Hakan Çelenk İmralı kabinesi
HABERİ PAYLAŞ

İmralı kabinesi

Haberin Devamı

İki yıllık çözüm sürecinde neler olup bittiğini hep HDP ve PKK tarafından öğrendik. Müzakere masasının nasıl olacağı konusunu da bize Selahattin Demirtaş anlattı. Anafikri baştan söyleyelim: İmralı’da iki ‘hükümet’ masaya oturuyor... Kafalar karıştı tabi ki.. Analiz edelim. Demirtaş Cumhuriyet’ten Mahmut Lıcalı’ya konuştu.

Diyor ki Demirtaş; “İzleme heyeti oluşacak. Kurul taraflar masada konuşurken tanıklık edecek. İzleme heyeti ‘kim haklı, kim haksız’ kamuoyuna açıklayacak.”

Demek ki; uluslararası görüşmelerdeki arabuluculuk mekanizmasının benzeri işleyecek. Çünkü uygulama 1 Ekim’de Resmi Gazete’de yayınlanan yol haritası taslağına dayandığı için ‘resmen’, resmi! Deyin ki, Kıbrıs Türk ve Rum tarafları BM gözetiminde bir araya gelmiş. PKK yurtta cihanda meşru siyasi figür oluyor.

Diyor ki Demirtaş; “İmralı’ya HDP heyeti, izleme heyeti ve devlet heyeti beraber gidecek. Hakan Fidan ile Abdullah Öcalan mutabakata vardı.”

Demek ki; hükümet adına konuşmaya yetkili biri masada olacak. Yoksa bu toplantı boşa kürektir.

Diyor ki Demirtaş; “HDP masada. Kandil de zaten ‘Öcalan bizi temsil ediyor’ dediği için sorun yok.”

Demek ki, PKK’nın Türkiye’nin doğusunu yönetme iddiasıyla ‘bakanlar kurulu’ niyetine kurduğu KCK Yürütme Konseyi, T.C. hükümetiyle aynı masaya kabul edildi. KCK ‘hükümeti’ şu an vergi topluyor, ‘özsavunma’ denen kolluk gücü gözaltı yapıyor, mahkeme kuruyor. O mahkemeler ‘hükümetler arası’ görüşmelerde de tanınacak mı?

Diyor ki Demirtaş; “Ekonomik sorunlar, güvenlik, kadın, çevre sorunlarıyla ilgili öneriler gibi 8-9 başlık var...”

Demek ki; detaylar netleşince kıyamet kopacak. Güvenliği anladık. Hadi ekonomi başlığında belediyelerin vergi yetkisini tartıştın. Ama çevre ve kadın hakları niye PKK ile konuşulsun? PKK, Kürt kadınlara Türk kadınlarından daha çok mu hak alacak? ‘Çevre’de Diyarbakır’ın diğer illerden nasıl daha temiz olacağı mı tartışılacak? Yanıt hiçbiri değilse; PKK, ülke yönetiminde çevre konusunda bile söz sahibi mi?

Diyor ki Demirtaş; “Kamuoyunun bilgisi dahilinde 20-30 kişilik bir heyet tartışıyor olacak. Öcalan ‘Heyetler gerekirse İmralı’da kalsın’ diyor”

Demek ki; kabineye layık 30 kişilik dev bir masa fiziken de var ve kararlar şeffaf olacak. Biz gazetecilar, İmralı’daki yatılı müzakerecilere telefon açıp günün mutabakatını baskıya yetiştirebileceğiz. 30 kişilik toplantılarda sır tutamazsınız.

Şimdi düşünün. Bir konuda mutabakat oldu. Hükümetin adamları zaptı imzaladı. Basın da yazdı. Ama istenen yasa Meclis’in hoşuna gitmedi. PKK anında “Barışa ihanet ediyorlar” diye medyada PR’a başlar. Birileri de destek için ortalığı yakıp yıkabilir. (6-7 Ekim’de bu yapıldı ve sonuç alındı.)

Bu durumda milli irade ne yapar? Ya iradesine kan akmasın diye İmralı ipoteği koyduracak ya da çatışmaya hazır olacak. Bu, mili iradenin rehin alınması durumudur.

Hükümet sorunu Meclis yerine, hükümet olduğunu iddia eden başka bir güçle masaya oturarak ele almayı seçti.

Bir yol bulup Meclis devreye sokulmalı. Yoksa “Ülkeyi İmralı kabinesi yönetiyor. Şak diye emrediyorlar, Meclis’te AKP’li şıp diye parmak kaldırıyor” derler. Bu yol yol değil

Sıradaki haber yükleniyor...
holder