Pazar Postası Şirin Ediger: Evlilik ve aşk muhteşem şeyler
Paylaş
Şirin Ediger: Evlilik ve aşk muhteşem şeyler

Çoğunlukla erkeklerin öne çıktığı reklam dünyasında hep çok başarılı işlere imza atan, alanında Kristal elma, effie gibi prestijli ödüllerin sahibi şirin ediger’le, kurucusu olduğu fakülte İstanbul Ajansı’nda buluştuk. Hem nasıl çalıştığını bizzat yerinde görerek başarısının sırrına vakıf olduk. Hem de kariyerinden anneliğe, evliliğe ve aşka bakışına uzanan keyifli bir sohbet gerçekleştirdik

RÖPORTAJ: OYA ÇINAR

FOTOĞRAFLAR: ADEM BARIŞ


■ Dışardan çok batılı görünüyorsunuz ama konuştuğunuz zaman gelenekçi olduğunuzu düşündüm. Doğru bir tespit mi?

Bazı konularda gerçekten çok konservatifim. Özellikle de aile ve işle ilgili. İş hayatında çok koruyucu, düzeni devam ettirmeye yönelik, istikrarlı bir tavrım var. Bu da belli özgürlükleri disiplinle törpülemeye itiyor beni.

■ Aile söz konusu olduğunda nasıl oluyorsunuz?

Aynı şekilde. Ciddi olmamız gereken zamanlarda çok gelenekçiyimdir. Ailem ve işim olmadan yaşayamayacağımı bildiğim için, onları korumaya ve yüceltmeye çalışıyorum. Hafta içi aynı saatte ailece sofrada beraber olmalıyız. Erken yatmalıyız, spor yapmalıyız. Bence insanın kendini tam anlamıyla özgür hissedebilmesi için, zamanının çoğunda kendi kölesi olması lazım. Kendine karşı acımasız olmalı ki; gerçekten serbest olmak istediği o nadir zamanlarda bunu yapacak gücü olsun.





■ Özgürlükçü yanınız ne zaman ortaya çıkar?

Arkadaşlarımla çok daha özgürlükçüyümdür. Çok farklı boyutlarda samimiyet gerekiyor bence hepimize. Gerçekten kendimiz olabileceğimiz, birbirimizi yargılamadan, özgürce, sadece paylaşabileceğimiz bir düzlemde yaşamayı öğrenmemiz lazım.

■ Paylaşım öğrenilebilir bir şey mi sizce?

Tabii ki! Herkes sürekli birbirini eleştirmek ve yargılamakla meşgul. Oysa konuştuklarımız daha kavrağrenmeye kayıyor.


"Okan’ın yanında ben de agresif bir kız olarak lanse edildim “


■ Türkiye’de tek başına ayakta duran bir kadın olarak kendinizi yeterince özgür hissediyor musunuz?

Hayır, asla hissetmiyorum! Bu yüzden kendimi küçük bir dünyanın içine koydum ve orada kendimi huzurlu ve mutlu kılmaya çalışıyorum. Bu sadece ülkemizle de ilgili değil. Dünya gerçekten saçma bir yere gidiyor. Güvenlik hissi çok düşük seviyelerde. Çevremden de gözlemliyorum... Maddi manevi ciddi bir gelecek endişesi var. Kadın olarak iş hayatında verdiğimiz mücadele zaten malum. Bunun üzerine bir de can ve gelecek endişesi binince, insan çocuğu ya da sevdikleri için endişe etmeye başlayınca, her şey daha da zor oluyor.

■ Umutsuz musunuz?

Hayır, bir şeyler mutlaka iyiye evrilecek, ama ne zaman nasıl olur bilmiyorum. Bu ortamdan birbirimize sevgi ve ilgi verip dayanışarak, güçlerimizi birleştirerek çıkabileceğimize inanıyorum.

■ “Zor, soğuk ve cool” diyorlar sizin için. Gerçekten öyle misiniz?

Bunu gerçekten ben de çok sık duyuyorum, hiç de öyle biri değilim aslında. Aksine çok sıcağım.

■ Peki neden böyle genel bir kanı var sizce?

