Kültür - Sanat Çaldıkça dünya onu dinliyor
Paylaş
Çaldıkça dünya onu dinliyor

İdil Biret: Bir Harika Çocuğun Portresi

Koridorda Otel odasından konser çıkarken; Anahtarı aldık mı? Tut şu elbiseyi, ama yere değdirme.

Haberin Devamı

Her şeyi aldık mı? Sonra dışarda kalmayalım. (Eşi otel odası önünde, kendisine verilen elbiseyi yere sürtmemeye çalışırken) "İdil hep çalışır, rahatsız etmemek için ben önüne not bırakırım" Kimse öncesi Otel odasında eşi yatakta haberleri izlerken İdil Biret’i piyano çalarken görüyoruz.

Eşinin kendisine yönelttiği sorularına cevap vermeyecek kadar konsantre olmuş, piyanosunda çalışıyor. İnönü'nün yetenekli çocuk diye düşünüp pi yurtdışına eğitime yolladığı dünyaca ünlü piyanistimiz olan İdil Biret'ten bahsediyorum. Muazzam bir sanatçı..sanatın "sadece" hissiyatla duygusallıkla değil,günde 14 saat çalışmayla olacağını görüyorsunuz.

Pek konuşmayı sevmiyor. "Mesafe iyidir" diyenlerden. Türkiye'nin daha çocukken İdili sırtını sıvazlayıp "Hadi yaparsın sen" demesinden de müzik piyasasının acımasızlığından da omuz atarak sıyrılabilmiş, kendince var olmuş bir sanatçı.

Haberin Devamı

Elleri hep ön planda. Çocuk Elleri belgesel boyunca büyüyor, kemikleniyor, güçleniyor. Piyano pedallarına değmeyen ayaklarının ise zamanla pedallara eriştiğini görüyoruz. (Bir piyanistin piyano başında büyüdüğünü görebilmek nadirdir..bu duyguyu veren ise belgesel yapımı arkasındaki 5 yıllık titiz bir arşivleme çalışması. Yapımcıları her detay için ciddi emek vermiş, TRT’nin tutun dünyanın farklı köşelerinden arşivleri araştırmış ) Hayallerinden bahsediyor İdil Biret: “Benim kafamda bir ev var, bir ada üzerinde, kocaman bir oda… büyük bir yer, çok az eşya, yalnız kitap. Böyle bir yer.” Şaşırıyorum…

Hayalindeki evde başında ömrünü geçirdiği siyah piyano yok. Dürüstlüğüne şaşırıyorsunuz..kesinlikle politik biri değil. Mükemmel bir sanatçı. Parmakları piyanoda dolaşırken dünyaca ünlü ustaların kendisini izlerken duygulandığını görüyorsunuz. O ise dünyaca hocaları notalarına duygulanırken kendini şöyle ifade ediyor "Ben romantik biri değilim".

O samimi sözleri duyunca “Yürü be İdil!" diyor insan. Hepimizin saçma duygusallıkları,hırsları,hevesleri için Ankara'daki arkadaşlarından, memleketinde yağan kardan kopup gitmiş bir çocuk İdil Biret .Çocukken Fransa'dan verdiği bir röportajda "Büyükanneciğim, nasılsınız? Ben çok iyiyim, siz nasılsınız? Burada çalışıyorum ben. 10 aydır ben buradayım. Havalar çok güzel, İstanbul'da zannederim kar yağıyormuş."diyor. Kar yağarsa, Paris'e memleketi yağacak çünkü…

Haberin Devamı

(Belgeseli izlerken kendimi "umarım çocuk İdil için o kış kar yağmıştır" diye dilerken buluyorum). Piyanosunu çalarken ses yapmasın, komşularını rahatsız etmesin diye tellerinin içine içine gazete tıkıştırdığı "sessiz piyano" keşfini anlatırken gözü parlıyor.

Kendisini sessiz piyanosunu konsantre olmuş çalarken izliyorsunuz. İçine tıkıştırdığı gazetenin yuttuğu notalar ise aklında.(Yeter ki 14 saate kadar varan provaları yüzünden konu komşu rahatsız olmasın) Değişik biri..

Arkadaşları onu mesafeli bir kediye benzetiyor. Evinde de 40a yakın kedi biblosu var. "Kedileri çok seviyorum diyor". İlginç ki artık canlı kedisi hiç yok. “Herhalde, diyorum ki, iyi ki böyle çiftlik filan gibi bir yerde oturmuyorum.

30-40 kedi evin içine girip çıkardı herhalde ve herkesi de deli ederdi muhakkak”. Böyle kendini ifade ettikten sonra çaldığı her notayı daha da hakkını vererek dinliyorsunuz. Kendisi her nota için bedel ödemiş çünkü.

Haberin Devamı

Hangimiz ödemedik ki..tarih bilen bilir. İsmet İnönü dönemleri..bazı çocukların daha az,bazılarının daha çok sevildiği dönemler değil mi bunlar? Çok güzel çalıyor... Çaldıkça dünyaca ünlü sanatçı olmanın bedelini her notada duyuyorsunuz.

"Her sahneye çıkış bir ritüeldir. Belki dinleyicilerden bir şey alıyorsunuz fakat siz vericisiniz aslında. Sizin vermenizle o kontakt kuruluyor. Biraz kendinizi aşmanız lazım orada.

Yani fizik şeyin dışına çıkacaksınız bir yerde, iyi bir netice almabilmek için. Şaman'ın da yaptığı sonunda bu. Ritm, müzik, dans… Hepsi birleşiyor ve sonunda karşısındaki insanı iyileştiriyor. Ben bunu arıyorum." diyor. Haklı da.

Konser boyunca salonda piyanosuyla hem kendi hem sanatı büyüyor. Müthiş mütevazı. Günümüz sanatçılarının şatafatıyla, haliruhiyetiyle alakası yok.

Haberin Devamı

İdil Biret'in kendisi sıradan biri değil,müziği nasıl olsun ki? 19 Kasım Perşembe İstanbul Modern'de saat 13:00'te son gösterimi olacak. Eytan İpeker'in yönetmenliğini, Yoel Merenda'nın yapımcılığını yaptığı bu belgeseli özellikle müzik meraklıları kaçırmayın derim. Böyle sanatçı da bu detayda işlenmiş belgesel de zor denk gelir...