Siyaset Erdoğan: Okullarda bedava süt dağıtılacak
Paylaş
Erdoğan: Okullarda bedava süt dağıtılacak

Başbakan Erdoğan, ana sınıfıyla 5. sınıf arasında resmi okullarda eğitim gören çocuklara her gün süt dağıtımına başlanacağını açıkladı

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şu anda Cudi Dağlarında, güvenlik güçleriyle teröristler arasında çatışmanın devam ettiğini bildirdi.

Haberin Devamı

Partisinin TBMM Grup Toplantısında konuşan Erdoğan, terör olaylarında hayatını kaybeden sivillerin de şehit kapsamına alınacaklarını açıkladı. Erdoğan, şehitlerin dul ve yetimleri ile gazileri ilgilendiren kanun ve KHK’lerdeki 20 maddeyi değiştirerek, gazi ve şehitlere tanınan imkanların daha da genişletileceğini söyledi.

CHP’nin Suriye konusunda yapacağı toplantıyı da eleştiren Başbakan, "Kişi arkadaşının dinindendir, bunu unutmayın" diye konuştu.

OKULLARDA SÜT DAĞITILACAK

Erdoğan, ana sınıfıyla 5. sınıf arasında resmi okullarda eğitim gören çocuklara her gün süt dağıtımına başlanacağını kaydetti.

Erdoğan, resmi eğitim kurumlarında okul öncesinden 5. sınıfa kadar eğitim gören yaklaşık 7 milyon öğrenciyi ilgilendiren yeni bir uygulama ve müjdeyi paylaşmak istediğini belirtti.

Haberin Devamı

Çocukların yeterli beslenmelerinin gelecekleri açısından çok büyük önem arzettiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Yeterli beslenemeyen bir çocuk, fiziki gelişimini tamamlayamadığı gibi zihinsel gelişimini de sağlıklı şekilde sürdüremiyor. Anasınıfı ile 5. sınıf arasında eğitim gören çocuğumuz için yeterli beslenmelerine bir katkı olarak yeni bir uygulamayı hayata geçiriyoruz. Bunun sözünü daha önce de vermiştik ve pilot uygulamalarını geçekleştirmiştik.

Şimdi bu yıl başlamak üzere, resmi eğitim kurumlarında okuyan bu öğrencilerimize her gün süt dağıtımına başlıyoruz. Zengin fakir demeden, asla bir ayırım yapmadan ana sınıfı, 1, 2, 3, 4 ve 5. sınıf öğrencilerimize bugün itibariyle 7 milyon 63 bin 768 yavrumuza, haftada 5 gün, en az 200 mililitre uzun ömürlü kutu süt dağıtacağız.

Bu uygulamayla sağlıklı beslenmeye katkı sağlayacağımız gibi süt arzı fazlalığını da böylece değerlendirmiş olacağız. Üretimde istikrarı tesis etmiş olacağız. Bu büyük proje;, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve bunun yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından ortaklaşa yürütülecek. Sütün üretimi, dağıtımı, sevkıyatı, öğrenciye ulaşması için bakanlıklarımızın yanı sıra valiliklerimiz, kaymakamlıklarımız ve milli eğitim müdürlerimiz de seferber olacaktır. Bu büyük projenin ilkokulda okuyan yavrularımıza, ailelerine hayırlı olmasını diliyorum."

