Serhan Sokulgan Sezen'in LGBTİ mesajı!
HABERİ PAYLAŞ

Sezen'in LGBTİ mesajı!

Haberin Devamı

Geçen hafta IŞİD'in Orlando saldırısından sonra tüm dünyadan mesajlar arka arkaya yağmıştı. Başta Lady Gaga olmak üzere dünyada birçok şarkıcı oyuncu konuşmalar yapmış, hislerini dile getirip ölenler için acısını paylaşmıştı. Tüm dünyada "Onur Haftası" yürüyüşlerine bir tehdit yaratan Orlando saldırısına tepkiler hâlâ büyümeye devam ediyor. Bu pazar günü yapılacak LGBTİ Onur Haftası yürüyüşünün yapılmaması için tehdit mesajları arka arkaya yağarken Sezen Aksu yazdığı bir yazıyla tepskisini gösterdi.

İŞTE O MESAJ:

"Bir arada yaşamak ve farklılıklara hoşgörü ile yaklaşmak, naif bir dilek ya da çağrı olarak kalıyor her gün yaşadıklarımız karşısında. Oysa bu içi boşaltılmış kelimeler bir arada yaşamak için çok değerli anlamlar ifade eder. Bize benzemeyene tahammül geliştiremiyor, ölümün öncü ayak sesleri gibi gelen tehditlere giderek kayıtsızlaşıyoruz. Günbegün şiddete biraz daha alışıyoruz.

Hiçbir şiddet dönüştürücü olamaz. Hiçbir şiddet birini doğasından, inandığından koparamaz. Bir süre bastırabilir ama yok edemez. Bir canlının varoluşsal doğasına saldırı, nafile bir çırpınıştır. Şiddetin, kazananı olmaz; eninde sonunda aşk kazanır. LGBTİ'ye selamlar olsun; kalbim ve dualarım sizlerle..."

ŞEHİRLİ İNSANIN KAÇIŞ PLANLARI



ŞEHİRLİ İNSANIN KAÇIŞ PLANLARI

Son zamanlarda etrafımda o kadar çok duymaya başladım ki İstanbul'da yaşayan birçok arkadaşım “Artık buralardan gitmek istiyorum” cümlesi kuruyor. Metropol yaşamı hepimizin kanını emse de vazgeçilmez bir bağımlılık aslında.Trafiği, kalabalığı, korkunç havası, para yetiştirilemez haline rağmen kopmayan hastalıklı bir sevgili ilişkisi gibidir. Geçtiğimiz hafta Ege turumun son durağı Şirince oldu. Kıyamet kopmasa da Şirince insanı o dönem bu kadar öne çıkmalarından çok mutlular. Sokakları arşınlarken köyün yukarısında gözüme çok keyifli, bahçeli bir yer takıldı. Adı "Üzüm." İçeri girer girmez sahibi Nilgün Hanım güleryüzü ile karşılıyor sizi. Özel atıştırmalıkları,yemekleri çok muazzamdı. Anadolu yakasında yaşayıp 90’ların başında kaçıp gelmişler. Kendisi gibi eşi de mimar Nilgün Hanım'ın. Konu konuyu açınca çok güzel şeyler söyledi; “Bu arsayı Serçe arabamızı satıp almıştık. Çok emek verdik. Bizim hayat planımız buydu ve gerçekleştirdik. Zamanın ve hayatın gerçekten var olduğunu hissetmek için bunu yapmamız gerekiyordu” dedi.

Konu aslında şu ki ne kadar söylensek, vah vah da etsek insan kafasına koyduğunu kendisi için gerçekten yapmak isterse yapıyor. Darısı başımıza!

BODRUM BODRUM

BODRUM BODRUM

Okullarında kapanmasıyla Bodrum sezonu yavaş yavaş açılıyor. Tüm işletmeler tam tekmil hazır ve nazır yaza hazırlar. Ben her yere yetişemesem de gördüğüm yerleri söylemek istedim. Bu yaz Bodrum'a kondukça da gittiğim yerleri size yetiştireceğim:

MUFLA PLAJ



MUFLA PLAJ:Geçen sene Yalıkavak'ta açılan Mufla gerçekten daha birinci yılında markasını oturttu. Neden mi? Muhteşem yemeklerinden, tüm eş dostla orada buluştuğunuzdan, aslında saymakla bitmez birçok güzelliğinden. Mufla'nın kardeşi olarak şimdi Mufla Plaj geldi. Küdür Koyu'nda dün kapılarını açtılar. Diğer beach'lere göre bangır bangır müzik yok. Keyif var. Sade şık ve renkli çiçekler içinde tam bir evin terasında hissediyorsunuz kendinizi. O kadar titiz çalışmışlar ki taş fırın pideleri için bile Trabzon'dan usta getirtmişler. Ben hepsini denedim. Kendimden geçtim. Tüm ekip birbirine bağlı ve heyecanlı. Böyle olunca da başarı kaçınılmaz oluyor. Keyif yapmak ve güzel bir denizde yüzmek isteyenlere çok özel bir alternatif. Ben bu yaz sık sık burada kulaç atacağım.

