘aşağılık kompleksi’ kokan aşırı karşılamalarda bulunarak...