Haberin Devamı

İZİNSİZ NEVRUZ GÖSTERİLERİ

Başbakan Erdoğan, dünkü kanunsuz gösterilerde, güvenlik güçlerine ateş açılması sonucu Yüksekova’da 3, Cizre’de 2 polisin yaralandığını anımsatarak, yaralı polislerden Ahmet Toprakloğu’nun şehit olduğunu söyledi. Erdoğan, Toprakoğlu’na Allah’tan rahmet, yaralı polislere de acil şifa diledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Efendim neden pazar günü talep edilen bu törenlere müsaade edilmedi, neden 3-4 gün, bir hafta izni verilmedi... Hatta hatta bunu kenar köşelerine
kadar yansıtan beyefendilere de sesleniyorum; sizlerin alamadığı haberleri, niçin bizim alabildiğimizi veya alabileceğimizi düşünmüyorsunuz? Aldığımız bu haberler, bizi ister istemez daha temkinli hareket etmeye sevk etmektedir. Terörist başı, terörist liderlerinden biri, ’kan gölüne çevireceğiz’ diye yaptığı açıklamayı duymuyor musunuz? Sizin kulağınız var sağır mısınız, gözünüz var görmüyor musunuz, pazar günü yapılanları görmediniz mi alınan bütün önlemelere rağmen? Huzurlu bir ülkeyi, huzursuz bir ülke haline çevirme gayreti içinde olanlarla beraber ne zamana kadar hareket edeceksiniz? Bizim bu tavırlarımızı, farklı bir yere çekme gayretinde olan beyefendiler tabii ki köşelerinizde rahatsınız. Çünkü, zaman oluyor size dağdan, adadan davet ediyor; ’gelsin onlarla konuşalım’ diye. Bundan dolayı mı bu yazıları yazıyorsunuz? Münasebetleriniz gayet güzel maşallah. Kaynağınız burası demek ki. Kusura bakmasınlar bizler bir devlet, şu anda bu devleti yöneten Hükümet olarak, halkımızın huzuru, refahı için atılması gereken adım neyse bu adımları atmaya sonuna kadar devam edeceğiz. Bunlar şu veya bu şekilde, bir anlayışın değil, sadece milleti, ülkeyi yönetmenin bize yüklediği sorumluluğun gereğidir. Çünkü, böyle bir sorumluluğumuz var. Bir tarafta polisimiz, askerimiz şehit edilirken beyefendilerin hiç sesleri çıkmayacak ama bölücü terör örgütü veya onun uzantısında herhangi bir sıkıntı yaşandığında kıyameti koparacaklar, her tarafı ayağa kaldıracaklar. Kusura bakmasınlar, gereği
neyse bu yapılmaktadır, bu yapılacaktır."

Haberin Devamı

-"Şehit ailelerinin metanetinden gurur duydum"-

Haberin Devamı

Erdoğan, 16 Mart sabahı Afganistan’dan acı haberi alır almaz, Genelkurmay Başkanı’nı aradığını, olayla ilgili ayrıntıları öğrendiğini, Almanya’ya yapacağı
günübirlik ziyareti iptal ettiğini anımsattı.

Şehit ailelerinin bulundukları acı tabloyu paylaşmak durumunda olduklarını dile getiren Erdoğan, aileleri tek tek arayarak, başsağlığı dilediğini anlattı. Erdoğan, şehit ailelerinin vakar, sabır, metanetinden çok büyük gurur duyduğunu kaydederek, "Böyle aziz, böyle büyük bir milletin ferdi olmaktan çok büyük bahtiyarlık duyduğumu da ifade etmek isterim" dedi.

-"Şehitlerimizin bize mirasıdır"-

Erdoğan, Afganistan’daki acı olayın, Çanakkale Deniz Zaferi’nin 97. yıldönümde, 18 Mart Şehitler Günü’nden hemen önce meydana gelmesinin manidar
olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

"Afganistan’da şehit olan askerlerimizi, Çanakkale’de bir kahramanlık destanı yazan tüm şehitlerimizle birlikte toprağa değil, yüreğimize, gönlümüze
defnettik. Çanakkale şehitlerimizi, tüm şehit ve gazilerimizi rahmet, minnet, hürmetle yad ediyorum.

İlahi mesajda da çok net şekilde ifade edildiği gibi; şehitlerin ölüler olmadığını, onların dili olduğuna tüm kalbimizle inanıyoruz. Akif’in ifadesiyle sıksan şüheda fışkıracak bu topraklar, hiç kuşkusuz aziz şehitlerimizin yüzü suyu hürmetiyle, onların hatırasıyla huzur ve emniyet içindedir. Bu topraklar
üzerindeki varlığımız, Allah’ın bize nimeti, ardından da aziz şehitlerimizin bize mirasıdır. Elbette şehitlerimizi ebediyen hatırlayacak, onlara minnet
duygularımızı ifade edecek, onların mirasına da aynı şekilde sahip çıkacağız.

Şehitlerimizden devraldığımız kutsal emaneti, gelecek nesillere inşallah çok daha güçlü, müreffeh, huzurlu şekilde devredeceğiz."

-"Yüzlerini biraz olsun güldürmek için kapsamlı düzenlemeler"-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir milletin, şehitlerine sahip çıktığı, şehitlerini hürmetle yad ettiği, şehitlerinin mirasına sarıldığı oranda ayakta
kaldığını, şehitleri kadar, şehitlerinin geride kalanlarına sahip çıktığı oranda büyüyüp, yüceldiğini söyledi. Erdoğan, sözlerini, "Her karışı şehit kanıyla
sulanmış, hemen her ailenin geçmişinde bir şehidin bulunduğu bur ülkede şehitlerin emanetine sahip çıkmak, milletçe hepimizin boynunun borcudur" diye sürdürdü.

Şehitlerin emanetlerine, yetimleri, eşleri, ailelerine, gazilere ilişkin çok önemli bir müjdeyi paylaşacağını ifade eden Erdoğan, şehit yakınlarının
acılarını, yüreklerindeki sızıyı biraz olsun azaltmak, şehitlerden kendilerine kalan kutsal emanetin yüzünü biraz olsun güldürmek için kapsamlı bazı
düzenlemeleri hayata geçireceklerini bildirdi.

-"Şehitlerimiz daha toprağa verilmeden..."-

Erdoğan, her ülkenin, her milletin son derece hassas olduğu değerleri bulunduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

"Şehitlerimiz, bizim milletçe üzerlerinde ittifak ettiğimiz, kendilerini her türlü münakaşanın, her türlü ideolojinin, her türlü rekabetin üzerinde gördüğümüz mukaddes değerlerimizdir. Şehitlerimiz, günlük çekişme, siyasi çıkarların, gündelik siyaset dilinin malzemesi olmayacak kadar aziz, mübarek,
kutsaldır. Bu hissiyatımızı her fırsatta ifade ettik. Şehitlerimizin, şehit cenazelerinin siyasi malzeme yapılmaması, siyasi istismar aracı yapılmaması için
herkesin sorumlu, sağduyulu, en önemlisi vicdanlı davranması gerektiğini defaatle ifade ettik. Hele hele başında Milliyetçi sıfatı bulunan partinin, hiç gizleme gereği duymadan şehitleri, şehit cenazelerini siyasi protesto gösterisine dönüştürmesini, milli, manevi değerlerimiz adına, şehitlerimizin aziz hatırası adına son derece çirkin, sorumsuz, edep ve adap dışı bir davranış olduğunu defalarca tekrar ettik. Afganistan’daki bu acı olayın ardından, bu siyasi istismar mekanizmasının tekrar çalıştırıldığını görüyoruz. Daha Afganistan’dan şehitlerimiz gelmeden, hadise aydınlanmadan, ayaküstü açıklamalar yaparak, 12 şehidimiz üzerinden rant devşirmeye çalışmak, milli, manevi hiçbir değerle bağdaşmadığı gibi bu sorumsuz açıklamayı yapanları küçültmüş, onları bir kez daha fırsatçı konumuna düşürmüştür. Şehitlerimiz daha toprağa verilmeden, vatanlarına gelmeden kamuoyunu yanıltacak şekilde açıklamalar yapmak, mülevves bir siyaset anlayışının yansımasından başka bir şey değildir."

"BDP ayakları üzerinde duramıyor"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Kürt kökenli kardeşlerime seslenmek istiyorum; BDP sizin haklarınızı, hukukunuzu koruma rüşdüne erememiş bir partidir. Kendi rüşdünü yakalayamamış bir siyasi partinin benim Kürt kökenli kardeşlerimin hakkını, hukukun korumak gibi bir derdi olabilir mi? Böyle bir partinin Kürt meselesinin çözümünde, Kürt kökenli kardeşlerimizin sorunlarına çözüm üretmesi asla ve asla mümkün değildir" dedi.

Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, Nevruz Bayramı’nı kutladı. "Bugün 21 Mart. Bugün bu güneşli, aydınlık, sıcak günde baharı karşılıyor, toprağın uyanmasına, tabiatın yeniden dirilişine hep birlikte coşkuyla şahitlik ediyoruz" diyen Erdoğan, Türkiye başta olmak üzere ortak coğrafyada kutlanan Nevruz Bayramı’nı tebrik ederek, Türk milletine, kardeş ülkelere tüm insanlığa hayırlı olmasını diledi.

Erdoğan, "Ben sizlere gerçek Nevruz’u açıklıyorum. Çünkü bu Nevruz’da barış var, gerçek Nevruz’da silah yok, gerçek Nevruz’da çocukların eline molotofkokteylini, taşları vererek bu ülkenin polisine saldırtmak yok. Baharın müjdecisi olan Nevruz’un özelikle bugünlerde bir kez daha derin acılar yaşayan coğrafyamızda, yüreklerde, ruhlarda da bahara vesile olmasını niyaz ediyorum" dedi.

Terör örgütü ve onun uzantısı olan siyasi partinin, bu yıl da Nevruz’u içeriğinden, havasından, sevincinden, coşkusundan kopartmak için çirkin provokasyonlara başvurduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu oyunu bozacak tek siyasi parti, AK Parti’dir. Bunu böyle bilin. Pazar günü başlayan, Pazartesi, Salı devam eden olaylarda başta İstanbul olmak üzere bir çok şehirde esnafa, kamu binalarına, sivil ve kamu araçlarına ciddi zararlar verildi. Allah aşkına Nevruz böyle mi kutlanır, bahar öyle mi karşılanır? Ne günahı var o insanların? Oradaki esnafın ne günahı var? Halk otobüsü, belediye otobüsünün, onun içindeki vatandaşların ne günahı var? Bunlar halka hizmet vermiyor mu? Ne yapmak istiyorsunuz? Emniyet güçlerimizin sağduyulu, sabırlı tavırlarına rağmen gerek göstericiler, gerek Emniyet mensupları arasında yararlananlar oldu.

Bir kere şunu hatırlatmak istiyorum; Nevruz’u taşla, sopayla, molotofkokteyliyle, kırarak, dökerek kutlamak Nevruz’un manasına, ruhuna, özellikle de barış ve bahar anlamlarına tamamen aykırıdır. Bir bayram gününü tahrik ve istismar yoluyla matem gününe, kırıp dökme, vurup parçalama gününe çevirmek, bu yönde çaba harcamak büyük bir sorumsuzluktur.

BDP bir defa daha en iyi yaptığı şeyi yapmış; kitleleri galeyana getirerek, kitleleri tahrik ederek yönlendirerek adeta şehirlerimizi savaş alanlarına çevirmenin provasını yapmıştır. BDP bir kez daha Kandil’den aldığı talimatla 2012 Nevruzu’nu bir gövde gösterisine çevirmek istemiş, tabii bunda istediği başarıyı sağlayamamıştır. Terör örgütü bir kez daha en iyi bildiğini yapmış, Bahar Bayramı’nı zehirleyerek örgütsel amaçları için istismara kalkışmıştır. Terör örgütünün aylardır yaptığı çağrılar, Nevruz’u bir isyana, bir başkaldırıya, bir direnişe dönüştürmeye yöneliktir.

BDP de terör örgütünün bu kirli oyununa artık alet olmuş demeyeceğim, çünkü bir uzantı olarak o da görevini ifa ediyor, tahrik ve tertiplerinin parçası haline gelmiştir. Bu Nevruz’da da BDP; barıştan, huzurdan, kardeşlikten, dayanışmadan yana değil, çatışmadan, kandan, gözyaşından yana olduğunu açık ve net şekilde ortaya koymuştur. Biz BDP’nin de onu yönlendiren Kandil’in de kan akması, halk ile Emniyet güçlerinin karşı karşıya gelmesi için büyük gayret gösterdiğini çok iyi biliyoruz."

