Giriş
Mahkemede yargılanan deneyimli bir ‘terör örgütü üyesi’ olarak Beşiktaş Çarşı Grubu hakkında hazırlanan 38 sayfalık iddianameyi okudum. İddianame dehşet senaryosuyla; ülke yönetiminde kaos ve zafiyet yaratmak, hükümeti düşürmekle başlıyor, yasadışı örgütlerle devam ediyor. Bu örgütlerin pankartları ile birlikte Taksim’de Çarşı grubunun pankartının da bulunması en büyük delil olarak konuluyor.
Suçlamalar: Ülkede otorite zaafı oluştuğu görünümü yaratmak için Beşiktaş’ta bulunan Başbakanlık ofisini işgal etmek, Ankara’da bulunan Başbakanlık binasının ele geçirilmesini teşvik etmek.
‘Arap Baharı’ benzetmesi
Eylemi dünya kamuoyuna duyurmak için yabancı basın mensuplarının olay yerine girmesini sağlamak ve “Arap Baharı” benzeri bir görüntü oluşturup ülkede yönetim değişikliği amaçlamak.
Gelin görün ki, iddianameyi okuduğunuzda iddialar adı geçen 35 kişinin yapabileceği işler gibi görünmüyor. Zaten lider konumundaki kişiler bile savunmalarında katıldıkları eylemlere sahip çıkmıyor.
Mesela liderlerden Bülenç Ergenç, Gezi eylemlerine katıldığını, polisle çatışmadığını, polise yardımcı olmaya çalıştığını söylüyor.
Cem Yapışkan, yaptığı organizasyonun Gezi eylemi için değil Beşiktaş maçı için olduğunu anlatıyor.
Hava atmak içinmiş
Erol Özdil, evinde bulunan gaz bombaları ve gaz maskelerini Taksim’de sahipsiz olarak yerde bulduğunu, başkasının gelişigüzel kullanmaması için aldığını iddia ediyor.
Güray Sönmez ise eylemlere aktif katılmadığını, çevresine hava atmak için aktif katılmış görüntüsü sergilediğini söylüyor. Koray Yalnız, telefonda eylemlere fiili olarak katıldığı yönündeki sözleri kız arkadaşına hava atmak amacıyla söylediğini belirtiyor.
Telefonda “Hükümeti düşüreceğiz” diyen Kaan Kabaş, bu söz için “Espri yaptım” diyor. Bunların yanında telefonda alkollü olduklarını, kızgınlıkla konuştuklarını söyleyenler var. Ama bu savunmalar savcıya inandırıcı gelmemiş.
Bence birkaç kişi için ruhsatsız silah bulundurmak ya da gösteri kanunlarına aykırılık iddiası doğru olabilir ama Çarşı’nın hükümeti devirme girişimi ya da darbe ile ilişkisi olamaz. Çünkü felsefe olarak Çarşı darbeye de karşıdır.
Ama anlaşılıyor ki Yeni Türkiye’de protesto eylemi yapan herkes ‘darbeci’ ilan edilebilir.
