Siyaset Bahçeli: Ananı da al git küfrünü tekrar duymak istiyorsan...
Paylaş
Bahçeli: Ananı da al git küfrünü tekrar duymak istiyorsan...

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli seçmenlere seslenip 'Ananı da al git küfrünü tekrar duymak istiyorsan AKP'ye oy ver. Mazot ucuz, gübre sorun değil diye düşünüyorsan hakkındır AKP'yle devam edebilirsin' dedi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu.

Bahçeli'nin konuşmasından satır başları:

'Simit hesabını seven iktidar...'

2002 yılında 3,3 kilo buğdayla 1 litre mazot alınabiliyorken, 2013 yılında 6,72 kilogram, 2014 yılında 5,22 kilogram buğdayla bir litre mazot alınabilmiştir.

Bu karşılaştırmaları arpa pancar soğan patates tütün gibi ürünlerde de yapmak mümkündür ve sonuç aşağı yukarı hep aynıdır.

Buradan açık şekilde çıkardığımız sonuç şudur. Çiftçimizin kullandığı mazot yıldan yıla artmıştır.

AKP iktidarı çiftçimizi yalnızlığa terketti, yoksulluğa itti. AKP çiftçiyi yüz üstü bıraktı.

Gelin görün ki çiftçinin reel kazancı azalmış fakirliği çoğalmış emek ve sermaye kediye yüklenmiştir.

Gübre açısından baktığımız zaman da durum iç açıcı değildir.

Mazot fiyatları 4 kat, gübre fiyatları 9 kat, elektrik kullanım bedelleri 2,47 kat yükselmiştir. Yandaş dağıtım şirketlerinin faturasını düzenli ödeyen vatandaşlarımıza çiftçilerimize ilave kaçak para çıkaracağı gelişmelerden anlaşılmaktadır. Bu tablo resmen iflastır.

Simit hesabını seven iktidara bir kez daha sesleniyorum. 2002’de 660 gram buğday ile 1 simit. 2015’te ise 1,2 kilogram buğday ile bir simit alınabilmiştir.

Rakamların söylediğiyle AKP'nin söylemi tepeden tırnağa farklı.

Aldığı borçları ödeyemeyen çiftçi borç altında yakılıp yıkıldı.

Canlı hayvan ve et ithalatıyla hayvancılık dibe vurdu.

Şiddetli soğuktan dolayı birçok yöremizde hayvanlar açlıkla yüz yüzedir. Bu itibarla hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımız sorun yumağının içindedir.

2000’li yılların başında tarımdan ekmek çıkaran 7,6 milyon vatandaşımız varken bu sayı 6 milyona düşmüştür.

Yaklaşık 2 milyon kardeşim çiftçiliği terk etmiştir.

Hükümet çiftçinin, hayvancının sesine kulak vermeli.

'Afrika'da kahramanlık pozu verenler...'

Afrika’da kahramanlık pozu verenler, Türkiye’ye çalışmak için davet eden aklı evveller size soruyorum, akana kokana değil çuvala girene bakın.

Davos’ta maval okuyan başbakan, Etiyopya’da atıp tutan, okullarla uğraşan cumhurbaşkanı size söylüyorum. Uzaklara gitmeyiniz, mağdur kırlarda, köylerde, yaylalarda mezralardadır.

Mağdur Anadolu’nun kucağında bozkırların yamacında ovaların koynundadır. Mağduriyet tarlalarda tezgahlarda tüyü bitmemiş yetimlerin adı bile konulmamış yavruların gözbebeklerindedir.

Millete gelince yok diyen iktidarın kaçacak yeri kalmadı.

Çiftçi umursanmamaktadır, hırsızlar harmana dadanmıştır.

'Ananı da al git küfrünü tekrar duymak istiyorsan...'

Haberin devamı için ikinci sayfaya geçiniz

Ananı da al git küfrünü tekrar duymak istiyorsan AKP’ye oy ver.

Mazot ucuz gübre sorun değil diye düşünüyorsan hakkındır AKP’yle devam edebilirsin.

