Siyaset Kılıçdaroğlu: O savcı soyadını değiştirsin
Paylaş
Kılıçdaroğlu: O savcı soyadını değiştirsin

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda, elini kürsüye vura vura sert açıklamalar yaptı

Bugün 21 Ekim Basın Bayramı... Gazeteciler özgürce yazıp çizebiliyor mu, iş bulabiliyor mu?

Bunlardan bir bakan AB'ye gidiyor ve bir açıklama yapıyor. Gazeteciler üzerinde bizim baskımız falan yok, onların patronları baskı yapıyor. Bunlar 'Alo Fatih'i duymuyor mu acaba? Sağlık haberlerine kadar müdahale edildiğini biliyoruz.

Haberin Devamı
startFlvPlayer_PostaV2("divFlvPlayer22515","22515","201410","22515-200897.jpg","1", "0","Kılıçdaroğlu çok sert çıktı!");

Tabi baskı sadece medya üzerinde değil, toplumun her kesiminde var.

Salihli'de üzüm mitingi yaptık. Geçen yıl üzüme verilen fiyat 5 lira, 2014'te 2,5 lira. Bütün çiftçi kardeşlerime sesleniyorum, neyin fiyatı yüzde 50 düştü ki sizin ürününüz 2,5 liraya indi?

Ülkeyi kimin yönettiğini düşüneceksiniz ve sizi felakete sürükleyenlere 2015'te ders vereceksiniz.

21 Ekim'in bir önemi daha var. Ahmet Taner Kışlalı katledildi bir Basın Bayramı'nda. O bir aydındı. Bu tür baskının olduğu ülkelerde aydın olmanın zorluğunu hepimiz biliyoruz. Aydın olmak kalemini kiraya vermemektir, zulme direnmektir. Geriye bakıp bir aydın tanımını kişiselleştireceksek bu kişi Kışlalı'dır.

Biz aydın deyince halkı için mücadele eden kişileri anlıyoruz. Yoksa herkes bilgi sahibi olabilir.

Aydın nasıl olmalı? Bunu düşünenler Kışlalı'ya baksın. Kışlalı'nın bir özelliği de hiçbir zaman güce, otoriteye itaat etmemesi ve iktidara teslim olmaması, kalemini satmamasıdır. Aydın zamanın bilinci olmak zorundadır.

O kalemini satmadı, birilerinin dizinin dibinde oturmadı. Pırıl pırıl öğrenciler yetiştirdi. Fakat onu hedef tahtasına koydular. Ve hedeflerine, amaçlarına ulaştılar. Evinden Cumhuriyet gazetesine yazısını gönderdikten sonra... Eşini kentin merkezine bırakmak istiyordu. Arabayı önce ısıtıp eşinin ve küçük bebeğinin gelmesini bekleyecekti. O sırada bir bomba patladı.

Kızı Dolunay, 'Faili meçhul değil, faili meşhur bir cinayettir' diyor. Selam Tevhid Kudüs Ordusu'nun bu cinayeti işlediği ortaya atıldı. Bu dosya da AKP tarafından kapatıldı. Tıpkı 17 Aralık davasının kapatılması gibi.

Türkiye'ye bir sözümüz var. Türkiye canilerin elini kolunu salladığı, mağdurların acı içinde adalet beklediği bir Türkiye olmayacaktır. Canilerin hapiste olacağı bir Türkiye olacaktır.

15 gün önce 25 Aralık için bir takipsizlik verildi. 17 Aralık için de takipsizlik çıktı. Kararın arkasında AKP'nin olduğunu bilmek zorundayız. Davutoğlu 17 Aralık oparasyonu için grupta bir cümle edebilecek miydi? Tek cümle yok. Bu dosyada rüşvet ve yolsuzluk için bir delil yoksa dünyanın hiçbir yolsuzluk davasında delil yoktur. Her türlü delil her taraftan fışkırıyor. Ama savcıya göre hiçbir şey yok.

247 milyarlık yolsuzluktan bahsediyoruz.

Erdoğan Bayraktar istifası sırasında, Erdoğan'ın da istifasını istemişti. Kendi bakanı, daha ne desin? Ama savcı bunların hiçbirini görmüyor.

Bir yolsuzluk davasını kapatabilirler.

17 Aralık'tan sonraki yasaların tek amacı vardı. Yolsuzluk dosyalarını kapatmak. Davutoğlu'nun başbakan yapılmasının da amacı yolsuzluk dosyasını kapatmak. Sen bunları aklayacaksın dediler. Bugün konuşmamasının temel nedeni de budur.

Dönemin başbakanlık müsteşarı polise telefon ediyor, savcıyı alın diyor. Kanun manun dinlemem, gerekirse kanun çıkarırız diyor. Bunları bütün Türkiye biliyor ama savcı bunları görmüyor.

Türkiye Cumhuriyeti'ni bir hortumcular ülkesi haline getirdiler.

Neyi kapatırsanız kapatın bu dosya kapanmaz. Hesabını soracağız.

