Yazgülü Aldoğan 'AKP barajı düşürmediğine pişman olacak'
HABERİ PAYLAŞ

'AKP barajı düşürmediğine pişman olacak'

Cumhurbaşkanı nasıl olur da 4 yıldır parlamentoda olan bir partiye baraj altında kalsın, inşallah meclise giremesin der? Bizim 4 milyon seçmenimizi nasıl dışlar? Onlar aileleriyle birlikte 10 milyon etse, birer arkadaşları olsa, 20 milyon eder, bu kadar kişiyi nasıl ötekileştirir? Mağduriyet asıl budur



AKP karşıtlarının HDP’ye oy vermek için kararsız kalmasının temel nedeni baraj. HDP ya barajı geçemezse? “Barajı geçer misiniz?” sorusuna partililerin bulduğu yanıt güzel: “Demir de var, taş da; geçeriz elbet!” Demirtaş ise şöyle diyor: “Barajı aşmak için biz daha çok çalıştık. Başkaları da bu haksızlığa karşı bize oy vermeye niyetlendi. Başta barajı düşürselerdi bu kadar çok oy alamayabilirdik. Şimdi barajı düşürmediklerine pişman olmuşlardır.

HDP’ye oy vermeye niyetlenen kitlenin kararsız kalmasının ikinci nedeni ise AKP ile işbirliği yapar mı korkusu. Erdoğan’ı Başkan yapmayacağınızı kesin olarak açıkladınız ama koalisyon konusunda kesin bir şey söylemediniz. Dışarıdan destek lafı ortalığı karıştırdı?

Seçim sonrası senaryoların HDP’ye dayatılması doğru değil. Biz AKP’yle hiç bir ittifak yapmayacağız. Büyük bir muhalefet boşluğu var. Sıkı, nitelikli bir muhalefet partisi olmak istiyoruz. Topluma güven vermeli, sonra iktidara hazırlanmalıyız.

AKP’nin anayasayı değiştirecek yeterli çoğunluk sağlamayazsa referanduma gitmek ve size de yerel özerklik vererek desteğinizi almak gibi planları olduğu söyleniyor

Ne referandum, ne Başkanlık, asla. Hiçbir şekilde böyle bir ortaklığa girmeyiz.

Gerekirse MHP-CHP koalisyonuna dışarıdan destek verir misiniz?

Hiç bir koalisyona dışarıdan destek vermem.

Peki çözüm süreci ne olacak? Masa yarım mı kalacak?

Masa hükümetten ayrı bir iş.

CHP-MHP koalisyon hükümeti kursa, onların programında Kürt meselesini parlamentoda çözmek var. Ona ne dersiniz?

Parlamentoda yapılması gereken adımlarda muhatap biziz. Ama gelinen noktadan geri dönülemez, Kandil ve İmralı devre dışı bırakılamaz.

Tam da bu noktada sormak gerekir. Şu musluklardan akan kan meselesi nedir?

Van Belediyesi su tasarrufunu teşvik etmek için bir afiş yaptırmış. Su yeterli olmayınca toprakla karışıp musluktan çamurlu su akıyor. Bunun kan olduğuna ilişkin hiçbir gönderme yok. Tamamen yanlış bir iletişim ve yanlış bir mesaj alma.

Sizin de CHP gibi en sonunda açıklayacağınız bir çılgın projeniz var mı?

Bizde hiç çılgın proje yok, projelerimiz hep makul.

Niye? Üniversite sınavlarını kaldırmak yeterince çılgın değil mi?


Meslek liselerini ve meslek okullarını devreye sokacağız. Bu fizik matematik bilmeyen tıp eğitimi yapabilecek demek değil. Ama ortaokul ve liseden yönlendirilecek. Torpil yoksa olur. Artık gelişmiş ülkelerde inşaat işçisi bile eğitimli, kalifiye işçi. Eğitim alıp hayata atılacak. İlle de üniversiteye gitmeyecek.

Partinizde gençler ve kadınlara çok yer var. Başka partilerin mitinglerinde ne bu kadar çok kadın var, ne de genç. Sizde gençler çok fazla. Sizi de çok seviyorlar.

