“Cildimiz vücudumuzun içinde olup bitenler hakkında bize doğrudan mesaj verebilme yeteneğine sahiptir,” diyor dermatolog Elizabeth F. Callahan. Hepimiz mükemmele yakın ciltlerle doğduğumuzdan, yıllar geçtikçe yaşadığımız tüm sorunları doğru teşhis edip tedavi edebilirseniz, cildinizi ilk günkü gibi tutabilirsiniz. Yaşlanmak cildinizin kalitesi üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olmadığından, yıllar ilerledikçe kendinize iyi baktığınız takdirde cildinizin gençlik yıllarınızdan bile daha iyi durumda olduğunu görebilirsiniz. Beauty dergisinde yayımlanmış yazı sağlıklı bir cilde nasıl sahip olacağımızı mercek altına alıyor...

Sağlıklı bir cildin görünümü

Sağlıklı cilt yalnızca güzel gözükmekle veya güzel hissedilmekle kalmaz, aynı zamanda çok çabuk iyileşir, dokunuşlara karşı esnektir, küçük gözeneklidir, nemli gözükür. Sağlıklı bir cildin rengi düzenlidir ve her noktada aynı sıkılıktadır, sivilce ve kuruluk gibi sorunlar yaşamaz, pürüzsüz ve yumuşak bir dokuya sahiptir.

Cildinizin sağlıklı olduğunu nasıl anlarsınız

Sivilce çıktıktan sonra cildinizin kendisini ne kadar sürede tedavi ettiği size cildinizin sağlığı hakkında mesaj verir. “Eğer sivilce çıktıktan dört gün kadar sonra cilt temizlenmişse ve herhangi bir renk bozulması yoksa cildin sağlıklı olduğunu söyleyebiliriz” diyor ünlülerin estetisyeni Nerida Joy. “Cilt rengine bağlı olsa da eğer kırmızılığın yok olması daha uzun sürüyorsa veya sivilceyi çevreleyen bölgede koyu bir pigmentasyon varsa cildiniz en iyi halde olmayabilir” diyor Joy.

Zarar veren faktörler

“Cildinize yapabileceğiniz en büyük kötülük koruyucu katman olan asit mantosunu yok etmektir” diyor Nerida Joy. Cildi kurutan sabunlar veya deterjanlı temizleyiciler asit mantosuna çok zarar verir, ter de bu katmana zarar veren bir öğedir. “Bu manto etkinliğini yitirdiğinde cildin kendini koruma yetisi azalır, kullanılan bakım ürünleri doğru emilemez ve cilt hasarlanmaya açık hale gelir” diye devam ediyor.

1- Dehidrasyon

Yeterince su içseniz bile, vücudunuz onu doğru kullanmayı beceremezse cildinizin bütün katmanları yeterli nemi almaz. Yine de bol su içmek vücudun nemlendirilmesi için en doğru yoldur - eğer suyun tadını sevmiyorsanız suya limon veya yabanmersini katarak hem tadını güzelleştirir hem de pH dengeleyici özelliğini artırabilirsiniz. Cildinizin yaşadığı kuruluk aslında içinizdeki susuzluk problemiyle alakalıdır. Vücutta yeterli miktarda su bulunmadığında organlarımızın tümü gibi cildiniz de bu durumdan etkilenir. Cilt kuruluğu kendini cilt yüzeyinde ince çizgiler, solgun renk ve esneklik kaybıyla belli eder.

2- Hareketsizlik

Spor yapmanın katkısının güzel bir vücuda sahip olmak olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. “Spor yapmak her açıdan önemlidir çünkü spor lenfatik sistemini yani vücudumuzdaki her şeyin -özellikle kanınhareket etmesini sağlayan sistemin harekete geçmesini sağlar. Düzgün kan dolaşımı size yalnızca sağlıklı bir parıltı katmakla kalmaz, aynı zamanda deri altı hücrelerinizin de en iyi performanslarında çalışmasına yardımcı olur” diyor Nerida Joy.

3- Sigara

Kolajen ve elastin parçalanmasını hızlandırmasının yanı sıra vücutta depolanan C vitamininin de azalmasına sebep olan sigara, cilt bozukluklarının en büyük sebeplerindendir. “Cildimizin sağlığını kaybetmesinde sigara büyük etkendir” diyor, Staten Island’dan dermatolog Michael Kurzman. Sigaradaki kimyasallar cildimizdeki nemi emer, kuruluk yaşamamıza sebep olur.