Çiftçi kardeşim, bunca zulme rağmen hala AKP'ye 'Evet' diyecek misin?

Köylünün yanında, çiftçinin arkasında, her meselenin farkındayız.

Çiftçilerimizi desteklemek için geliyoruz.

7 Haziran'da Türk milleti üç hilal ile yeni baştan doğacaktır.

Çiftçi AKP'nin oyuncağı, MHP'nin ise onur davasıdır.

Milli bekamız kırılgan bir kulvardadır.

Güvenlik duvarlarımız tahrip edilmektedir.

'PKK'ya şirinlik yapacağım derken...'

Hafta sonu partisinin Diyarbakır ve Batman kongrelerine katılan Başbakan skandal sözlere imza atmış.

PKK’ya şirinlik yapacağım derken milli haysiyetle ters düşmüştür.

Davutoğlu ne konuştuğundan ya habersizdir ya da yıllarca gizli ve potansiyel bölücü olduğunu özenle saklamayı başarmıştır.

Diyarbakır’da güzel Türkçemizi güzel Kürtçemizle kardeş kılmaya geldik diyecek kadar fikren şarampole uçmuştur.

“Güzel Kürtçemizi öğrenmek isterim” diyerek…

Kürtçe ile Türkçe'yi eşit küfeye koyması yozlaşma halidir.

Kürtçe merakı milletimizin arasına nifak sokma eseridir.

Dil bir millettir, dil bir şuurdur, bir kimlik nişanesidir.

'Şeklende Başbakan olsan şahsın...'

Evine ne alacağın, ne okuyup öğreneceği başbakanın bileceği şeydir. Başbakan isterse ant dağlarında konuşulan şiveyle de konuşabilir. Bu kendi meselesidir.

Fakat şeklen de olsa başbakan olan şahsın türk milletinin gözünün içine baka baka, övüncümüz, asırlar içinde zenginleşerek Türkçeye rakip çıkarma aymazlığı, siyasi cinayettir.

Mersin’de yörük sömürüsü yapan, Osmanlı’da yörük duasına tutunan Davutoğlu’nun Diyarbakır ve Batman’da yüz nakliyle başka kılığa bürünmesi fecaattir.

Türkçe ile Kürtçe'yi iki eşit kefeye koyması ender rastlanacak yozlaşma halidir.

Bizim kimsenin ana dilinde gözümüz yoktur, sözümüz de olmayacaktır.

Kim olursa olsun anasının diliyle duyacak onunla konuşacaktır. Buna hürmetle riayet ederiz. Ancak Türk milletinin dili Türkçe'dir. Bu gerçek değişmeyecek, değiştirilemeyecektir. Kimsenin gücü yetmeyecektir.

'Davutoğlu Karamanoğlu Mehmet Bey'in kemiklerini sızlatmıştır'

Davutoğlu’na sorarım: Türk milletinin muadili olarak hangi milleti kabul ediyorsun?

Türk milletinin dili Türkçe olduğuna göre, Davutoğlu’nun kardeş dili kime ve hangi millete aittir?

Hükümet bin yıllık hukuku parçalamak için tuzak kurmaktadır. Bu yeni bir şey de değildir.

Kürt kökenli kardeşlerimin ana diline önem veriyoruz. Bu tartışmasızdır.

Ne var ki Türkçe’nin karşısına mahalli düzeyde bir dilin çıkarılmasını sakıncalı buluyoruz.

Davutoğlu doğduğu ve büyüdüğü topraklara mühür vuran Karamanoğlu Mehmet Bey'in kemiklerini sızlatmıştır.

Diyarbakır’da Serok Ahmet olmayı benimseyen Davutoğlu, gerçekte kimdir, kimlerdendir. Davutoğlu inanma dostuna saman doldurur postuna.

'Davutoğlu çok istese de IŞİD'e selam vermeyecektir'

Haberin devamı için üçüncü sayfaya geçiniz

Başbakan Kobani’yi selamlamış ve alnından öpmüştür. Bu selamın muhatapları bellidir.

Davutoğlu çok istese de IŞİD’e selam veremeyecektir, çünkü uluslararası toplumun tepkisini çekecek kadar aklı başındadır.