Kadınları gördünüz, ne kadar çok ve ortadaydılar. Başka partilerin mitinglerinde görüyorum, kadınları çember içine alıp ayrı yere koyuyorlar. Çok kötü bir görüntü.

Kadın olmadığınız için anlamazsınız. O kalabalığın içinde kalmak çok tekin bir iş değil.

Bizim mitinglerimizde asla öyle bir şey olmaz. HDP mitinginde bir kadını taciz etmeye kalkanı linç ederler. Şimdiye kadar hiçbir şikayet gelmedi. Bizde erkek zihniyeti de değişiyor. Kadına çok değer ve yer veriyoruz. Onlar çok çalışıyor ve hareket içinde güçleniyor. Onlar güçlendikçe erkekler de değişiyor.

Cumhurbaşkanlığı adaylığınız HDP için kırılma noktası oldu. Ondan önce sadece Kürtler için ve Kürt sorunlarını savunan bir parti görünümündeydiniz. Hatta Gezi’de ilgisiz kalmanız da eleştiri konusu oldu.

Her gün milletvekilleri Gezi’deydi. Kılıçdaroğlu gitti mi hiç Gezi’ye? Gezi’nin büyümesinde ve yayılmasında milletvekillerimiz etkili oldular. Gezide BDP’li 96 genç yaralandı. Ama partiyi yeterince anlatamadık.

Çocukları ve eşi özlüyor



Her siyasetçi gibi Demirtaş da ailesine yeterince zaman ayıramıyor. Çocukları barajı geçsin istemiyor, babalarını göremiyorlar diye üzülüyorlarmış. Eşi ise köy öğretmeni olduğu için öğrencilerinin dersleri aksamasın diye izin alıp mitinglere katılmıyormuş.

Ya HDP barajı aşamazsa?



Ya baraj altında kalırsanız?

AKP kan kusturur! Türkiye’nin felaketi olacak o zaman. Meclis çoğunluğu bende diyecek.Bütün isteklerini zorla dayatacak. Suriye’ye savaş açacak. Türkiye Suriye olmasın, IŞİD tarzı bir yönetim dayatacaklar, HES’den nükleere, senin ne giyeceğine kadar herşeye karışacak o karar verecek. CHP’nin AKP’yi durdurma şansı yok. Biz dışarıda kalırsak erken seçim ve barajın kaldırılması için kampanyalar yaparız.

Parti olarak girmeseydiniz, bu riski almaya değer miydi?

Barajı aşarsak 70 milletvekili çıkarabiliriz. Öbür türlü 35 milletvekilinde kalıyorduk. Tam iki misli, bu riski almaya değmez mi? Bizim çıkaracağımız milletvekilleri de AKP’nin oluyordu. Hesap yaptık. Gereken oyu sağlayabileceğimizi düşündük.

Diyanet ve Kabe söylemleri ile size oy vermeye hazırlanan dindar Kürtleri kızdırdığınız söyleniyor.

Haberin Devamı

Yalan söylüyor, çarpıtıyorlar. Ben tam tersine dindar insanlar anlasın diye Kabe örneğini verdim: Nasıl bir Müslüman Kabe’den başka yerde hacı olamazsa orada ölmüş insanları anmak için de başka bir yere gidilemez. O insanlar 77 yılında Taksim’de ölmüşlerse orada anılırlar, başka yerde değil dedim. Diyaneti kaldırmak da din düşmanlığı değildir. Diyanet İşleri başka, din başka. Bütün kampanyalarını HDP barajın altında kalsın diye yapıyorlar. Halbuki parlamentoya değişik görüşlerden ne kadar çok temsilci taşırsan o kadar sorun çözer, sistemi rahatlatırsın.

Haberin Devamı


Suikast söylentisi doğru mu?

