Giriş
Ülkemizde düzenlenen tarihi nitelikteki G20 zirvesini izlemek üzere Antalya- Belek’teyim. Dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alan 19 ülke ve Avrupa Birliği, bu zirvenin taraflarını oluşturuyor. Ülkeleri temsilen devlet ya da hükümet başkanları dünden itibaren Antalya’ya gelmeye başladılar. ABD Başkanı Barack Obama ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yanı sıra Almanya Başbakanı Angela Merkel, İngiltere Başbakanı David Cameron ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande G20’nin bütün dünyada en çok tanınan profilleri arasında. Gazetelerde şu ana kadar “Kim ne kadar büyük bir heyetle geldi, kimlerin daha lüks otomobili var ya da hangi lider ne tip uçaklar kullanıyor?” gibi haberlerle sınırla kalsa da aslında G20, küresel düzenin geleceğinin konuşulduğu kritik bir buluşma.
Liderler, iklim değişikliklerinden Ortadoğu’da yaşanan yangına ve diğer bölgesel sorunlara kadar bir dizi meseleyi masaya yatırıyor. Hiç kuşku yok ki, en önemli sorunlar arasında dünya ekonomisinin geleceği var. Zira paranın patronu diyebileceğimiz IMF ve Dünya Bankası’nın tepe isimleri de bu buluşmaların B20 ayağına katılıyor. Mesela dünyanın en güçlü kadınları arasında gösterilen IMF Başkanı Christine Lagarde’ı ekonomi içerikli toplantılarda konuşurken göreceğiz. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) öncülüğünde G20 ile paralel yürütülmekte olan B20 zirvesi bence en az liderlerin buluşmaları kadar önemli.
Dünyanın en büyük şirketlerinin patronları, yönetici ve CEO’ları B20’nin içinde. Geçen yıldan bu yana devam eden B20 hazırlık toplantılarına Türkiye’de iş dünyasının önde gelen isimleri Ferit Şahenk, Ali Koç, Güler Sabancı ve Hüsnü Özyeğin gibi isimler aktif destek sağladı. İş dünyasının hedefi; kaliteli üretim, verimlilik, adil çalışma koşullarıyla istihdamın artırılması. Bununla birlikte devletlerden daha şeffaf ve sürdürülebilir çalışma ortamı sağlanmasını bekliyorlar. Bunun için liderlere bir dizi öneri sundular. Sonuçta işverenler de vergi, yatırım maliyetleri vb. konular nedeniyle özellikle rekabet ortamında zorlanıyor.
İşçinin de işverenin de kazanabileceği ortamları yaratmak mümkün. Bunun için liderlerin kalıcı çözümler üretmesine ihtiyaç var. Zirvenin en önemli bölümlerinden birini Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Obama’nın görüşmesi oluşturacak. Zira Türkiye, G20’nin herhangi bir ülkesi değil. Irak ve Suriye ile çok uzun sınır paylaşıyoruz. 2 milyonu aşkın Suriyeli topraklarımız içinde. Bu sayının tırmanma riski var. IŞİD, PKK, PYD diğer ülkeler için de sıcak konular. Bir yandan, İsrail ve Mısır ile normalleşmeye dönük ilk adımları da yakın süreçte beklemek mümkün. Kısa süre önce TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu iş dünyasından bazı temsilcilerle Kahire’yi ziyaret etmişti.
***
Antalya’da pazar günü aile fotoğrafı çekimi var, zirve pazartesi günü sona erecek. Umarım liderler daha adil ve yaşanabilir dünya için somut çözümler üreterek bu zirveyi tamamlar.
