Çankaya'dan çiftliğe

Cumhurbaşkanlığı’nın Çankaya’dan Atatürk Orman Çiftliği’ne taşınmasını fiziki gerekliliklerle açıklayan iyimserler var. Ama bu değişim pek masum durmuyor. Dahası “Erdoğan’ın gizli ajandası var” izlenimi artık somut bir kanıtla desteklenmiş oldu.

Meselenin sadece bina olmadığı Erdoğan’ın açıklamasında seçtiği kelimelerden okunabiliyor. Erdoğan açıklamasının başında “şu anda oturduğum yer” ibaresini kullanıyor. ‘Yer’ dediği Atatürk’ün hatırası köşk. Adını telaffuz etmek bile istemiyor.

Abartılı bir yargı mı bu? Lafın gelişi mi söyledi? Şimdi bir sonraki cümleye bakın: “Sayın cumhurbaşkanımızın (Gül) oturduğu yerden ayrılmasıyla bir süre daha oturmaya devam edeceğiz. Sonra inşallah yeni binalara taşınmayı planlıyoruz.”

‘AKP’nin bakış açısını en somut aktaran gazeteci olan Abdülkadir Selvi, 19 Ağustos’ta Çankaya’nın terk edileceğinin işaretlerini yazmıştı. Selvi, kararın simgesel anlamını açıklamıştı: “Eski Türkiye’nin ‘Son kale’sinin kapısına kilit vurulacak ve eski Türkiye’ye dair ne varsa orada kalacak.”

Olayın, Erdoğan için ‘yeni rejimi’ simgelediğine şüphesi yok.

Padişahın idam fermanı çıkardığı Atatürk, Osmanlı hatırasına böylesine uzak değildi. Nefret etmedi, saygısızlık etmedi. Dolmabahçe Sarayı’nda ölmüştü.

GİZLİ AJANDA MI VAR?

Yeni Cumhurbaşkanlığı’nın inşaat öyküsü de bir tuhaf.

Binanın yerini daha Kasım 2012’de Beşir Atalay’dan öğrenmiştik. Sonra anladık ki çoktandır inşaat sürüyordu. Kamuoyunun ne ihaleden ne temel atmasından haberi olmuştu. Bina Mart 2013’te bir anda yükselince projenin dev boyutu ortaya çıktı.

Şimdi dikkat! 650 milyon liralık binanın temel atma törenini hatırlayanınız var mı? Belediye müştemilatları için bile şaşaalı toplu açılış ve temel atma töreni yapmayı seven Erdoğan’ın 650 milyonluk yapıda bunu atlaması tuhaftı.

“Binaya taşınmak Erdoğan’ın geçen hafta aklına gelmiştir” diye düşünüyorsanız sizin için makul analizimiz yok.

İşin özeti şu: Kimsenin ruhu duymadan dev binaya başlandı; “Orası Başbakanlık” diye gerçek amaç saklandı; “Orası başkanlık sarayı” diye analiz yapanları liberaller yine “Niyet okuma” diye püskürttü; Erdoğan gücünün zirvesine ulaşınca işin aslını açıkladı.

Bu halktan bazı niyetlerin saklandığına, yani yıllardır tartışılan gizli ajandanın varlığına işaret eder.

HATIRALAR YOK OLUYOR

Atatürk Orman Çiftliği, büyük bölümü bozkır olan ülkenin yeşertilebileceğini göstermek için meydan okumaydı.

1920’lerde birileri cumhuriyeti kurunca ağaç dikti, 2014’te birileri ağaçları kesip üzerine oturarak yeni cumhuriyet iddiasında.

Hem Çankaya hem çiftlik yok ediliyor. Toplumsal hafızaya ağır darbeler bunlar. Taksim Meydanı’na yeni düzen de aynı hükümdedir. Hatıralar, kurulmak istenen yeni cumhuriyet için feda ediliyor.

GÜCÜ YETEN YIKACAK

Kurulmak istenen yeni cumhuriyeti simgesel binası için sit alanına yapıldığı için yıkım kararı var. Erdoğan’ın mahkemeye cevabı şu: “Hukuksuz bir şey yok. Güçleri yetiyorsa yıksınlar!”

Bir işin hukuki olup olmadığına mahkeme dışında kim karar verebilir? Oraya mahkemenin gücü yetmiyorsa kimin gücü yetebilir?

Yani yıkmak için mahkeme dışı bir güç aramak meşru mudur? Birileri topla tüfekle, taşla sopayla yıksa “Tamam gücün yetiyor, haklısın” mı denecek?

Yeni Türkiye evrensel hukuk yerine gücü yetenin devleti olacaksa, yasadışı gecekondudan yönetilmesi yakışır.

O zaman ülke yönetiminin adı da ‘Çankaya’ yerine elbet ‘Çiftlik’ olur.