PKK ve PYD’ye verilmiş bir selamdır. IŞİD’i püskürttüğü anlaşılan, PKK-PYD’yi sanıyorum ilk kutlayan Davutoğlu’dur.

Davutoğlu dikişi atmış yama gibidir. Türk milleti bunu da görmüştür.

Osmaniye’de nerede yörük obası varsa onlara selam olsun diyen bu zihniyet, Diyarbakır’da PKK’yı selamlayacak kadar alçalmıştır.

Başbakan selamladıklarıyla özlem gidermek helalleşip muhabbet etmek istiyorsa Kandil’in yolu kendisine açık Kobani ise çok yakındır.

Meraklanmasın PKK ile Ankara’da kucaklaşması sorun olmuyorsa, Kandil’de buluşması sorun olmayacak, layığını bulacaktır.

'Erdoğan Davutoğlu'nun ruhunun şifreleri ile oynadı'

Davutoğlu saraydaki Bakanlar Kurulu'ndan sonra iyice ayarı bozulmuştur.

Erdoğan Davutoğlu’nun ruhunun şifreleri ile oynadı.

Başbakan önce Cizre'de olan bitenleri gündemine alsın.

AKP devleti geri çekmekte, boşalttığı alanı hainlere bırakmaktadır.

Cizre'de PKK’lı hainlerle uğraşmak yerine polislerle mücadele eden hükümet alenen suç işlemektedir.

Hükümet vatana ihanet etmektedir.

Başbakan hiçbir şey yokmuş gibi süreç ihanetini överek travmayı atlattık çözüm süreci için görüşmeler sürüyor, seçime gidiyoruz inşallah sükunet içinde seçimi yaşarız demeyi sürdürmektedir.

'AKP gelene kadar Kürt-Türk ayrımı ne zaman olmuştur?'

Türkiye gözlerini yummak üzeredir, Davutoğlu başka havalardadır. Batman’da bu yürek bu bedendeyken Allah şahittir ki bir gün dahi Kürt Türk ayrımı yapmayacağız sözleriyle oyalanmaktadır.

AKP gelene kadar Türk Kürt ayrımı ne zaman olmuştur? AKP gelene kadar Türk milletini 36’ya bölmek kimin aklına gelmiştir?

Al bayrak altında bundan sonra kimse dini kültürü dışlanmayacak diyen Davutoğlu bize neyi dayatmaktadır?

Yüce Divan oylaması

Geçen hafta AKP rüşvetçilere can simidi uzatmıştır. 17 Aralık savcısının bazı gazetelere verdiği beyanatlar malumun ilanıdır.

Başbakan ile cumhurbaşkanı arasında yüce divan konusunda anlaşmazlık çıktığı ortaya çıkmıştır.

Eski bakanların adaletin karşılarına çıkmaları halinde kendisinin ve oğlunun yakayı ele vereceğinden korkmuştur. Başbakan bunu adalete bağlılığından yapmışsa kendisini kutlarız. Durmamasını tavsiye ederiz.

Hırsız evin içindeyse kilit yararsızdır.

17-25 Aralık’ın kara kutusu bize göre kaçak ve karanlık saraydadır.

Bu kara kutu açılmadan adalet yerini bulmayacak. 17-25 Aralık defteri kapanmayacaktır.

Dört eski bakanın yüce divana gönderilmesi yönünde oy kullanan AKP’nin değerli vekilleri, 700 binlik saati koluna takmaktan utanmayan eski bakanları gönüllerinden çıkarmışlardır.

Erdoğan Meclis'teki AKP'li vekillere ipotek koymuştur.

17-25 Aralık’ı darbe teşebbüsü diye kirletmeye çalışanların millet nezdinde karşılıkları yoktur olmayacaktır.

Rüşvet ve yolsuzluk operasyonu yarım kalmıştır.

7 Haziran sonrası bu hukuki süreç yeniden başlatılacak, boğazından haram geçen kim varsa burnundan fitil fitil getirilecektir.

Bu da MHP’nin sözüdür.

3

Haberin Devamı