X BEACH



X BEACH: Yine Yalıkavak'da yer alan X Beach, lüksün ve rahatlığın en doğru adresi diyebilirim. 2015'in en iyi beach'i seçilen X Beac, bu sene de kendini daha da yukarı taşır. Locaların abartısız, doğal ve samimi olduğu, bardağından peçetesine en küçük detay düşünülen X Beach'te yemeklerin lezzeti insanı kendinden geçiriyor. Serviste olan arkadaşlar da inanılmaz çalışkanlar. Hiçbir siparişi ikiletmiyorlar.

ÇİLEK BEACH



ÇİLEK BEACH: Berksan geçen sene Hande Yener ile yollarını ayırıp bu sene Sebastian markasını ayırıp yoluna tek başına devam ediyor. Happy Hour'lar burada çok başka oluyor. Bu yılda birçok ünlü yüz ve DJ burada çalacak. Tüm yaz boyunca eğlenmek isteyenler için çok ideal bir yer Çilek.

SESS TÜRKBÜKÜ



SESS TÜRKBÜKÜ: Türkbükü Sess'in sloganı "Bodrum da Sess açılmadan yaz başlamaz" gerçekten de doğru. Bunu perşembe açılışta bir kez daha gördüm. Sezon tam açılmamasına rağmen tüm mekanların sakinliğine karşın herkes oradaydı. Bir ara Ajda Pekkan şarkısı çalarken Semiramis Pekkan'ın dostlarıyla eğlenerek şarkıya eşlik ettiğini gördüm. Şimdiden temmuz ayına rezervasyon yaptıranlar bile varmış. Nedim Binler önderliğinde Yüksel ile Ecevit Yılan'ın işlettiği mekan, DJ Can Parlak'ın müzikleri ile Sess markasını uzun yıllar devam ettirir.

GECE LOUNGE



GECE LOUNGE: Yalıkavak Marina karşısında yer alan gece lounge da Bülent Özdemir ve sahne partneri Hande'nin sesinle mest olmak için koşarak gittik. Her Bodrum'a geldiğimde muhakkak dinlerim. Yine sahnede tek kişilik orkestra görevi yapan Bülent Özdemir gerçekten başkaydı. Hande, Sezen'den "Kavaklar"a Sibel Can'dan "Benim Yerime de Sev" e geçiyor. Güzel bir yoruma hasret kalanlar dinlemediyse ısrarla tavsiye ederim.

AGENCY



AGENCY: Yalıkavak Marina içerisinde çok güzel bir konumda yazlık Agency. Gittiğimde geçen sene de inanılmaz eğlendiğim "The Shot" vardı. Yabancı Türkçe repertuvarları ve enerjileri ile kimse yerinde duramıyor. Salı-cuma günleri "The Shot", çarşamba-perşembe günleri İskender Paydaş ve orkestrası, cumartesi-pazar da Selen Servi sahnede.

ADALARIMIZIN BAKIMSIZLIĞI



ADALARIMIZIN BAKIMSIZLIĞI

Geçtiğimiz hafta Büyükada'da bir kutlama yemeğine katıldım. Güneşi de kaçırmak istemediğimden erken saat yol aldım. Birçok şarkıya konu olan, hatıralara kazınan prens adalarımız yıllarca yazıldı çizildi. Kınalı,Heybeli, Burgaz ve tabii ki Büyükada İstanbul insanının kısa mesafeli kaçış yerleri.

Büyükada metrekaresine düşen insan sayısı sanırım yaz aylarında 100'ü geçiyordur. Turistle'in günübirlik kaçışı ile iyice taş bir şehir havası hissediyorsunuz Büyükada'da. Geçtiğimiz akşam özellikle bir gece yarısı köşe başlarında gördüğüm çöpler, başı boş halsiz köpekler beni üzdü. Adanın simgesi haline gelen faytonlar ise iyice kendinden geçmiş.

İnsanları taşıyan atlar bakımsızlık ve halsizlikten dilleri dışarıda bezgin gözüküyorlardı. Bir çok atın kışın beslenemediği için çöplerden yemek aramasını bir arkadaşımdan duymak ise beni iyice sızlattı.

Birçok Yunan adasında bile böyle yeşillik yoktur. Diyeceğim şudur ki burnumuzun dibindeki bu adalar Yunanlıların elinde olsa yaptıkları reklam ve özel bölge ilan edişleri ile altın yumurtlayan tavuk gibi özen gösterirlerdi.

Adalar Belediyesi'ne seslenmek isterim: Bir an evvel özellikle adadaki başıboş, aç hayvancıklara çare bulsunlar. En önemlisi ise yıllarca tartışılan fayton meselesi artık 2016 yazına girerken çözülüp son bulsun.

10

Sıradaki haber yükleniyor...
holder