Eyy hırsızlar, rantçılar kaçakçılar... Bu ara dönem mutlaka biter. Bu devlet asli rotasına döndüğü zaman devletin tokadı yüzünüze çarpar. Bugün belli bir gücümüz var diyenler... Bazı suçların zaman aşımı yoktur. Pinochet gibi yargılanacaksınız.

Bizim yanımızda yandaşlar yok, Soma işçileri var, Berkinler var, Ali İsmail Korkmazlar var. Yerimiz ekmekten, demokrasiden, özgürlükten yana. Biz Ethem Sarısülük'ün katiline 7 yıl verip, annesine 10 yıl hapis isteyenlerle yan yana değiliz. Biz Ethem'in annesiyle yan yanayız.

Ethem için üzülüyorsak Yasin Börü için de aynı şekilde üzülüyoruz. Berkin kadar Encü için de üzülüyoruz.

RESMİ ADI SAVCI, GERÇEK ADI 'RIZA SARRAF'IN AVUKATI'


Savcıya da sözümüz var: Ona savcı diyoruz. Resmi adı savcı. Gerçek adı Rıza Sarraf'ın avukatı. Sarraf kendine avukat değil savcı bulmuş.

O SAVCI ADINI DEĞİŞTİRSİN


Benim merak ettiğim bu karar değil, o savcı görevine giderken diğer savcıların yüzüne, eşinin çocuklarının, komşularının yüzüne nasıl bakıyor acaba. Soyadı Aydıner. Bence değiştirsin. Karanlık soyadı çok yakışır. Adaleti satan adama savcı denemez. Sen gazinin protez ayağına haciz uygulayacaksın. Bu mu adalet?

Maskeliye ceza gelecek diyorlar. O yasak zaten var. Tututup alabildin mi? Elini tutan mı vardı.

İnsana zarar verecek hiçbir şeyi doğru bulmayız. Doğru bulmayız da biz iktidar değiliz. Olsaydık yakalar adalete teslim ederdik. Sen şikayet edeceksen kim savunacak? Adalet kavramının içini boşalttılar. Bunu özgürlük diye satıyorlar. Otobüse saldıranı mahkemeye çıkardın da vatandaş karşı mı çıktı?

İtibarı yerle bir. En son BM'de görüldü.

Davutoğlu "biz BMGK'ya daimi üye seçileceğiz, bu bizim başarımız olacaktır" diyor. Sonuç ne oldu? 4.5 milyonluk Yeni Zelanda kazandı. Türkiye'ye karşı tam bir diplomatik darbe. Bunlar hala Türkiye'nin itibarından bahsediyorlar. BM'De Türkiye'yi bu hale getiren kim? İktidara sorma. Onlara sorsan CHP yaptı diyecekler. yağmur bile yağsa CHP diyorlar.

Suudi Arabistan Kralı geldiğinde bütün diplomatik teamüller yerle bir edildiler. Koşa koşa havalimanına gittiler. Dönemin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı iki yanına oturup onurumuzu zedeleyen bir fotoğraf verdiler. Suudiler bunlara dersini verdi. Türkiye aleyhine kulis yaptı. Dış politikayı iç politika malzemesi yaparsanız gelir duvara toslarsınız.

Kral Abdullah'ın hediyelerini de cebe indirdiler.

Hamaney'e gidip ip gibi dizildiler. Erdoğan 'Burada kendimizi ikinci evimiz gibi hissediyoruz' dediler. Onlar da Türkiye aleyhine kulis yaptı. Yasin El Kadı ile Rıza Sarraf'la ilişkileri yürütürsen böyle olur.

Türkiye'de ciddi bir yönetim boşluğu var.

Ben bu hükümeti eleştirirken sizi eleştirmiyorum. Ülkemiz için bayrağımız, güvenliğimiz için sandığa giderken düşünün .Halktan yana politika üreten bir anlayış isteyin. Vicdanınız size seslenecek ve CHP diyecek.

Yetkilendirirseniz Türkiye ayağa kalkar. Biz sorunları çözeceğiz, güzel türkiye için çözeceğiz.

(Kılıçdaroğlu'nun elini sık sık kürsüye vurması dikkat çekti)


Kim etnik kimlik üzerinden siyaset yapıyorsa seni bölüyor. Kim din üzerinden siyaset yapıyorsa inancını sömürüyor.

Haram parayla TC'de imam hatip yapılmamıştır. Bundan sonra da yapılmayacaktır. Hırsıza güvenmeyin, sözüne inanmayın.

Ortada hükümet yok kimse inanmasın. Ortada şeklen bir hükümet var. Davulu boynuna asılmış, tokmağı başkasının elinde. Hep şikayet ediyorlar. Şikayet eden hükümetten iş çıkmaz. Kendisi sorun olmayan bir hükümet sorun çözer.

2015 seçimleri bir dönüm noktasıdır. Türkiye'yi aydınlığa çıkaracağız. Bunun için elimiz mahkum. Yurttaşlardan bize güvenmelerini istiyorum. Madem ki hep Türkiye'yi aydınlığa çıkaran CHP olmuştur, burada da aydınlığa çıkaran CHP olacaktır.

Çok güzel projelerle halkın karşısına çıkacağız.