AKP-CHP güven pazarlığı

“Bir kimse senden emin değilse, sen de ondan emin olma.”

AKP ve CHP arasındaki koalisyon görüşmesinin ruh halini Hz. Ali’nin yukarıdaki sözleri anlatıyor.

Nitekim Davutoğlu CHP’yle görüşmeden çıkınca şöyle dedi: “En önemli unsur, karışlıklı güvenin ihdas edilmesidir. Psikolojik bariyerlerin aşılmasıdır.”

Buradaki güven bunalımını daha çok CHP’lilerin AKP’ye güvenmemesi olarak düşünebiliriz. O yüzden CHP kulislerinin nabzını yansıtmaya çalışmak en iyisi.

Konuştuğum bir CHP’li milletvekili şöyle diyor: “Tam ters istikamete hiçbir şey olmamış gibi aniden dönebiliyorlar. 2004’te Avrupalıydılar bugün Ortadoğulu. En sıkı dostları Esad bugün bir numaralı düşman. Cemaatin ortağıydılar, şimdi askerci oldular. Böyle bir kültür fırsat bulunca ezeli siyasi rakibi CHP’ye neler yapmaz! Güvenmek çok zor.”

Kaygı şu ki kurulacak hükümet iki ay sonra bozulursa “Ne AKP ile mücadele etme konusunda sözünü yerine getirmiş, ne de doğru dürüst iktidar olabilmiş” bir CHP, seçmenin yüzüne bakamaz.

AKP’liler ise ezeli rakipleri CHP’yi usta bir siyasi oyunla bertaraf atmış olarak seçmeninin karşısına rahatlıkla çıkar.

CHP’liler koalisyona girseler bile hep “Ne zaman kazık yiyeceğim” kaygısıyla yaşayacak. AKP’ye güvenseler Erdoğan’a asla güvenmeyecekler.

Erdoğan’la ilgili CHP kulislerinin psikolojisini William Faulkner’in şu sözleriyle özetleyebiliriz:

“Kötü insanlara güvenilir. Çünkü değişmezler.”

AKP’LİLERİN KAYGISI

CHP’lilerin bitmeyecek kaygısını ve Hz. Ali’nin yazının girişindeki sözlerini bilen AKP’liler de asla CHP’den emin olamaz.

Davutoğlu, “Güven sorunu” diyerek olaya doğru teşhis koyduğunu gösterdi. Ama ortada bir Erdoğan sorunu varken CHP’lilere inandırıcı güvenceler vermesi çok zor iş.

Bu koalisyon kurulur ve Erdoğan’a rağmen yürürse Türkiye tarihinin en büyük politik başarısı olur.