Pazar Postası Sema Şimşek: En dişi hissetiğim dönemdeyim
Paylaş
Sema Şimşek: En dişi hissetiğim dönemdeyim

90’ların en iyi modellerinden Sema Şimşek, 1994’te Best Model of Turkey birincisi oldu. 2001 yılında kendisi gibi model olan Burak Hakkı’yla evlendi. Bu evlilikten Rüzgar (9) isimli bir oğulları var. Evlilikleri 4 yıl önce biten Sema Şimşek “Hayatımda biri olsun isterim. Ama asla evlenmem. Evlilik insan doğasına aykırı” dedi

RÖPORTAJ: KEZBAN YILMAZ

FOTOĞRAF: GÜLSÜM ASLAN


■ Fazla zayıf değil misiniz?

Yoo, ben kendimi hiç zayıf görmüyorum. Mesleki hastalık ya da deformasyon diyebilirsiniz buna. Ben hep böyleydim. Şu an 56 kiloyum. Boyum 1,80. Başkalarının beğenip beğenmemesi umurumda değil. Ben kendimi beğeniyorum ya!

■ Böyle zayıf kalmak için kim bilir neler yapıyorsunuzdur?

Özel bir şey yapmıyorum. Sadece yaşamak için yemek yiyorum. Genelde atıştırarak besleniyorum. Oğlumun artık yemeğidir benim akşam yemeğim. Oğlum doğuştan vegan nerdeyse. Ben de ona göre yemek pişiriyorum.

■ Birkaç kilo aldınız diyelim, nasıl hissedersiniz?

Çok kafama takarım. Bünyem öyle bir şeye alışık değil. Hareketlerimi bile kısıtlanmış hissederim.

■ Sizi dizilerde göremiyoruz artık.

Şu an yeni bir dizi projesi var. Oyunculuğa aşığım. Bu nedenle işimin gerektirdiği her şeyi yaparım. İnsanlar setlerde uzun süre beklemeye eziyet olarak bakıyor mesela. Ben öyle düşünmüyorum. Beklerken kitap okurum, gözlem yaparım, oyuncularla, set çalışanlarıyla sohbet ederim.


“PAVYON KADINI OLABİLİRİM”


■ “Oyunculuğun gerektirdiği her şeyi yaparım” derken her karakteri oynayabilir misiniz?

Elbette... Böyle göründüğüme bakmayın, “Kayıt” dendiği an içimden başka bir şey çıkıyor. Bir köylüyü, mahalle kadınını, pavyon kadınını vs. oynarım.



■ Model olmak hayaliniz miydi?

Hiç aklımda yoktu. Okul zoruyla beni manken yaptılar. Annem karşı çıktı hatta. Ama ben çok istedim. Otobüse binecek param yoktu. Çok zorluklar çektim. Anaç biriyim. Daha o zamanlarda bile bir gün anne olacağımı biliyordum. Bu nedenle “Attığım her adımda doğmamış çocuğuma karşı sorumluyum” dedim. Şimdi bir çocuğum var. Allah’tan sonra bir tek ona karşı sorumluyum. Oğlumu utandıracak hiçbir davranışım olmadı, olamaz.

■ Hâlâ podyuma çıkıyor musunuz?

Çıkarıyorlar valla. Yanlarında yürüdüğüm arkadaşlar gencecik duruyor ama beni arzu ediyor olmaları hoşuma gidiyor. Ömrümün sonuna kadar da çıkmak istiyorum, çıkaran olursa tabii!

■ Sizin de mankenlik yaptığınız 90’ların başı ile 2000’lerin ortalarına kadar ülkede ciddi bir manken furyası vardı. Ama şu an ortalık sütliman...

Sektör kalmadı ki! Ben sokakta, bu mesleği şahane icra edecek kızlar görüyorum. Ama böyle bir meslek yok ki tercih etsinler. Ben çok şanslıyım, mesleğimi en parlak döneminde yaptım. Ayda iki günümüz boş olurdu. Uykusuzluktan bayıldığımı biliyorum. Ama çok güzeldi. Evimizi, arabalarımızı aldık, ailemize baktık.

■ Reklam yasaklarıyla başladı her şey. Ama insanlar giyim kuşama para harcamaktan asla vazgeçmiyor... Ne acı değil mi?

Ben iki yıldır kendime hiçbir şey almıyorum. İhtiyacım yok! Modanın içinden geldiğim için giysilerin maliyetini de biliyorum. Aldığım bir şeyi 20 sene giyiyorum. Moda olan bir şeyi almıyorum çünkü. Marka takıntım yoktur. Pazardan bile alışveriş yaparım.

■ Nasıl bir hayatınız var şimdi?

