Siyaset Kılıçdaroğlu: Peşmergenin bu topraklarda ne işi var
Paylaş
Kılıçdaroğlu: Peşmergenin bu topraklarda ne işi var

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda sert mesajlar verdi

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:

Hep beraber Atatürk'ün koyduğu ilkeleri hayata geçirmek ve daha da görkemli hale getirmek için buradayız dedik. Cumhuriyete sahip çıkmak Atatürk'e sahip çıkmaktır. Kadın erkek eşitliğine sahip çıkmak onun ilkelerine sahip çıkmaktır. Kimsenin kulu değiliz demek için oraya gittik. Düşmanları bile ona saygı gösteriyor. Düşmanları bile onu Nobel'e aday gösterirler. 100 yılda bir çıkar böyle lider, o da Türklere nasip oldu diyor Churchill.

1921'de daha Cumhuriyeti kurmadan önce Çocuk Esirgeme Kurumu'nu kurdu. 1923'te İzmir İktisat Kongresi'ni topladı. Hiçbirisi ekonomi eğitim görmemişti... 1925 17 Aralık'ında köylülerin en çok şikayet ettiği aşar vergisini kaldırdı.

Herhangi bir tehlikeyle TC karşı karşıya geldiğinde kendi silahlarımızla kendi kendimizi savunmalıydık. 1925'te Kayseri'de uçak fabrikasının temelleri atıldı. O hayattayken uçak ihraç eden bir ülkeydik. 1930'da merkez bankasını kurdu. İlk kez kendi parasını basan bir devlet olduk.

1937'de kendi denizaltımızın omurgasının yerleştirme töreni yapıldı. Atatürk böyle birisiydi.

24 Haziran 1938'de TMO'yu kurdu. 1938'de Fiskobirlik'i kurdu. Fındıkçı perişan olmasın diye. Bu nedenle Atatürk'e bu millet şükran borçludur. Devrim yapan pek çok lider çöp sepetine gitti. 20 ve 21. yüzyıllara damgasını vuran Atatürk'ün devrimleridir. Kimseye el avuç açmadılar. Osmanlı'nın borcunu son kuruşuna kadar ödediler.

4 Haziran 1944'te hiçbir borcumuz kalmamıştı.

22 Eylül 1947 Merkez Bankası bir açıklama yaptı. MB kasasında 176 ton altın vardı.

Yolsuzluk yapanları 4 ayrı dosya halinde Yüce Divan'a göndermişti. Bu ülkenin insanları Atatürk'e saygı duymasın da ne olsun.

ONLARDA ALLAH KORKUSU YOK

Bizde bazı dili uzunlar ve Atatürk'ü sevmeyenler vardı. Onlarda Allah korkusu yok. Bütün mal varlığını bu ülkeye adadı. Hayatı savaş meydanlarında geçti.

Neden bizde bu kadar maden faciası var? Çünkü devlet akılla değil önyargıyla yönetiliyor.

Devleti böyle yönetirseniz sorunu aşmış olursunuz.

Ermenek faciasını biliyorsunuz. 12 gün sonra 2 işçimizin naaşına ulaşıldı. Şimdi 16'sı için çalışma yapılıyor. Şili'de 69 gün maden altında kalan işçiler çıkarılmıştı.

Sendikalarla şu kararlar alındı:


Maden işyerlerinde taşeron işçi olmamalıdır

Haberin Devamı

Rödövans (kiralık iş) olmamalıdır

İşyerlerinde sendikalaşmanın önü açılmalıdır

Madenlerde uluslararası standartlar olmalı

Kesinlikle havza sistemine geçilmeli

Yeraltı maden işletmelerinde denetim bağımsız organlarca yapılmalı.

Yeraltında çalışanlar için mutlaka yaşam odaları olmalı

Maden işleri genel müdürlüğünün taşra örgütü yok, kurulmalı...

Eğitim ve uygulama mutlaka yeraltında olmalı. Bizde 3 gün eğitim alan madene giriyor.

İşçi Sağlığı ve Güvenliği Konseyi olmalı

Bunları niye anlattım... Diyorlar ya Şu CHP hep eleştirir, hiç çözüm getirmez. Sendikaları doktorları çağırdık, tartıştık. Bu 10 madde üzerinde anlaştım. Bunları kanun teklifi yapıp TBMM'ye vereceğiz.

Maden işçileri onurumuzdur. Onların güvenliğini sağlamaksa bu çatı altındaki milletvekillerinindir. Biz görevimizi eksiksiz yaptık.

DAVUTOĞLU ÖNCE ABİSİNE SORACAK


Davutoğlu'na çağrı yapıyorum. Senin görevini ben yapmak zorunda kaldım. Gerekirse ortak komisyon kuralım yeraltında gölümler sona ersin.

Davutoğlu bunları yapar mı? Abisine danışacak önce. Abi gideyim mi gitmeyeyim mi diyecek.

YIRCA'NIN HİKAYESİ


10 Mayıs 2014. Yırca köylülerinin arazileri ivedi kamulaştırılacak. Bunun bir kuralı vardır. Bu savaş durumunda ya da deprem gibi olağanüstü hallerde yapılır. Bakanlar Kurulunca da ivedi görülen hallerde bu karar alınır. Ama orada kamu yararı olması lazım. Havuz medyası için çalışan işadamı için gözden çıkardılar.

