Mehmet Görmez hocaya mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez, Hiçbir kurumun lüks Mercedes’i sizin makam aracınız kadar sorun edilmiyor diye haksızlığa uğradığınızı düşünüyor olabilirsiniz.

Aslında buna sevinmelisiniz.

Farkında değil misiniz, tepki gösterenler saygı duydukları Diyanet’e leke konmasından endişeli.

Sevinmelisiniz çünkü yaşananlar, bugünkü sert siyasi iklimde bile kurumunuz Diyanet’in saygınlığını bir nebze koruyabildiğinizi kanıtlıyor.

Asılında, birileri konuyu “Diyanet de AKP’nin elinde çürüdü, normaldir” deyip geçiştirseydi üzülmeliydiniz.

Yine de saygınlığınızın son demleri zor bir sınavda. Şöyle ki; 1 milyonluk Mercedes’i iade etmiştiniz. Konu kapanmıştı.

Cumhurbaşkanı ise seçim kürsüsünde tekrar konuya girdi. Siz tekrar zora düştünüz. Böylece seçim malzemesi durumuna düşürülen ilk Diyanet İşleri Başkanı siz oldunuz. Sizin sınavınız işte bu durumdan kurtulmaktır.

* * *

Sayın Görmez,

“Bana seçim kürsüsünden gönderilen arabaya ille de bineceğim” diyorsanız, Mercedes’i törenle teslim alın. Doğru yaptığınıza inandığınız işin millete sergilenmesinde sakınca olmamalı. Törende de vaaz verin. Saraylara sahip olma imkanı varken sıradan bir evde oturan Hz. Muhammed’in mütevazı hayatını; Hz. Ömer’in peygamberin yoksul odasını görünce döktüğü gözyaşlarını anlatın. Evinde devletin mumunu yakmayan, gösteriş olmasın diye 12 yamalı elbiseyle gezen, ziyana girer diye ekşi süt ve bir kuru ekmekle öğün geçiren, devletin kayıp devesini yollara düşüp bizzat arayan Hz. Ömer’den söz etmeyi de unutmayın.

Hocam, o vaazı milyonluk Mercedes’in yanında veremezsiniz. İçinde Hz. Ömer’in anlatılamayacağı araca mı bineceksiniz?

* * *

Sayın hocam,

Cumhurbaşkanı’nın “Papa’nın özel uçağı var” sözünü Vatikan etekleri zil çalarak jet gibi yalanladı.

Çünkü kardinaller, İslam âlimlerinin aksine kendilerinin şatafattan uzak durduklarını dünyaya gösterme fırsatı elde etti. Dinlerini her köşeye yaymaya çabalayan kardinalleri bu uçak meselesi emin olun çok mutlu etti.

Belki gözü iktidardan başka bir şey görmeyenler umursamaz. Ama Hıristiyanlık propagandasına malzeme olmak sizi üzüyor olmalı.

Hocam, çok zor durumdasınız.

* * *

Sayın hocam,

Hepimiz İslam etkisinin son şeklini verdiği kadim Anadolu kültürünün parçasıyız. O Mercedes’i alırsanız Anadolu’nun ahlak kültürünü dünyanın gözünde küçümsenecek duruma düşürürsünüz. Hepimiz üzülürüz. Bunun dindar olup olmamakla da ilgisi yok. Kültürümüzün onurunu kurtarmak hâlâ sizin elinizde.

Bu dönem geçer; torunlarınızın gözünde ebediyete başınız dik gitmek istiyorsanız o Mercedes’e binmeyeceğinizi seçim öncesi ilan etmeniz gerekir.

Aksi halde, seçim uğruna feda edilen din adamı olarak tarihe geçeceksiniz.