“Diyarbakır’daki evinizin önünde koruma yok mu, o polisler nasıl kapıya dayanabildi?” diye soruyorum. Sivil olan polisler, güvenlikli siteye girerken kapıdaki korumalara kimliklerini göstermişler. Narkotikten birisi hakkında ihbar aldıklarını söyleyip girmişler. Kapıdaki güvenlik de Demirtaş’a geldiklerini aklına bile getirmemiş. Kendi korumaları da yola çıkılacağı için başka yerde hazırlık yapmaktaymış. Kapıyı çaldıklarında ve polis dediklerinde Demirtaş, “Merkezi arayın ve bu evin kime ait olduğunu sorun” demiş. “Bunu yapmadılar, hataları buydu” diyor. “Kapıyı açıp da beni gördüklerinde bembeyaz oldular. Onları yanlış yönlendirmişler. Hatta ben sonra çocukları çağırıp bakın polis amcalar yanlış yapmış, özür diliyorlar diye barıştırdım” diyor. Yine de suikast ihbarlarını ciddiye almıyor mu; ilk kez sert bakıyor bana, tabii ki ciddiye alıyor! Yakın korumalarının sayısını arttırmış, iki araç birden takip ediyor. Korumalar da bayağı iri kıyım. Ama tevekkül de var; “Yapmak isteyen yapar!” diyor.

“Beni sevgiden öldürecekler!"


Partililer HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’a mitinglerde yoğun ilgi gösteriyor.

Başka partilerin kıskanması gereken iki şey var HDP’de: Gençler ve lidere duyulan samimi sevgi. Hiç bir partinin mitinginde bu kadar çağrılmadan, kendisi isteyerek gelmiş, içten, kovsan da gitmeyen kalabalık bir gençlik yok. Miting saatinden önce oradalar. Sahneyle aralarındaki mesafeyi giderek daraltıp birinci güvenlik koridorunu dolduruyorlar. Hiç Okyanus kenarında yükselen deniz suyunu izlediniz mi, dalgalar gelir ve geri gitmez, giderek yükselir, ve bulunduğunuz yeri doldurur. Basın çalışanları olarak sürekli geriliyoruz.

Kendimi vinçin bulunduğu kamyonun üzerine atmışım ama Demirtaş’ın arabasının geldiği duyulunca ne güvenlik kalıyor, ne koridor. Sel suyu gibi koşuyorlar arabaya, 50 m ötede gördüğüm beyaz araba yürüyemiyor kalabalığın ortasında ve sahnenin en kenarına gelebilmesi yarım saati buluyor. Büyük bir karmaşa içinde iri yarı özel korumaları, zaten ufak tefek olan Demirtaş’ı o itiş kakış arasında sahneye nasıl çıkarıyorlar göremiyorum.

Çektiğim fotoğraflardan da herkesin aynı noktaya bakmasından o şamatanın ortasındakinin başkan olduğunu karine yoluyla çıkarıyoruz! Biraz sonra o gençler ve hatta kadınlar benim bulunduğum vinç kamyonunun üzerine tırmanıyor, indirmek mümkün değil! Can güvenliği kalmayınca inip sahne gerisine kaçıyorum! Daha sonra partililerle konuşurken bunun çok tehlikeli olduğunu hatırlatıyorum; “Sadece gençler mi? deyip yaşadıkları bir olayı anlatıyorlar.

Yardım toplamak için bir yemek düzenlemişler. Bildiğiniz gibi HDP devlet yardımı almıyor. Her şey cepten. Yemeği mekan sahibi hediye etmiş. 500 tl ye 700 bilet satmışlar. Demirtaş’ın geldiğini duyan 300 kişi daha kapıya abanmış! Yer yok, yemek yok, içeri alamıyorlar, küsen darılan, kapıda olay çıkaran. Kontrol edilmesi de kolay olmayan bir millet, laf aramızda!

Demirtaş’a bu kalabalık arasında ezilmekten korkup korkmadığını, niye profesyonel, kalabalık bir güvenlik kullanmadıklarını soruyorum. “ Çok sert davranırlar, kalplerini kırarlar, kıyamam. Beni sevgiden öldürecekler!” diyor. Başkanın popülaritesinin partinin çok üzerinde olduğu belli. Anketlerde partinin tam iki kat üstünde çıkıyormuş. Bir tv söyleşisinde nedenini soran programcıya gülerek “Genciz, güzeliz” diye yanıt veriyor. Gençler de bu spontane esprilerini çok seviyor. Ne zaman tweet atsa tt oluyor!

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder