Tuğçe Erçetin Değil 550, 5550 de istesen...
HABERİ PAYLAŞ

Değil 550, 5550 de istesen...

Hatırlarsanız bir miting oldu.

Sonra bazı konuşmalar yapıldı. "Teröre karşı tek ses" diye bir sürü insan oraya gitti, alkışladı, destek verdi, dualar okundu ki terör böyle bitebilir diye. Bir miting boyunca yine ötekileştirildik. Ne/Kim istenmediği açık bir şekilde "yabancı" görülerek belirlendi. Bunu ifade edenler de bu ülkeyi yeni bir Türkiye adı altında "ileri demokrasi" ile yönetmek isteyenler. Türkiye siyasetinde yine bir "yerli ve milli" söylemi daha ortaya atıldı. Kendinden olmayanı burada yabancı gören ve mecliste olmaması gereken kişiler olarak düşünülen.. Kendi grubuna belli bir aidiyet hissederek o gruba olumlu özellikler atfetmek, her türlü koşulda ve davranışta "iyi, uygun" olarak görmek; ama kendi gibi olmayanı bir şekilde ötekileştirerek "uygun bulmamak" açık bir ayrımcılıktır. Dolayısıyla "tek ses" gibi bir söylem içinde bir birlik ve çeşitlilik anlamı taşısa da aslında o miting boyunca birçok kişiyi ayırdı. Bununla yetinmeyip, vatandaşlarını ve meclisteki vekilleri "yabancı" olarak tanımladı.

Haberin Devamı

İşte böyle bir miting ve bazı konuşmalar oldu.

Dün kim/neyi alkışladı aslında? "Terör" karşıtı bir şeyler olması istendiğinde birleştirici ve sahiplenen bir dilin olması gerekmez mi? Herkesin bir arada barış içinde yaşaması umut edilmez mi? Kimseyi ayrı tutmadan birlik sözü verilmez mi? Sanırım pek öyle değilmiş, çünkü öyle bir hırs var ki başka bir konuşmadan beklenen istek geldi: "550 vekil verin". Evet, "ileri demokrasi" tanımını ben pek beceremiyordum, ne ola ki diye sorup duruyordum. Çünkü "sözde" bir tanımı vardı söylemlerde, ama pratikte her şey çok yanlış ve zıttı. 550 vekil talebi, "milli ve yerli 550 vekil".

Demokrasi neydi acaba?

Benim anladığım demokraside, değil 550, 5550 vekil istese de kimse başkan yaptırılamaz.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder