SGK tansiyon yükseltti

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), tansiyon ilaçlarını yazma ve rapor çıkartma yetkisini ‘kardiyoloji, nefroloji ya da endokronoloji’ uzmanlarıyla sınırladı. Uygulamanın ilk gününde hastalar ilaca ulaşamadı, eczacılar da çaresiz kaldı.

SGK'nın pazarlık halinde olduğu ilaç firmalarını masaya oturtmak için böyle bir kısıtlamaya gittiğini öne süren İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, “Kronik hastalar perişan edildi. Çünkü bu uzmanlar, bırakın Anadolu şehirlerini, İzmir'in pek çok ilçesinde bile yok. Bu uzmanlara da yazık çünkü kapılarında kuyruktan geçilmeyecek, reçete hekimine dönecekler” dedi.

SGK, 12 Ekim 2009 tarihinde Sağlıkta Uygulama Tebliği'nde (SUT) değişiklik yaptı. Hipertansiyon ilaçları yazacak hekimleri üç uzmanlıkla sınırlayan değişiklik 19 Ekim'de yürürlüğü girdi. Endokrinoloji ve nefroloji uzmanlarının sayılarının yok denecek az olduğunu, kardiyoloji uzmanlarının da parmakla sayılabileceğini belirten Sayılkan, şöyle konuştu:

“SGK önemli bir değişiklik yaparak hipertansiyon ilaçlarının raporlu ya da raporsuz reçete edilmesi için üç tane uzmanlık belirledi. Daha önce dahiliyecilerin, aile hekimlerinin yazabildiği hipertansif ilaçları artık nefrolog, kardiyolog ve endokrinolog yazabilecek. Raporları da ancak bu uzmanlar çıkaracak, reçeteleri de bu uzmanlar yazabilecek. Eski raporlar süresi sonuna kadar geçerli, ama reçeteyi bu üç uzmandan biri yazmak zorunda. Uygulama başladı. Yıllardır bu ilaçları kullanan kronik hastalar bu ilaca ulaşamıyorlar. Çünkü elinde raporu olanlar bile bu uzmanlara ulaşamıyor. Sabahtan itibaren eczanelerde kaos başladı. Vatandaş bilmiyor, eczacılar anlamaya çalışıyor. Bu branşlarda uzman sayısı ülkemizde çok az. Tire, Ödemiş, Kiraz, Beydağ'da bir tane uzman var. Küçük Menderes havzasında nüfus 200- 250 bin civarında. Bu ilaçları kullanan çok kişi var. Hepsi tek uzmana gidecek, uzmanı da kilitleyecekler. Bu branşlardaki uzmanlar da hasta muayene etmeye fırsat bulamayacak, kapılarında hasta kuyruğu oluşacak, sadece reçete yazan hekim durumunda kalacaklar. Bu sürdürülebilir bir şey değil. Ama ortada geri adım atıldığına, atılacağına dair bir işaret de yok. Hasta da eczacılar da çaresiz bekliyor.”

Sayılkan, SGK'nın bir aydır ilaç firmalarıyla iskonto pazarlığı yaptığını söyledi. SGK'nın artan sağlık, ilaç harcamalarını kısmak, tasarruf sağlamak için radikal önlemler aldığını, ancak harcamaların kurumun öngördüğü rakamları aştığını belirten Sayılkan, şöyle devam etti:
“Bu uygulama, SGK'nın iskonto pazarlığında firmaları masaya getirmek için bir hamlesi. Bunun devamı da var. 30 gün sonra yeni iki uygulamaya daha geçilecek. Örneğin etken maddeleri birbiriyle alakası olmayan tansiyon ilaçları endikasyonları sadece hipertansif olduğu için hepsi eşdeğer olarak görülecek. Dolayısıyle 4 liralık ilaçla 54 liralık ilaç eşdeğer sayılacak. Kurum 4 lirayı ödeyecek, hastaya her kutu için 50 lira fark çıkacak. Aynı uygulama mide ilaçları için de var. Bu da çok uygulanabilir bir şey değil. Tıbbi, bilimsel, eşdeğer kavramına da aykırı. Bunlar tasarruf ve ilaç firmalarıyla yapılan ve bir türlü sonlandırılamayan iskonta pazarlıklarına karşı yapılan hamleler. Pazarlıkta şöyle bir mantık sürdürülüyor; Firmaların karşısına bir tehdit unsuruyla çıkılıyor, sonra ortada bir yerde buluşuluyor. Bu işler yıllardır böyle gidiyor. Eczanelerle, özel hastanelerle, firmalarla sözleşmelerde taktik bu. Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek gibi.”

Öte yandan Sayılkan, kemik erimesi (osteoperoz) tedavisinde kullanılan ilaçların protokollerinde de değişikliği yapıldığını kaydetti. Sayılkan, kemik erimesi oranı eksi 2.5 iken ilaç yazılırken bu oranın 3'e çıkarıldığını belirtti. İlacın karşılanması için kırık ya da kemik erimesi oranının daha yüksek olmasının istendiğini ifade eden Sayılkan, “Eski raporlu hastalar da eski değerlerle ilaç alamayacaklar. SGK bu tedavideki ilaçların karşılanması için hastalığın daha ileri bir aşamada olması zorunluluğunu getirdi” dedi.

Nesrin COŞKUN/İZMİR, (DHA)