Erkut Can Siz kazandınız
HABERİ PAYLAŞ

Siz kazandınız

Haberin Devamı

Hepimize geçmiş olsun. Geçen hafta ülkenin gündemi referandumdu. E, tabii bizim köşenin de öyle olacak. Haftaya köyümüze döneriz.

Televizyon seyretmede dünya birincisiymişiz ya. Peki ne seyrettik iki ay boyunca. Öğlen başladık, yatana kadar bütün kanallarda Cumhurbaşkanı Erdoğan. O dinlenirken, diğerleri ekranı boş bırakmadı. Osmanlı’yı göklere çıkaran, algı ve kurgu dizilerine de yer bulundu tabii.

Duygu fırtınası estirildi. Dini aidiyetler süslenerek beyaz cama yapıştırıldı. Sokağa çıktık aynı yüzler duvarlarda. Bunlar evet’çilerin avantajıydı. Peki hayır’cılar ne yaptı? Hep rastlarsınız.

Sokak röportajlarında arkadan el sallayanlara. İşte onlar gibi, üç-beş kanaldan başlarını uzatabildiler.

Zar zor mitinglerine izin alabildiler. Ve iki ayda taraflar eşit(!) şartlarda söyleyeceklerini söyledi. Geldik o güne. Türk halkı demokrasiye sahip çıkıp sandığa gitti. Ve referandumun gerçek kazananı oldu. YSK ise, kısa zamanda sandığa gidenlerin oy dağılımını bile vermeden sonucu belirledi. Evet kazanmıştı.

Erdoğan’ın dediği gibi maçı 1-0 veya 5-0 kazanmanın önemi yoktu. Önemli olan maçı almaktı ve Türkiye’nin yarısının bir tık üstü evet demiş “iş bitmişti.”

Cumhurbaşkanı devamını da getirdi: ”Atı alan Üsküdar’ı geçti.” Doğru. Üstündeki, Hayır diyen Üsküdar’da tökezledi ama, onun cevabı da yine Cumhurbaşkanımızdan. “Geçti Bor’un pazarı sür eşeğini Niğde’ye.”

Çünkü orada Evet kazandı. Başbakan, “kaybeden yok” diyor. Tabii yok. Birileri hariç. Hedef gösterici troller ve kefenliler. Akıllanırlar artık. İşte bir oylamanın özeti. Ama bitmedi. Kısa kısa aşağıda.

TÜRKİYE ÇİÇEK AÇTI

Türk halkı, 7 Haziran’dan sonra bir kere daha işareti verdi. “Biz bu hale getirdik, artık siz gençler bu çiçekleri iyi sulayın, daha da büyütün” diye. Bu durumda görünen o ki, erken seçim filan yok.

Siz kazandınız

Kasım 2019’a da daha çook zaman var. Şimdi evet’i hayır’ı unutup birlik olarak kardeşlik içinde çalışma zamanı. Türkiye, hemen olmasa da, elbet bu darboğazdan çıkacaktır. Niye güllük gülistanlık olmasın.

KISSADAN

■ Türkiye nüfusunun yüzde 61’ini oluşturan 33 il ‘hayır’ dedi. Geriye kalan yani nüfusun yüzde 39’u da ‘evet’ dedi. Peki yüzde 2’lik fark nasıl oluştu diye sormayın. Ben hesaplayamam. (Ayrıca bu hayırcı illerden 13’ü Türkiye’nin ekmeğinin yüzde 62’sini üretiyor.)

■ Referandumun bir iyiliği oldu. Bahçeli’nin yapmamak için direndiği kurultayı, MHP seçmeni sandıkta yaptı. Muhtemel kurultayın kaybedenini de şimdiden belirledi.

■ Sayım devam ederken, YSK, ilk itiraz mercii olan il ve ilçe seçim kurullarına düsturu çekti. “Benim kararım doğrultusunda karar vereceksiniz.” Yani yangın merdivenlerini dışarıdan kilitledi.

■ Üniversite sınavına 15 dakika kala öğrencileri sınava sokmayan kuralcı devlet, 1.5 milyon mühürsüz oyu şıp diye sandığa sokuverdi. Hem de kural kanun maddesi iken.

1.2 milyon oyun sahibi

İşte mühürsüz oy itirazını yapan ve “kanunlar bazen hukuka uygun olmayabilir” diyen AK Partili Recep Özel. Yani 1.2 milyon oyun sahibi o. Hani sandık kurullarına hem eğitim verilmiş, hem de sabah SMS atılmıştı “dikkat” diye.

Acaba mühürsüz oyların rengi mi uyandırdı bu arkadaşı. Kendinden başka kim bilir ki.

Sine-i millet

CHP’nin parlayan yıldızı Selin Sayek Böke, kampanya süresince koştu durdu. Allah var. Ama, YSK itirazının yanına meclisten çekilmeyi de ekleyince, bir çuval inciri çürüttü.

Bilmiyordu ki, istifa, genel kuruldan evet oyu aldıktan sonra kesinleşirdi. Mecliste ise AKP çoğunluk olduğuna göre bu imkansızdı. Ustaları hemen devreye girdi de “yok böyle bir şey” diyerek düzeltti hatayı. Öğrenecek abileri, daha çok genç.

Sinir deyince

Artık anladım ki bir muhalefet liderinin, hiçbir doktor sinirlerini almamalı. Çünkü Kılıçdaroğlu’nun, kibar, mülayim, tevekkel, sinirsiz halini gördükçe, sanki onun sinirleri bize nakledilmiş gibi oluyor.

Zaten ortamdan dolayı sinirliyiz, hepten sinirli oluyoruz. Katlanıyor. Var mı bildiğiniz bir sinir aşısı. Yemeklerine karıştırıverelim.

CIZZZ
“YSK, seçimleri hukuka uygun biçimde yönetmiş, uluslararası takdir toplamış bir güven müessesesidir.” Bekir Bozdağ


Sıradaki haber yükleniyor...
holder