Sistemin zaferi

Güney Afrika’daki 2010 Dünya Kupası’nda büyük çekişmenin yaşandığı yarı final maçlarının sonunda Hollanda ve İspanya finale çıkmayı başardı. Bu iki takım da sistemli oyunlarından hiçbir zaman taviz vermezken, orta sahası en güçlü, ayağa pası en iyi yapan ekipler olarak sivrildi. İspanya, ikinci turda İngiltere’ye, çeyrek finalde ise Arjantin’e 4’er gol atarak yarı finalist olan Almanlar’ı müthiş pas yüzdesiyle adeta futboldan bezdirdi.

2008’de İspanya’yı Avrupa Şampiyonu yapan Luis Aragones’ten bayrağı devralan teknik direktör Del Bosque, takım tertibi ve oyuncu değişiklikleri ile maçın kazanılmasında başrolü oynadı. 4-5-1 düzeninde, Xabi Alonso, Xavi, İniesta, Pedro, Busquets gibi teknik becerisi yüksek oyunculardan oluşan orta sahayı kalabalık tutan Bosque, diğer maçların aksine bu kez Torres’i kulübeye çekerken, sürekli alan değiştirip rakip savunmanın yerleşimini bozan Villa’yı tek forvet olarak oynattı.

BARÇA - REAL KARMASI

Orta sahanın hakimiyetini elinde tutan İspanya, maçın temposunu istediği gibi ayarladı. Boğalar’da Capdevila dışında (David Villa Barça’ya transfer oldu) 7 oyuncunun Barcelonalı, 3 oyuncunun Real Madridli olması da ilginç bir ayrıntı olarak dikkat çekti. Gelelim Hollanda’ya... Portakal, dev turnuvada 6’da 6 yapıp şampiyonluğu ne kadar istediğini dünyaya gösterdi.

Hollanda’nın da İspanya gibi orta sahası teknik kapasitesi yüksek oyunculardan oluşuyor. Eksik Uruguay karşısında ilk yarı zorlansalar da ikinci devre tempoyu artırıp sonuca gitmeyi başardılar. Tarihlerinde üçüncü kez final oynayacaklar. 1974’te Almanya’ya 2-1, 1978’de Arjantin’e 3-1 yenilip kupayı kaybetmişlerdi. Bakalım benzer özellikler taşıyan 2 takımın düellosunu kim kazanacak?

Tuncay HOŞ-POSTA