Siren sesi ne yazar!

Hastayı ölmeden, hastaneye yetiştirmeye çalışan ambulans anons yapıyor!
Boşuna…
Yangına bina kül olmadan ulaşmaya çalışan itfaiye aracı sirenini çalıyor!
Boşuna…
Sanık kaçmadan olay yerine varmaya çalışan ekip otosu canavar düdüğünü açıyor…
Boşuna…
Yolcusu olacağı uçağa yetişmeye çalışan adam elini aracının kornasından çekmiyor.
Boşuna…
Hamile kadını doğurmadan doğuma götürmeye uğraşan taksinin kornası susmuyor.
Boşuna…
Cenaze kalkmadan camide olmak isteyen kadın ‘şoför bey biraz çabuk’ deyip, duruyor.
Boşuna…
Nerede?
Çoğu bölgede adım-adım ilerleyebilen, 15 dakikalık mesafeye 1.5 saatte ulaşılabilen İstanbul trafiğinde!
20-25 dakikalık yere 2-2.5 saatte gidilebilmesi de çabası…
Diyeceksiniz ki;
Yıllardan beri insanları sinir küpüne çeviren bu sorun acaba ne zaman çözümlenecek?
Diyeceğim ki?
Sanırım hiçbir zaman.
Niye?
‘Şampiyonluk’ elden gitmesin diye(!)
Bu ne demek?
İnternette yayınlanan haberlere göre, İstanbul, dünyada trafiği en sıkışık kentler sıralamasında liste başı demek!
Buna, trafikte ‘Dur-kalk’ şampiyonluğu da deniliyor.
Ne başarı ama (!)
Neyse, sadede gelelim ve İstanbul’u yönetenlere bir kez daha soralım:
Metrosu, metrobüsü, tüneli, köprüsü çok iyi çok güzel de milleti illet eden şu trafik sorunu ne zaman çözümlenecek?
Evet, sorduk işte…
20 yıl önce de 15 yıl önce de 5 yıl önce de 1 yıl önce de sorduğumuz gibi.