1 Eylül'de iptal için Danıştay'a gidildi. Bizim tarlalarımızı elimizden zorla alamazsınız dediler. bu arad firma köylülere 19 Eylül'e kadar buraları boşaltın yoksa zorla yaparız dediler. 17 Eylül gecesi ise baskın yaptılar. Başarılı olamadılar. Orada CHP vekilleri vardı.

16 Ekim'de Yırcalılar dediler ki devlete gidelim. Manisa Valisi'ne gittiler. 70 yaşındaki bir amca, "askere çağırdınız geldik, vergi dediniz verdik.. Madem siz devletsiniz şimdi bize sahip çıkmayacaksınız da ne zaman sahip çıkacaksınız" diyor. Bunu söylüyor ama orada kalıyor. Devletin gözünü para hırsı büyümüş.

7 Kasım'da sabah giriliyor 6 bin zeytin ağacı kesiliyor. Onlarca ailenin gelir kaynağını yok etmektir bu. Bunu bizim elimizden almayın diyorlar Yırcalı kadınlar manşetlerde.

Baltalı çetelerle 6 bin ağaç katledildi. Bunun mücadelesini hep beraber vereceğiz.

Şimdi Yırca köyünden gelenler kürsüye geliyor. O zeytini benim adıma o sökülen alana dikecekler.

1939'da zeytin için, ülkedeki tek ağaç için kanun çıkıyor.

“ZAYTUNGCULARA MESAJ GÖNDERİYORUZ”

Bu hükümetin nasıl iki yüzlü hükümet olduğunu göstermek için güzel bir veri var elimde. Bir taraftan gidip zeytinleri keseceksin, sonra çıkacaksın televizyonlara çıkıp bir kamu spotu yayınlayacaksın. Ne diyor orada “çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakmak için haydi Türkiye tarım arazilerini koruyalım” tam bir komedi değil mi?

Zaytungçulara mesaj gönderiyoruz.

1939’da zeytin için özel kanun çıkıyor. Şimdi size bu kanunun 20’nci maddesini okuyorum. “Zeytinlik sahaları içinde, bu sahalara en az üç km mesafede zeytinyağı fabrikası hariç, zeytinliklerin gelişmesine mani olacak kimyevi madde, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz, işletilemez” Devamında bir madde daha var “Zeytincilik sahaları daraltılamaz. Zeytin ağacı kesilemez ve sökülemez”

Bu ülkenin namuslu savcılarını göreve davet ediyorum. Bu yasa yürürlükteyken 6 bin zeytin ağacını yok eden yetkililer hakkında soruşturma açılmasını istiyoruz. Yürekli bir savcı istiyoruz. Köylünün günahı ne arkadaşlar. Tapulu toprağına sahip çıkıyor. Vergisini veriyor, askere gidiyor. Bu ülkede refah artsın diye vergi veriyor. Bunlar ise vergiyle kaçak saray yapıyorlar.

Hırsızlar için güzel bir itibar sarayı olabilir orası. Ama bu ülkenin itibar sarayı değildir o saray.

ABD Başkanı'nın oturduğu 'Beyaz Ev' kaçak saraydan 6 kat küçük. Demek ki biz onlardan 6 kat daha itibarlıyız, Onlara göre böyle demek ki. Kaçak Saray alanına 12 tane Kremlin yapabilirsin. Gariban Rusya.. İtibar yerlerde sürünüyor.

Sana o parayı devleti yönet diye verdik. Kaçak saray yap diye vermedik. Sarayla itibar mı olur?

Çankaya'ya köşk yapacaksınız tek ağaç kesilmeyecek diyor Atatürk. Yalova'da bir ağaç için köşkü yürüttüler.

Yolsuzluğun, haram yemenin itibarı olabilir mi?

1000 odalı saraya daha mobilya koyulacak. Her odaya bir kişi otursa 20 yılda buluşur bunlar.

AK Parti'ye oy verenlerin de vicdanı sızlıyordur. Elini vicdanına koy. Bu ülke iyi mi yönetiliyor kötü mü yönetiliyor...

İTİBAR KARNEMİZ


İnsani gelişmişlik endeksi: 188 ülkedeyiz 169'uncuyuz

Cinsiyet eşitliği: 142'de 125'inciyiz

İyi yaşamda OECD ülkeleri arasında sonuncuyuz.

Ebu Zer: Ne zaman yoksulluk bir kapıdan girerse, din başka bir kapıdan çıkar gider demiştir. "Ey Muaviye bu sarayı kendi paranla yapıyorsan ısraftır, halkın parasıyla yaparsan ihanettir" demiştir.

Aynı şeyi Davutoğlu ve Erdoğan için söylüyorum. Bunu ancak firavunlar yapmışlardır.

Seçime gideceğiz, hepimizin sorumlulukları var.

Haberin Devamı

Haberin Devamı



Mescid-i Aksa'ya çirkin bir saldırı yaptılar. Bütün dünya kınadı. Hangi inançtan olursak olalım. Saygı duymak temel görevdir. Bunlardan biri çıktı dedi ki: O kutsal topraklarda İsrail'in postallarını eline veririz. E git ver. Boyundan büyük laflar etmeyeceksin. Davutoğlu da test etmesinler diyordu. E test ettiler de ne oldu? Oturduğun yerde kaldın. Kutsal mekandalarda da, Türkiye topraklarında da yabancı asker postalı istemiyoruz. Bu topraklarda peşmergenin ne işi var? Benim topraklarımda benim askerim varken peşmergenin buraya girmesine nasıl izin veriyorsun.

Haberin Devamı