Sağlık Şeker takibi artık çok kolay

Şeker takibi artık çok kolay

Paylaş
Şeker takibi artık çok kolay

Kan şekeri ölçümü için parmaktan kan alan iğnelerin yerini son yıllarda cilt altına yerleştirilen cihazlar aldı. Bu cihazlar sayesinde hastalarduştayken bile kan şekeri seviyesini öğrenebiliyor

Haberin Devamı

Şişli Florence Nightingale Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hakkı Kahraman anlattı:

Diyabet (şeker hastalığı) nedir?
Prof. Dr. Hakkı Kahraman: Şeker metabolizmasındaki bozukluğa bağlı olarak kanımızda şekerin belirli oranda yükselmesidir.

Kaç tür diyabet var?
Prof. Dr. Hakkı Kahraman: Üç türlü diyabet var: Tip 1 diyabet, tip 2 diyabet ve gebelik diyabeti. Tip 1 diyabet pankreastan insülin yapan hücrelerin hasar görmesi sonucu meydana gelir. Her yaşta görülür. Ama en çok çocukluk ve ergenlik çağında ortaya çıkar. Tip 1 diyabet önlenemez. Ama tip 2 diyabet ve gebelik diyabeti önlenebilir. Diyet ve egzersiz önlemleri ya da yaşam tarzını değiştirmek bu diyabet türlerinin ortaya çıkmasını yüzde 60 oranında engeller.

En sık görülen diyabet türü hangisi?
Prof. Dr. Hakkı Kahraman: Tip 2 diyabet! Daha çok erişkinlerde görülmesine rağmen günümüzde ortaya çıkma yaşı çocukluk çağına kadar indi. Bunun nedeni abur cubur gıdalar, hareketsizlik gibi nedenlerle çocukluk çağı obezitesinin (aşırı şişmanlık) artmasıdır. Diyabet çağımızın hastalığı. Önümüzdeki 20-25 yıl içinde dünyadaki diyabet sayısı en az 2 kat artacak.

Gebelik diyabeti nedir?
Prof. Dr. Hakkı Kahraman: Gebelik sırasında ortaya çıkar. Doğumdan hemen sonra kaybolur. Fakat gebelik diyabeti olanların her yıl yüzde 5 ila 10’u aşikar tip 2 diyabetli olur.

Diyabet hangi sağlık sorunlarına yol açar?
Prof. Dr. Hakkı Kahraman: Şeker hastalığı adı gibi ‘şeker’ bir hastalık değil! Bugün dünyada en fazla masraf edilen hastalıklar listesinde ilk sırada yer alıyor. Diyabet pek çok organımızı etkiler, fonksiyonunu bozar ve hasara uğratır.
Bunların başında böbrekler geliyor. Örneğin şu anda diyalize giren her 100 kişiden 40’ının böbrek yetmezliğinin nedeni diyabettir. Körlüğün en sık sebebidir. Diyabet ayak yaralarına neden olabilir. Diyabetik ayak yarasına bağlı kesilmeler, kazalar sonucu meydana gelen kesilmelerden 10 kat daha fazladır.
Kalp krizi ve felç diyabetlilerde 5 kat daha sık görülür. Diyabet sinir sistemini de etkiler. Özellikle ayaklara giden sinirler etkilendiği zaman hastalar önce yanma, uyuşmadan yakınır.
Ama bir süre sonra bu uzuvlarında duyularını kaybederek hiçbir şey hissetmez. Bu da ayak kesilmesine kadar gidebilen ciddi sorunlara yol açabilir. Diyabet bağışıklık sistemini bozarak enfeksiyonlara yatkınlığı artırır; yara iyileşmesini geciktirebilir.

Tip 1 diyabetin tedavisindeki yenilikler nelerdir?
Prof. Dr. Hakkı Kahraman: İnsülinin bulunmasından sonra diyabetli hastaların yaşamları tamamen değişti. Bugün hâlâ tip 1 diyabetin tek tedavisi insülindir. Günümüzde insülinin yapısında birtakım değişiklikler yapılarak insülinin yan etkileri azaltılıyor ve etki süreleri değiştiriliyor.
İnsülini insan vücuduna verme teknikleriyle ilgili gelişmeler de var. İlk insülin pompası o kadar ağırdı ki, hasta sırtında ancak taşıyabilirdi. Halbuki günümüzde cep telefonlarından bile küçük, modern insülin pompaları var.
Bir diğer değişiklik insülin kalemleriyle ilgili. İnsülin kalemlerinin yaygın olarak kullanılması şeker hastalığının kontrolünü daha da kolaylaştırdı. Tip 1 diyabetle ilgili çalışmaların en önemli kısmı adacık hücre nakli ve pankreas nakliyle ilgili. Günümüzde bazı merkezlerde bu nakiller yapılıyor.

Hangi sağlık sorunları varsa nakil düşünülür?
Prof. Dr. Hakkı Kahraman: Nakil yapılan hastalar kortizon gibi bağışıklık sistemini baskılayan ilaçları ömür boyu kullanmak zorunda. Bu ilaçların doğurduğu yan etkiler hiç de azımsanmayacak kadar fazla. Bu nedenle tip 1 diyabetli birine hemen nakil yapılmaz.
Nakil, tip 1 diyabetin ağır komplikasyonları var olduğunda tercih edilir. Örneğin hastada böbrek yetmezliği varsa pankreas nakli yapılabilir. Çünkü kullanılan ilaçların ve ameliyatın komplikasyonları çok daha fazladır.

Kök hücre konusunda gelişmeler ne aşamada?
Prof. Dr. Hakkı Kahraman: Kök hücre tedavisini şöyle özetlemek mümkün: Önce hastanın vücudundaki kök hücreleri alınıyor. Daha sonra bunlar laboratuvar ortamında insülin salgılayan hücrelere dönüştürülüyor. Ve bu hücreler kişiye naklediliyor.
Ancak kök hücre tedavisi laboratuvarlarda hayvan deneyleri aşamasında. Henüz insanlar üzerinde kullanılmıyor. Çalışmaların sonucu ne olacak kestirmek kolay değil ama ümit vaat ettiğini söyleyebilirim.

Cihazlarla ilgili değişiklikler nelerdir?
Prof. Dr. Hakkı Kahraman: Asistanlığımız döneminde şeker komasına girmiş bir hasta geldiği zaman şekeri çok zor şartlarda ölçebiliyorduk. Kanın bir sürü cihazlardan geçmesi, sonuç için hastanın saatlerce beklemesi gerekirdi. Şimdi öyle değil.
Hasta elindeki şeker ölçüm cihazıyla kan şekerini 24 saat takip edebiliyor. Biz de bu bilgilere internet, faks ya da telefon aracılığıyla ulaşabiliyoruz. Bu arada cilt altına yerleştirilen ve kan şekerini 1 hafta boyunca ölçen cihazlar var. Bu sayede hasta duştayken, işteyken, uyurken, uyanıkken ya da kızdığında kan şekeri ne oluyor, bunu görebiliyoruz. Sürekli ölçüm yapan cihazlar ince bir iğne ile cilt altına bağlandığı için parmak ucunu delip kan almaya da gerek kalmıyor.

Bu belirtilere dikkat!
Aşırı susama,
Sık idrara çıkma,
Gece idrara kalkma,
Aşırı açlık hissi,
Kilo kaybı,
Halsizlik,
Bulanık görme,
Yara iyileşmesinin gecikmesi,
Diş eti, deri ve idrar yolu enfeksiyon sıklığının artması.

Kimler şeker kontrolü yaptırmalı?
Yaşı 45’ten büyük olan herkes,
Şişmanlar,
Yüksek tansiyonu olanlar,
Gebeler,
Kilolu bebek doğuran anneler,
Ailesinde şeker hastalığı olanlar,
Yumurtalıklarında kist olanlar (Polikistik over sendromu)
Kan yağları yüksek olanlar. (Yukarıdaki risk faktörlerinden birine sahipseniz kan şekeriniz normal çıksa bile 2-3 yılda bir kan şekeri testini tekrarlayın.)

Haberin Devamı

4

Haberin Devamı