-"Şu anda Cudi dağlarında çatışma var"-

Erdoğan, şu anda Cudi dağlarında çatışma olduğunu belirterek, "Cudi dağlarında şu anda terör örgütü ile güvenlik güçlerimiz çatışıyor. Durmak yok, sonuna kadar bu devam edecek. Bunu böyle bilsinler. BDP maalesef rüşdünü ispat edemediğini, terör örgütünün vesayetinden kurtulamadığını bu Nevruz’da bir kez daha göstermiştir. Arkadaşlarımızda yaptıkları görüşmelerde zaten bunu söylüyorlar; ’Ne yapalım bizim direnme gücümüz yok.’ Söylüyorlar. Ama bunu gelip Meclis’te tabii söyleyemiyorlar. Orada bakıyorsun orada bayağı Kandil türü taktik uygulamanın gayreti içine giriyorlar" diye konuştu.

Kürt meselesinin çözümünde inisiyatif almaktan kaçınan BDP’nin, bu Nevruz’da da çözümü değil, kanı, gözyaşını, çatışmayı tercih eden, sorunu derinleştirmeden medet uman bir tutum sergilediğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben buradan özellikle Kürt kökenli kardeşlerime seslenmek istiyorum, bu çatının altından seslenmek istiyorum; Kardeşlerim BDP kendi ayakları üzerinde duramayan, kendi politikasını üretemeyen bir partidir. BDP sizin haklarınızı, hukukunuzu koruma rüşdüne erememiş bir partidir. BDP şu anda kendi rüşdünü yakalayamamış bir partidir. Kendi rüşdünü yakalayamamış bir siyasi partinin benim Kürt kökenli kardeşlerimin hakkını, hukukun korumak gibi bir derdi olabilir mi? Terörün boyunduruğundan, vesayetinden kendisini kurtaramamış bir partidir. Halkın iradesiyle seçilen milletvekillerinin halktan değil, Kandil’den emir ve talimat alarak hareket ettikleri bir partidir. Böyle bir partinin Kürt meselesinin çözümünde, Kürt kökenli kardeşlerimizin sorunlarına çözüm üretmesi asla ve asla mümkün değildir.

Değerli kardeşlerim, meselenizin çözüm adresi AK Parti’dir, AK Parti iktidarıdır. Biz 75 milyon için varız. Biz 780 bin kilometrekarelik vatan toprakları için varız. Benim Kürt kökenli kardeşim, BDP’nin gerçek yüzünü görmeli, gerçek niyetini anlamalı. BDP’nin kendisine ait bir iradesinin olmadığını artık fark etmelidir. Benim Kürt kökenli kardeşim, böyle bir Nevruz kutlamasını asla hak etmiyor. Doğu’da olsun, Batı’da olsun. Hiçbir şehirde, hiçbir esnaf kutlama altında camın, çerçevenin kırılmasını kabul etmiyor; bunu insani olarak da görmüyor. Nevruz’u kendi kirli ideolojileri için bir bahane, bir araç olarak görenleri, Kürt kökenli kardeşim iyi tanımalı ve bunlarla arasına artık herhalde mesafeyi koymalıdır.

Şunu da memnuniyetle ifade etmeliyim ki yapılan tüm tahriklere rağmen, Kürt kardeşlerim oyuna gelmemiştir. Aynı şekilde emniyet güçlerimiz bu tahrike prim vermemiş; sergilenmek istenen provokasyona geçit vermemiştir. Buradan, sabırlarından, sağduyularından, demokratik tavırlarından dolayı emniyet birimlerimizin tamamını özellikle kutluyor, hepsine teşekkür ediyorum. Tabii bu sabah şehit olan Ahmedimiz’e Allah’tan rahmet, ailesine sabırlar diliyorum, milletimizin başı sağ olsun."