Çünkü insanları tanıdıkça ‘gerçek ben’i yansıtabiliyorum onlara. Bir de bence bunda eski eşim Okan’ın da rolü oldu. O da kendi yapısı gereği, magazinden çok hoşlanmıyor. Magazinle karşılaştığında diğer sanatçı ya da ünlülerden daha negatif bir tepki veriyor. Beraber fotoğraflandığımız dönemlerde, o bu kadar sinirli tepkiler verirken, ben yanında sevimli sevimli gülüyor). Dolayısıyla onun yanında belki ben de agresif bir kız olarak lanse edildim.

■ Yanlış algılanmak üzücü oluyor mu peki?

İnanın çok da dert etmiyorum. Beni tanıyanlar sevsin yeter! Herkese de kendimi sevdiremem sanırım. Bulunduğumuz çevrede çok zor bir iş.


'NEFRET EDEREK NEYİ SEVDİĞİMİ BULUYORUM'


■ Okan Bayülgen’le ayrıldıktan sonra aşka bakışınız değişti mi?

Değişmedi, hem de hiç! Ben herkese, her şeye aşık olabilirim. Yeter ki bende yüksek duygular uyandırsın. Hayat çok güzel ve bu duygular, bir insanın hataları ya da sevapları yüzünden değişmeyecek kadar muhteşem!





■ Bu zamanda sonsuz aşka ve tek eşliliğe inanıyor musunuz?

Kesinlikle inanıyorum! Evet, artık birbirimizi tükettiğimize, kadir kıymet bilmediğimize dair çok klişe söylemler var. Ama iki insan“Her şeyin üstesinden beraber gelebiliriz” yaklaşımında olursa, çok da muhteşem bir şey olduğuna inanıyorum.

■ Zamanla aşk ve heyecan bitmiyor mu sizce?

Aşk ve heyecan bence bitmiyor! Sadece ilişki süresince, bunu başka boyutlara taşımak mümkün. Bence en önemli unsur istemek! İki insan birarada olmak isterse kim ya da ne engel olabilir ki! ■ Yeniden evlenmek ve anne olmak fikri peki... Bilmiyorum. Bunları düşünmek istemiyorum. Hayatı akışına bıraktım...

■ ‘İyi ki yapmışım’ dediğiniz neler var?

Çok şey var. Ama en çok ‘İyi ki anne olmuşum’ diyorum.

■ Sizce sevgi mi daha güçlü bir duygudur yoksa nefret mi?

Ben nefret ederek besleniyorum çoğu şeyden. Nefret ederek aslında neyi sevdiğimi buluyorum sanırım.

■ Çok nefret ediyorum diyeceğiniz bir şey, ya da biri?

Yalancılıktan çok nefret ediyorum!Özellikle son yıllarda bunu daha çok anladım.


'OKAN VE İSTANBUL'LA GÜZEL VAKİT GEÇİRİYORUZ'

■ En çok nelerle meşgulsünüz?

Valla kızıma doymaya çalışıyorum. Onun dışında iş güç... Arkadaşlarımla güzel vakit geçiriyorum.

■ Kızınız İstanbul’un sizde yarattığı en keskin değişiklik ne oldu?

Daha organize, daha duygusal oldum. Özellikle çocuklara karşı bambaşka bir bakış açısı kazandım.

■ Hayal ettiğiniz gibi bir anne olabildiniz mi?

Henüz buna karar verebilmiş değilim. Sanırım zamanla anlayacağım. Kızıma asla kızmadan, her şeyi anlatarak aktarmaya çalışıyorum. Paylaşmak hayattaki en önemli şey.

■ Okan Bayülgen’le çekirdek aile ritüelleriniz oluyor mu?

Evet, tabii ki çocuğumuz için biraraya geliyoruz ve zaman geçirmeye çalışıyoruz. Sinema, yemek gibi tatlı aile aktiviteleri yapıyoruz ve gayet de eğleniyoruz. Birlikte güzel zaman geçiriyoruz.

■ İstanbul karakter olarak hanginize daha çok benziyor?

Benden belki duygusallığını almış olabilir. Okan’dan daha çok şey aldığını düşünüyorum. Bu da güzel bence! Kızların babalarına çekmeleri hoşuma gidiyor. Ben de huy olarak daha çok babama benziyorum.

Haberin Devamı