Mutlu ve huzurlu... Şükrediyorum. Babam 40 yaşında vefat etti. Ben 42 yaşındayım. Ne malum üç gün sonra ölmeyeceğim. Sevmediğim insanları hayatımdan çıkardım. Yanında iyi hissettiğim kişilerle görüşüyorum. Oğluma da bunu öğretiyorum.

■ Oğlunuz Rüzgar’la aranız nasıl?

Şahane. Oğlumu sevgi ve disiplinle büyütüyorum. Evde şaklabanlıklar yapıyoruz, ama uyku saati gelince “Haydi yatağa” diyorum.


"Şahane bir evlilik yaşadık"


■ Burak (Hakkı) Bey’le görüşmeye devam mı?

Tabii ki... Biz karı koca olarak ayrıldık, anne baba olarak hayatımızın sonuna kadar Rüzgar’ın yanındayız. Burak benim hayatımda ben de onun hayatındayım. Oğlumuz için sık sık bir araya geliyoruz.



■ Burak Bey en son “Bir daha evlenirsem eski eşimle evlenirim” dedi. Tekrar bir araya gelme ihtimali var mı?

Hayat neyi gösterir belli olmaz. Büyük konuştuğum bazı şeyler başıma geldi, buna boşanmak da dahil. O, Burak’ın yaptığı bir jestti. Biz Burak’la aşık olup evlendik. Oğlum Rüzgar bir aşk çocuğu. Şahane bir evlilik yaşadık. Miyadı doldu ve bitti. Ama çocuğumuz olduğu için her zaman görüşeceğiz.

■ Hayatınızda biri olsa tekrar evlenmeyi düşünür müsünüz?

Asla! Evlilik insan doğasına aykırı. Bambaşka iki karakterin aynı evin içinde yaşaması çok zor. Bir hayat arkadaşım olsun istiyorum tabii. Fakat aynı evde değil. Altlı üstlü çok güzel olur mesela (gülüyor). Herkesin özel alanı olmalı.

“Survivor’a katılabilirim!”


■ Bir erkekte neler sizi etkiler?

Bir gülümseme, bir tavır, bir mimik... İlk ellerine bakarım ama. Kel, göbekli olsun ama elleri güzel olsun. Çok kaslı erkek tipim değildir. Kendini beğenmiş, bencil erkekten de haz etmem.

■ Yalnız yaşayan bir kadın olarak kendinizi yeterince özgür hissediyor musunuz?

Hem de çok... Hayat bana, birine bağımlı değil, bağlı olmayı öğretti. Belki de hayatımda yaptığım yanlışlardan biridir bağımlı olmak. Bağımlı olmasaydım bugün yurt dışında mankenlikte bir kariyer yapmış olurdum. Çok teklif vardı, fakat aileme bağımlıydım, onlarsız bir yaşam düşünemedim. Kocama bağımlıydım, onsuz bir tatile gitme fikri bile bana yanlış gelirdi. Yalnız yaşadığım dönemde bağlılığın ve özgürlüğün ne kadar güzel bir şey olduğunu keşfettim.




■ 41 yaşındasınız, nasıl hissediyorsunuz?

Güzel yaşlanmaya çalışıyorum. En iyi hissettiğim yaştayım. En dişi, en kadın, en güçlü ve hiç kimseye müdanası olmayan bir dönemdeyim.

■ Kendinizi güzel buluyor musunuz?

Güzel bulmuyorum ama farklıyım. Genel güzellik anlayışının dışında bir tipim. Mesela burnum kemerli, yaptırsaydım çok güzel bir kadın olurdum ama sadece güzel olurdum, farklı olmazdım. Ben o farklılığı seviyorum.

■ Fiziksel olarak beğendiğiniz ve beğenmediğiniz tarafınız ne?

Burnum büyük ve kemerli ama onu seviyorum. Alnımı sevmiyorum. Çok geniş, akordeon gibi! Sinirimi bozuyor, saçlarımla kamufle ediyorum. Boyum 1,80. Hoş bir kıyafet giyip, altına topuklu giydiğimde insanlar bana uzaylıymışım gibi bakıyor. Keşke 4 cm kısa olsaymışım!

■ Spor yapıyor musunuz?

Hayatımda spor yapmadım. Evimin işini kendim yapıyorum. O benim için en güzel spor. Süpürür, silerim, ütü yaparım. Yemek yapmaya bayılırım. Kapalı spor salonları bana göre değil. Açık havada yürümeyi çok severim. Metro, metrobüs kullanırım.

■ Hız tutkunuz olduğunu duydum, doğru mu?

Evet. Maskülen bir tarafım vardır. Bu giyimime de yansır. Erkeksi şeyleri seviyorum. Erkek saati, araba... Hız yapmayı da acayip seviyorum. Ama uygun alanlarda yapıyorum. Tehlikeli şeyleri seviyorum. Yamaç paraşütü, tırmanma vs. Etrafımdakiler hep “Survivor’a katıl” diyor. Deneyebilirim belki.

Haberin Devamı