4- Beslenme

“Sindirim sistemi ve cilt birbiri üzerinde etkilidir” diyor Nerida Joy ve devam ediyor: Bazı yemekler gerçekten cildimizin daha güzel olmasına yardımcı olabilir! Önemli olan neyi yediğiniz veya yemediğiniz değil, neleri sindirebildiğiniz, neleri sindiremediğiniz. Eğer yediklerinizi düzgün bir şekilde parçalayamıyorsanız, sindirim süreci düzgün işleyemez. Bu durum sizin şişkin hissetmenize, cildinizin ise cansız bir hal almasına sebep olur.” Cildinizin de canlı bir organ olması, yeterli mineral ve vitamin takviyesi yapmamanız halinde onun da zarar görmesine sebep olur.

5- Güneş

Cildinizin bir numaralı düşmanı. “Sürekli olarak güneş ışınlarına maruz kalmak kolajen ve elastin oluşumunun önüne geçer, cildinizin incelmesine ve elastikiyetini kaybetmesine sebep olur,” diyor Dr. Callahan. Güneş cildin doğal rengini ve pürüsüzlüğünü kaybetmesinde etkilidir ve cilt üzerinde kara lekeler bırakır. Bunlar da sizin yaşlı gözükmenize sebep olur. Dr. Kurzman’a göre, “Güneş cildimize zarar vermeye onunla ilk tanıştığımız anda başlar. Yıllar sonra koyu lekeler, kırışıklıklar, kızarıklıklar olarak kendini belli eder. Eğer sorun çok büyükse sonuç cilt kanserine kadar varabilir.”

Cildinizi değiştirmek için...

Beslenmenize özen gösterin

Eğer mükemmel olmadığını düşündüğünüz bir cilde sahipseniz, diyetiniz ve cilt bakım kürünüzde yapacağınız birkaç küçük değişiklik ile bu durumu Keyif köşesi...Keyif köşesi...Keyif köşesi...Keyif köşesi...Keyif köşesi... 2 değiştirebilirsiniz. Beslenme ve sindirim cilt üzerinde doğrudan etkili olduğundan ilk olarak günlük beslenme alışkanlıklarınıza eğilmenizde fayda var. Hangi yiyeceklerin cildinizi bozduğunu anladıktan sonra, onları hayatınızdan çıkarın. Sonrasında cildinizi size özel cilt bakım rutinleri ile besleyin. Kürünüze bir cilt temizleyicisi ve nemlendiricinin yanı sıra doğru cilt bakım ürünlerini barındırdığınızdan emin olun.

Neler yemeli?

Vücudunuz çiğ sebze ve meyveleri sindirmekte sorun yaşamıyorsa (mide krampları veya bağırsak yumuşaması gibi sorunlar yaşamıyorsanız) her yemekle beraber onları tüketebilirsiniz. Tam tahıllı ürünler hücre bölünmesini tetikleyen B vitamini açısından zengindir. Organik hindi veya tavuk gibi yüksek kaliteli proteinleri beslenmenize katmak kolajen üretimini artırmanıza yardımcı olacaktır. Her gün bir ya da iki kaşık keten tohumu yağı tüketmek dolgun bir cilde sahip olmanız için gereken omega 3 yağ asitlerini vücudunuza katacaktır. Cilt dokularınızı kalınlaştıracak, enflamasyon sorunlarından sizi koruyacaktır.

Nelerden kaçınmalı?

Süt ürünleri. Süt ve peynir sindirim sistemi içerisinde mukus oluşmasına sebep olan birçok hormon ve antibiyotik içerir. Bunlar sivilce oluşumuna sebep olabilir. Yıllanmış peynirler, keçi ve koyun sütleri inek sütü ve yumuşak peynirlerden daha az mukus oluşumuna sebep olur. Kafeinin hücrelerin suyu emme ve tutma özelliğini bloke etmesi sebebiyle, içtiğimiz kahve miktarını minimumda tutmaya özen göstermelisiniz. Çok tatlı tüketimi vücudun dengesini bozabilir. Bu da ihtiyaç duymadığınız yoğunlukta enflamasyona sebep olur.

( 01.07.2012 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır )